Lost in You ~Taekook

•Benlik

Bol bol yorum bekliyorum...

Seviyorum sizi... İyi okumalar❤️❤️

********

Herkes kapının önünde donmuş bir şekilde kalmıştı. Kendine ilk gelen Isabelle olmuş, kardeşini kolundan çekiştirerek içeri sokmuştu.

"İçeri girsenize..." sesi sizi doysanız bile yemek yemeye zorlayan nineler gibiydi. Bu nedenle daha fazla ikiletmeden Alec içeri girmiş, Jerome'da onu takip etmişti.

Taehyung ise yaşadığı büyük şokun etkisini atlatamıyordu. Karşısındaki tıpatıp Jungkook'tu. Bir ikizi olduğunu söylemeyen Jungkook...

Acaba yine bir oyun mu oynuyordu? Jungkook yer altı dünyasında yaptığı oyunlarla, insanların kafasını karıştırmasıyla bilinirdi sonuçta.

Onu çekiştiren MinJae ile kendine zar zor gelebilmişti.

"Baba hadi gel! Jerome amca ile Alec amca içeri geçtiler!"

MinJae onu çekiştirerek salona götürürken Taehyung kaçmayı düşünüyordu. Jungkook onları yine bulmuştu ve bu sefer oldukça psikopatça bir planla buradaydı. Kendini ikizi varmış gibi tanıtmıştı.

Elleri titrese de belli etmek istemiyordu Taehyung. Ondan kaçmıştı ve tekrar o malikâneye dönmeyecekti. Oğlunu da alıp gerekirse tekrar kaçardı ama Jungkook'un onları umursamadan aldığı kararlara katlanamazdı.

Salon girmeden önce omuzlarını dikleştirmiş ve MinJae'nin elini sıkıca tutmuştu. Salonun kırmızı teması gözlerini boyadığında ise Isabelle ile göz göze gelmişti ilk önce. Gözlerinde herhangi bir duygu barındırmazken Isabelle şaşkınlıkla onu izlemişti.

"Taehyung gel yanıma..." Salonun kapısında daha fazla dikilmemesi için yanını patpatlamış, oturması için çağırmıştı onu.

"Özür dilerim... Biraz kafam karıştı."

Taehyung sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde mırıldanırken MinJae içeri koşmuş, Alec ile Jerome'un arasına oturmuştu.

"Az önce kapıda söyledim zaten ama... Ben Jeon MinJae. Tanıştığıma memnun oldum."

Küçük çocuk heyecanla Alec'e bakarken Alec onun saçlarını okşamış, sıcak bir gülümsemeyle karşılık vermişti.

"Ben Alec. Isabelle'in ağabeyiyim."

MinJae ona elini uzatmış, küçük elleriyle onun elini tutup el sıkışmıştı. Daha sonra babasına tıpatıp benzeyen adam dönmüştü.

"Ve sen de... Babamın kardeşisin?"

Jerome kafasını yana yatırmış, çocuğu tebessümle süzmüştü.

"Sen de kardeşimin oğlusun?"

MinJae kafasını hızlıca sallamış, gururla gülümsemişti. Koltukta dizleri üzerine gelmiş, boyunu Jerome'a yaklaştırmıştı.

"Babama çok benziyorsunuz... Sadece..." Çocuk kaşlarını çatmış, dudaklarını büzmüştü odaklanmak için. Adamı babasından ayırmak için bir şeyler arıyordu.

"Dudağınızın altındaki ben aynı... Siz sadece piercing takmıyorsunuz... Dokunabilir miyim?"

Küçük çocuk, adama dokunmak için izin alırken Jerome gülümsemiş, ona kafa sallayarak izin vermişti.

MinJae çekinse de ellerini onun yüzünün iki tarafına yerleştirmiş, dikkatle onun yüzünün her zerresini incelemeye başlamıştı.

Bir süre herkes sessiz bir şekilde onu izlemişti. Hatta Taehyung nefesini tuttuğunu fark etmiş, Jerome'un Jungkook olmaması için belirgin bir kanıt aramıştı.