2baby ✓

14|yatmak

Takım elbiseler, özenle giyilmiş ışıltılı kıyafetler, ışıklarla donatılmış bir salon ve iş insanlarının bulunduğu davet.

Jungkook, etrafındaki insanlara bakınırken kendisinin de neden burada bulunması gerektiğini düşünüyordu. Veya hangi sıfatla buraya indiğini. Bakıcı mıydı? Mihi evde değildi. Yatırımcı? O kadar parası yoktu. Kim Taehyung'un çalışanı..? Bilmiyordu.

Üzerine geçirilen ve muhtemelen bay Kim'e ait olduğunu düşündüğü takım elbiseye şöyle bir baktı Jungkook. Bulundukları yuvarlak masada kulağına ilişen konuşmaları duysa da fazla ilgisini çekmediğinden dinlemiyordu. Zaten grupta Yoongi ile geçen konuşmalar sonrasında morali bozulmuştu. Burada olmayı ise biraz Taehyung'un zoru, biraz da kafasını dağıtıp yeni bir şeylerle ilgilenmek için kabul etmişti. Ancak bulunduğu yer yine Kim Taehyung'un yanıydı.

"Sen Jungkook, okuyor musun?"

Masada diğerlerine göre yaşı daha ileri ve yüzü gülen bir adamın, kendisine bakıp gülümsemesi ile irkilerek o yöne döndü Jungkook. "Efendim bay Seojun?" diye sordu ardından da. İsmini, bundan yarım saat öncesinde Taehyung'un kendisini masadaki herkese tanıtması sonucu öğrenmişti.

"Devam ettiğin bir okulun var mı?"
"Var. Ah- Hayır yani yok." diyerek sevimli bir şekilde kendisini düzelten Jungkook ardından masadaki çoğu kişi gülümsedi.

"Bu işe başlamadan önce sosyoloji bölümünde okuyordum. Ancak bay Kim," diyerek gözlerini kısaca ona değdirdi ve sözlerine devam etti Jungkook. "Bana aklıma gelse de cesaret edemeyeceğim bir teklifle gelmişti. Başta kabul etsem de bay Kim'in bir başka önerisiyle şu anlık okulu tamamen bırakmak yerine dönemimi dondurma kararı aldım. Bu sırada da bay Kim'in yanında kalarak bu sektörden de bir şeyler kazanmaya çalışacağım. Sonrasında hayatımı bir düzene koyunca devam etmeyi düşünüyorum. Tabii sınava yeniden hazırlanmak da seçeneklerim arasında."

Taehyung, konuşması boyunca Jungkook'un yüzünde gezindi, gezindi ve gezindi. Kelimelerini bitirdiği sırada ise yüzünde oluşan gülümsemeyi engelleyemeyerek başını yere eğdi ve neredeyse sırıtacak gibi oldu. Neden bilmiyordu, sadece Jungkook'u dinlemek hoşuna gitmişti.

"Kim Taehyung'un cömert biri olduğunu duymuştum, sanırım bu sayede yanına çekildin."

Etrafta dolaşan insanlar arasından bir anda masaya dahil olan kadın, söylediği cümle ile herkesin gözünün kendi üzerine çevrilmesini sağladı. "Arin ben." diyerek kendisini tanıttığındaysa Taehyung'un kaşları hafifçe çatılıyor, masaya bir anda dahil olan bu kadın yüzünden pek keyifli hissetmediği bakışlarından anlaşılıyordu.

"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu masada bulanan genç bir yatırımcı.

"Kim Taehyung'un cömert biri olduğunu duymuştum ve kusura bakmayın, az önce masada konuşulanlara kulak misafiri oldum. Sizin," dedikten sonra yüzünü Jungkook'a çevirerek konuştu kadın. "Taehyung'un yanında çalışma sebebiniz verdiği para, değil mi?"

Kaşlarını çattı Jungkook. Karşısındaki kadının bunu ne amaçla söylediğini anlayamıyordu. "Maaşınız 50 bin won'dan daha fazla, öyle değil mi? Tam da zenginlerin yapacağı bir hareket. Yanlarına çekebilmek için genç kız veya erkekleri bulurlar, onları babacıkları gibi paraya boğarlar, ardından da yasak aşklar." dediğinde sinirlendiği sesinden belli olan Taehyung konuşmaya girdi.

"Haddinizi bilin lütfen-"

"Onunla yattığın için mi bu kadar para veriyor?"

Kadının direkt olarak Jungkook'un gözleri içine bakıp sorduğu soru ardından bir cevap veremeden öylece kalakaldı Jungkook. Bakışlarını ondan çekip diğerlerine baktığında ise şaşkınlık ve merak karşımı bir duyguyla kendisini izleyen gözlerle karşılaştı.