-DÜĞÜN GÜNÜ-

467 37 16
                                    

Tüm gözler mikey döndükten birkaç dakika sonra emir geldi "Başlayın."
Tüm gözler mikey'den koko'ya döndüğünda, Koko çoktan bigisayarından işlemleri başlatmıştı. İnui tekrar cama baktığında tüm siyah arabaların yavaş yavaş düğün salonunu sardığını fark etti. Kalbi neredeyse ağzında atar durumdayken çaresizce dudaklarını ısırdı. Kokonoi, son tuşa basarak çevredeki yerin tüm bağlantısını kestiğinde ayaklandı. "tamamdır" dedikten sonra her zamanki dil çıkarmasını sundu. Tüm bonten üyeleri tek tek karavandan inerken, Koko inui'nin iki elinide arkadan birleşeirerek haraket etmesini engelledi. Ardından oda indi. Bir andan inui'nin ellerini tutarken bir yandan da kolunun altındaki bilgisayarını tutuyordu beyaz saçlı adam. Eğer ters bir iş çıkarsa elektrik bağlantısınıda kesicekti ki, şuan tüm mahallenin elektiriği kesilmiş ve güvenlik kameraları entkisiz hale getirilmişti.

İnui, karanlıktan göz göze görmez durumda iken uzakta, dügün yerinin önündeki ışıktan tanıdık bir figür gördü. Kafasında ejderha dövmesi olan, uzun boylu çocuk, telefonundan iki gündür ulaşamadığı arkadaşına ulaşmaya çalışıyordu. Kaç kere aramıştı kim bilir. Arkadaşı için endişelense de, kesin birşey olmadığı sürece arkadaşlarına söylemek istemiyordu. O kadar odaklanmıştı ki telefona yanından yavaş yavaş giden siyah arabaları görmemişti. Son kere telefonu kulağından alıp öfkeyle baktı. Chifuyu kendisini çağırınca ise telefona bakarak içeri girdi. İnui avazı çıktığı kadar bağırmak istedi. Onları uyarmak istedi. Ağzını açıp "dra-" demeden ağzı kapatıldı. Koko öncesinden anlamıştı onun böyle yapacağını. Çıkan sesle beraber tüm bonten üyeleri ona dönmüştü. Sanzu, hafifçe somurttu "biliyordum" dedi inui'ye yaklaşırken. Elindeki koli bandını sertçe yapıştırdı sarışın çocuğun ağzına. diğer yöneticilerinde bu durumu sinirlendiği belliydi. Bonten'in silahlı adamları yavaş yavaş indiler arabadan. Yürüyen kalabalık adamların arasından, tüm bonten üyeleri yürüyordu salon alanına.

İnui, ilk başta refleks olarak kaçmaya çalışsada sonradan bunun anlamsız olduğunu fark etmişti. Etrafı bonten üyeleri ile sarılmıştı. Arkasında onun ellerini tutan Koko. Koko'nun arkasında ran ve rindou. Sağında kakucho, solunda takeomi. Önünde ise mikey ve sanzu. Yanlarındaki iki metrelik adamlar da cabasıydı. İnui tekrar dünyadaki en nefret ettiği şeyi yaparak teslim olmayı seçti. Artık hiçbirşeyi durduramazdı. Yanımda sekiz adamla birlikte düğün salonuna giriş yaptıldığında, beyaz çiçeklerle süslenmiş düğün salonundaki tüm gözler fal taşı gibi açıldı.

Sarışın çocuk oradaki herkesin yüzünü tek tek izlerken, etrafındaki adamlar ise çoktan masalara dağılmış, arkalarından yüzlerce bonten adamı konukların masalarına oturmuştu. Koko, bu süreçte arkadaşının ağzındaki bantı çıkarmayı ihmal etmemişti. İnui, senju'nun yanına gitmiş olan sanzu ve takeomiye baktı. Senju, düğün masasında çok dalgın olduğu için, içeri birden girildiğinde şaşmış kalmıştı. İki abisini ise karşısında gördüğünde neredeyse donmuştu. Ran, mitsuya ve hakkani'nin yanına giderken, rindou ise kawata kardeşlerin masasına gitmişti. Ki kardeşler düğün için pastayı hazırlarken yeterince dalgındı zaten. Draken ise zor durumdaki arkadaşını hemen tanımış ve "SEİSHU" diyerek sesini yükseltmişti. Onu, arkadaşına koşmaktan alı koyan şey ise kafasına dayanmış bir silah ve beyaz saçlı arkadaşının önünden yürümesiydi.

Mikey, herzamanki baskın tavrıyla salondaki herkesi susturmuş ve "nikah şahidi" koltuğuna oturmuştu. Tam önünde ise ona bakan Takemichi ve biraz arkasındaki hina vardı. Takemichi ise şaşkın bir ifade ile baksada gözlerinden yaşlar akmasına engel olamamıştı. Takemichi eli ile gözlerini sildiği sürede, mikey'de cebindeki düğün davetiyesini çıkararak masaya koydu. Takemichi o davetiyeye tekrar baktı. Eski arkadaşına göndermek için 2 hafta uğraştığı, bunun uğruna dayak yediği davetiyeye. Bunu görünce ellerini gözlerinden çekerek tüm göz yaşlarını serbest bıraktı. Yaklaşık beş dakika boyunca tüm salon onun ağlayışını dinledi. O kadar içten ağlıyordu ki...onu tanımayan biri bile anlaybilirdi ne kadar acı çektiğini. Bu süreçte arkada bulunan hina'nın da gözleri yaşarmıştı. Sevdiği adamın bu kadar içten ağladığını o bile görmemişti hayatında. Mikey siyah gözleri ile arkadaşının yüzüne baktı. "Hala ağlaksın takemichi" dedi değişmeyen yüz ifadesiyle. Takemichi bir süre söyleyeceklerini toparlamak için uğraştı. "s-sen b-bizi koruyordun... Bunca yıl bizi korudun" dedi sonlara doğru yeniden ağladı. Başta draken olmak üzere, eski toman üyeleri mikey'e kitlenmiş durumdaydı. Zayıflamıştı... Göz atları kararmış, saçları yıpranmıştı. Kısacası yürüyen bir ölüden farkı yoktu. Bu durum draken'in dikkatini fazlasıyla çekmişti. Mikey derin bir nefes alıp başını eğdi.
"bu çeteyi büyütmek için, fuhuş,uyuşturucu, kara borsa hepsini yaptım. Sonunda ülkenin en büyük suç örgütünü yarattım. Hepsi sizi tekrar üzgün görmemek içindi. Takemichi'nin tekrar ağladığını, draken'in yeniden bunalıma girdiği anlar her gece kabuslarıma girdi. Bunların hepsi dürüst bir yoldan Toman'ı kurduğum içindi, güçsüz olduğum için böyle bir yol seçmiştim. Serseriler için yeni bir cağ yaratma fikri saçmalıktan ve güçsüzlükten başka bir şey değildi..." bunları söylerken gözlerinde ufakta olsa duygu belirtisi görülmüştü.

"Ama geçmişte sizinle birlikte geçirmediğim her saniye için pişmanlık duydum" dedikten sonra derin bir sessizlik olmuştu.

"şimdi sizi korumanın tek yolu bu. O yüzden af dilemeyeceğim" dediği anda bonten'in adamlarından biri takemichi'nin arkasından gelerek,burnuna bir mendil tuttu. Endişelenen inui yüksek sesle bağrıdı "TAKEMİCHİ!".
Draken, arkasındaki adama yumruk atsa da binlerce adamın üstüne çullanmasıyla etkisiz halde kalmıştı. Sanırım yıllar sonra paslanmış durumdaydı.

Chifuyu'nun kafasına hafifçe vurularak bayılmasına sebep olunmuş, mitsuya,Hakkai ise eskide olduğu gibi ran'ın gazabına uğramışlardı.
Rindou ise, kwatalar neler olduğunu bile anlamadan burnunlarına mendil tıkamıştı.
Çok uğraşmak istememişti anlamadan. Bunları gören inui ise titremesine engel olamadı. Salonda bulunan herkes dışarı çıktı. Bayılan eski toman üyelerini önlerindeki karavana tek tek bindirdiler.

Koko'nun elinde var gücüyle çırpınan inui ise enerjisini tüketmişti. O da karavana bindirilirken tek hissettiği şey yanından büyük bir sevinçle geçen sanzu olmuştu. İnui birkaç dakika ne olduğunu algılamaya çalıştı. Ama karavan camından bakınca tek gördüğü şey, gece karanlığındaki salonun etrafından yükselen kırmızı alevlerdi ki bu gözle görülebilir olan tek ışık kaynağıydı.




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GEÇMİŞ | kokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin