İyi okumalarr...Arkadaşlar bu bölümde intihar teşebbüsünden bahsedilme var. İntihar bir çözüm değildir. Böyle bir düşünceniz varsa yardım alın lütfen 🙏
Hikayenin yorumlarında sizin Jerome hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum❤️
*********
"Hoş geldiniz!" Alec, misafirlerini güler yüzler karşıladıktan sonra içeri almıştı. Isabelle, Minjae'ye bahçeye çıkabileceğini söylerken Taehyung montunun çıkarmış, Alec onun montunu alırken ona teşekkür etmişti.
Minjae onları beklemeden bahçeye kendini atmış, üstündeki fazla enerjiyi sağ sola koşarak azaltmaya çalışmıştı. O sırada gözüne babasına benzeyen adam takılmıştı. Bahçenin uç köşesine, bütün mahallenin gözüktüğü yere ilerlerken adamın elindeki sigaranın hâlâ yandığını görmüştü.
"Kötü amca?"
Jerome arkasını döner dönmez Minjae'yi görmüş ve birden eli ayağına dolaşırken elindeki sigarayı nereye atacağını bilememişti.
Küçük çocuğa göstermişti elinde kalan orta boylardaki sigara parçasını. "Bunu görüyor musun? Kötü bir şey... Asla kullanma." Biraz daha etrafına bakındıktan sonra yokuş üzerine kurulu evin bahçes demirinde sigarayı söndürmüş, önündeki küllüğe koymuştu.
"Yoongi amcam da ondan ağzına çekiyor." Jerome omuz silkmişti. "O da benim gibi kötü bir amca demek ki..."
Minjae başını iki yana sallamıştı hemen. Yoongi'yi çok severdi. "Hayır. O iyi bir amca. Ben ne zaman ondan elinde görsem hemen saklamaya çalışır."
Jerome eski günleri hatırlarken derin bir nefes vermiş, küçük çocuğun elini tutup bahçedeki çardağa ilerlemişti. "Yoongi'nin çocuklara ve hayvanlara karşı yumuşak bir tarafı her zaman vardı."
"Yoongi amcamı tanıyor musun?" Minjae çardakta onun karşısına otururken gözlerini olabildiğince büyütmüş, şaşkınlıkla sormuştu. Bunun üzerine Jerome sessizce başını sallamıştı.
"Tanıyorum. Jungkook'un çocukluk arkadaşıydı. Beni dışlarlardı genelde." Minjae, Jerome'un umursamaz duruşuna rağmen dudaklarını büzmüştü. "Babama kötü amcamı dışladıkları için kızacağım."
Jerome birden kafasını iki yana sallamış ve ellerini iki yanına Minjae'yi durdurmak ister gibi kaldırmıştı. "Neden bana kötü amca diyorsun? Keser misin bunu?"
"Sana koyduğum lakap bu... Başka ne diyebilirim ki? İsmin çok karışık. Jorim gibi bir şeydi değil mi?" Minjae Kore'de büyümüş bir çocuk olarak hâlâ yabancı isimleri telaffuzda zorlanıyordu. Jerome onun bu hâline gülmüştü. "Jerome benim ismim. Ama sen istersen J diyebilirsin."
"Jerome mu? Doğru mu söyledim?" Küçük çocuk kaşlarını hafifçe çatıp telaffuzuna odaklanırken Jerome onun bu şirin haline gülmüştü. "Doğru söyledin."
"O hâlde sana Jerome amca diyeceğim. Artık öğrendim." Jerome onun saçlarını okşamış, hafifçe tebessüme bırakmıştı gülüşünü.
Onlar çardakta otururken Isabelle ve diğerleri elindeki kahvelerle bahçeye çıkmıştı.
"Aman Tanrım bir su ısıtmak bu kadar zor nasıl olabilirdi ki?" Isabbelle söylenerek kahveyi Jerome'un önüne koyarken Minjae'ye de meyve suyu vermişti.
"Taehyung olmasa yine mutfağı yakmış olacaktık. Sağ ol Taehyung."
"Kahve makinesinin bozulması beklenmedikti. Ben pek bir şey yapmadım." Taehyung mütevazi bir şekilde gülümserken Jerome'un yanına oturmuştu alışkanlıkla. Bir anlığına onun Jerome olduğunu unutmuş, Jungkook gibi düşünmüştü. Neyse ki Alec ve Isabelle hemen karşılarında yan yana oturmuştu yadırgamadan.
![](https://img.wattpad.com/cover/333667522-288-k173661.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost in You ~Taekook
FanfictionTaehyung, yeraltı dünyasına kök söktüren kocasının yaptığı bir hata yüzünden onu bırakıp oğluyla beraber kendini güvene almak için kaçmıştı ¡Yetişkin içerik! ¡BxB!