~28. bölüm~

28 14 15
                                    

Kafanıza takılan sorular varsa eğer sora bilirsiniz😊

Umarım bölümü beğenirsiniz☺

_______

Ne diyeceğimi bilmiyordum.
Demir bizi görmüştü ve ben şimdi hangi yalanı ortaya atıcaktım.

Söylesemi acaba?
Bilmiyorum kafam şu an çok karışmıştı.

"Şey..." kahretsinki konuşamıyordum.

"Bana doğruyu söyle" Demir daha sakince konuşmuştu.

İçimden söylemek geliyordu.

"Demir sadece konuştuk." Sesim titriyordu.
Demir bakışlarını direksiyondan çekip bana baktı.

"Azra, bana olanları anlat, görüyorum her şeyi. Toprağın seni korkutuğunu biliyorum, şimdi doğruyu anlat." Öylede yapıcaktım. Anlatıcağım ona.

"Şey....Toprak beni yarın bir yere götürecek ve bir emanet vericek, o emaneti birine teslim etmemi istiyor. Eğer teslim etmessem...." diyip durakladım. "Evet " bakışlarımı Demirdem kaçırıp. "Efsunla  Fıratın bir fotuğrafı var, oda fotuğrafla beni tehtit etti. Eğer istediğini yapmassam o fotuğrafı okula yayarmış" oh be! Söyledim bitti.

"Ne fotuğrafı" dediğinde ona baktım.

"Şey...öpüşmeleri" dedim utangaçla.
Demir kafasını ağır ağır aşağı yukarı salayıp bana baktı.

"Gitmiyorsun. Anladınmı. Eğer gidersen kötü olur."

"Ama Efsu-" dediğim sırada sözümü kesti.

"O iş bende merak etme hal edicem."

Ses çıkartmadım.

Bir süre sonra araba kamp alanında durmuştu. Kol çantamı alıp arabadan indim ve Demirle birlikte çadırlarımıza yöneldik.
Kendi çadırımın önüne geldiğimde Demire baktım.

"Eğer canın sıkılırsa ben burdayım" diyip oda kendi çadırına yöneldi.
"Tamam" diyip çadırın içine girdim.
Üstümdekilerden kurtulup siyah bir eşofman altı ve beyaz bir tişört giydim.

Yanımda olan küçük yastığın üstüne oturup telefonumu elime aldım.
Sosyal medyada biraz dolaşıp uygulamadan çıktım.
Saat gecenin sekiziydi ve benim bir gram uykum gelmiyordu.
Toprak salağı günümü mahfetmeseydi ne güzel eğlenicektim.

Çadırda bir süre daha kalıp kendimi dışarıya attım ve mis gibi havayı içime çektim.

Demirin çadırının yanına geldiğimde bir süre haraketsiz kaldım.
"Demir" diye seslendiğimde çadırda biraz hışırtı olduğuktan sonra dışarıya çıkmıştı.
Demir  ayakkabılarını ayağına  geçirip yanıma geldi.

"Birşeymi oldu" dediğinde başımı 'hayır' anlamında salladım.
"Şey sadece içeride sıkıldım" dedim çekinerek.
Demir yüzüme gülümsediğinde onun bu haline bir kez dahada hayran kaldım.

İçimden ona 'sana aşığım' diye bağırmak geliyordu ama bunu yapamazdım, daha doğrusu korkuyordum, ya o beni sevmiyorsa, ya benim hissetiğim duyguyu o hissetmiyorsa.

Kafamın karışmaması için bu deli düşüncelerimden ayrıldım.

"Peki gel bizde dolanalım" Demir eliyle yürümemi işaretlediğinde onunla birlikte haraketlenip kamptan uzaklaştık.

İnsanlarla dolu bir sokağa girdiğimizde ellerimi sıcak hırkamın cebine soktum.

"Nereye gitmek istersin" Demirin sesiyle ona döndüm.  "Bilmem, her yer güzel bence " dedim ve önüme döndüm.

DİĞER YANIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin