GEÇMİŞ | kokonui

-SON HAZIRLIK-

Sarı saçlı genç üstüne giydiği beyaz takım elbisesini dikkatlice inceledi, anyada kendisine bakarak. Soğukkanlı yüz ifadesinin aksine, git gide büyüyen bir gerginlik kemiriyordu içini. İçindeki korku yüzünden sabah kahvaltı edememiş, hatta yutkunamamıştı bile. Hayatında bu duyguyu yaşadığı çok az anı vardı. En stresli durumlarda bile sakinliğini koruyabilen ve mantıklı düşünebilen biri olmasına rağmen kafası durmuş gibiydi. Hiç birşey düşünemiyor, hiç bir çıkış yolu bulamıyordu. Öyle ki her an oturup ağlayabilirdi.

Arkasından yaklaşan beyaz saçlı genç, kollarını önündeki gencin beline kenetleyerek "çok yakışmış inupi'm" dedi, kafasını boynuna gömüp kokusunu içine çekmeden önce. Sarışın genç aynadaki yansımadan, arkasındaki adamın görüntüsüne baktı. Saçlarını her zamanki düz halinde bırakmak yerine topuzlu bir saç modeli yapmış, her zamanki lüks kiyomasını giyip pahalı parfümlerini sıkmıştı. İnui bu parfümü en son ne zaman kokladığını dahi hatırlamıyordu. Büyük bir ihtimal koko'nun ona veda ettiğinde yanından geçtiği zamandı. Bir süre öyle durduktan sonra ayrılarak, aynanın önünde bulunan tabureyi çekti Koko. "hadi gel! Saçlarını yapıyım!". İnui, karşısındakinin sözünü ikiletmeden yerine getirdi. İtaat etmekten başka çaresi yoktu şu anlık. Belkide daha iyi davranırsa,Koko ona neler olacağını söylerdi.

Koko ayna önündeki çeşit,çeşit saç kremlerinden birini alarak inui'nin saçına sürdü. Eliyle hafifçe saçına kremi yayarken aynı zamanda da şekil veriyordu. İnupi'nin saçı her zaman yumuşaktı ve kremle daha da yumuşatılınca şekil vermesi daha da kolaylaşıyordu. Kendi saçına da her zaman çok iyi baktığından, önündeki çocuğun saçını yapması da çok zor olmamıştı. Uzun kirbikleri, ipeksi saçları ile zaten güzel olan genç adam, saçları şekle girince bir asilzadeye benzemişti. Bıraksalar bütün dün o görüntüyü izleyebilirdi Koko. Son olarak aynanın önündeki dudak nemlendiricisini alarak önüneki çocuğun dudaklarına sürdü. Biraz geri çekilerek hafif pembemsi bir renk almış dudakları dikkatle inceledi. "feminen görünmeyi her zaman çok sevmiştin..." dedi kısık bir sesle.

Birden odanın kapısının, kaçmış dana gibi tekmelenmesiyle irkilmişti iki genç adamda. Yüksek bir anırma sesi duyuldu kapının arkasından "KOKO!!!! GÖREVLERİ HALLETTİN Mİ LAN?" İki genç adamda bu sesin kime ait olduğunu çok iyi biliyordu. Kokonoi, çakma pamuk şekerin en olmadık durumlarla inui ile arasına girmesine çok sinir oluyordu. Öyleki kapının arkasına çıksa, sanzu'nun üstüne atlayıp tekme,tokat dövebilirdi. Öfkeyle kapıya doğru yürüdü Koko. İnui ise onun arkasından. İnui kapıdan dışarıya adım attığı anda, diğer taraftan bir ıslık sesi gelmişti.

İnui ise şaşırarak önünde baktığında haitani kardeşler ile göz göze geldi. Büyük olan haitani, inui'nin elini alarak öptü. "hoş geldiniz madam, konuşamadık" bunu derken göz ucu ile koko'ya bakmayı ihmal etmemişti. Koko ise her zamankinden soğuk bakışlarını rana dikmişti. Bir süre gergin bir ortam olsa bile en sonunda ran gözlerini kaçırmış ve rindou'yu da alarak ortamdan uzaklaşmıştı. Sanzu koko'yu dürttü. "hallettin mi?" diğerek sordu. Koko ise bıkkın bir şekilde sanzu'ya döndü. "evet".

Koko'nun görevi, takeomi ile birlikte düğün sırasında polisi oyalamaktı. Takeomi, polisi diğer basit suçlar ile oyalayacak, Koko ise düğün alanının içindeki tüm bağlantıyı kesecekti. Bu sayede polise haber veremeyeceklerdi. Yüksek bir mevkide olan naoto ailesini düğüne ulaştırmamak hedeflerinin başındaydı. Koko, son dosyaları almak için mikey'in odasına doğru yürüdü. İnui ise bu atmosferde tek başına kalmaktan rahatsız olduğu için hızla koko'nun arkasından yürüdü. Beyaz saçlı adam, sarışın arkadaşınım mikey'in odasına girmesini istemesede çok fazla ses çıkarmadı. Mikey'in odasınına girdikleri anda Koko hiç biryere bakmadan direk dosyaların olduğu yere gitti. Mikey odasına birinin girmesinden hiç hoşlanmasada, şuan otelde değildi ve tüm dosyaların alınması için emir vermişti. Otelin VİP katı acele ile boşaltılıyor ve şehire uzak, ormanlık yerlerdeki farklı malikaneler hazırlanıyordu. Koko hızla dosyaları toplarken, inui ise şaşkın bir şekilde duvara yazılmış olan küçük yazılara bakıyordu.