BÖLÜM 4

336 37 3
                                    


Üçüncü ağızdan anlatım

Drake, depoya girdikleri gibi sol taraftaki kanepeye sert bir tekme geçirdi. Öfkeliydi, ama neye öfkeli olduğunu kestiremiyordu. Barnaby'ye miydi tüm bu siniri? Hayır, ona her zaman sinirliydi. Onlara tuzak kuran kurt adamlara mıydı? Böyle şeylerle onlar geldiğinden beri karşılaşıyordu zaten. Asena'nın onlara gerçekten ihanet etmesinde miydi tüm durum? Yok canım, o zaten Asena'ya en başından beri güvenmiyordu. Bunu da zaten açık bir şekilde söylemişti kıza.

Ya da öyle miydi?

Bu düşünce Drake'i daha da sinirlendirdi ve kanepeye sertçe ikinci bir tekme geçirdi.

Jace oflayarak kanepeye kendini attığında Gavin de aynısını yaptı ama kanepe bir anda çöktüğünde doğrularak oturduğu yeri inceledi. Bir şey göremediğinde tekrar yavaşça oturdu.

"Asena'yı neden almadık?" dedi Jace. O da Asena'ya güvenmiyordu, ama kendine olan özgüveni hoşuna gitmişti. Cesur bir vampirin onlara yardım etme isteğini geri çevirmek, ona göre aptallıktı.

"O kız bize yardım edebilir, dedim. Bizimle beraber olacak demedim." Sinirli gözlerini Jace'e çevirdi. "Ki zaten niyeti bize yardım etmek değilmiş, bunu da bugün bize gösterdi."

Gavin kaşlarını çattı. "Hayır," dedi kendinden emin bir tonda. Aslında isterse çok ciddi olabiliyordu ama sakarlığı buna çoğu zaman engel oluyordu. "Bence onların tarafında değildi."

Drake masanın arkasındaki sandalyeye oturdu. "Ne demek onların tarafında değildi? Onu kurtardı, Gavin." dedi ve bastırarak, "Onu kurtardı." dedi.

"Hayır Drake," diye itiraz etti Gavin. "Anlamıyorsun. Bence o Barnaby'yi herkesin önünde kurt adam olduğunuzu ifşa etmemek için götürdü."

"Ama onun anında kaybolduğunu görenler bu işte bir terslik olduğunu anlamayacak mı?"

"O an öfkesinden bunu düşünememiş de olabilir."

"O, onların tarafında."

"Tanrım," diyerek ayağa kalktı Gavin. "Bak," dedi on parmağını göstererek. "Evet, iki ihtimalde de onu ormana tek başına götürüyor, ama geri geldiğinde sana kurt adam sürüsünün geldiğini söylemedi mi?" Drake konuşmaya yeltenmişken Gavin yeniden konuşmaya başladı. "Bunu, bizim ona güvenmemiz için yaptığını düşünüyorsun. Ama eğer gerçekten onların tarafında olsaydı, onları bize getirmez, bizi onlara götürürdü."

Bu dedikleri Jace'e mantıklı gelmeye başlamıştı. Drake ise işin içinde hâlâ bir bit yeniği arıyordu.

"O kız kendini kanıtlamaya çalışacak birine benzemiyor, Drake." dedi sakince. "Eğer öyle olsaydı, arkamızdan koşarak gelirdi, yetişirdi. Hatta bizden önce burada olurdu."

Büyük depoda sessizlik oluşmuşken dışarıdan bir kükreme sesi duyuldu. Hepsinin başı önce kapıya, sonra birbirlerine döndü. Bir kükreme sesi daha duyuldu ve bir tane daha...

Acı dolu kükremelerin arasında uluyanlar da vardı.

Hepsi birden hızla ayağa kalktılar ve kapıya yöneldiler. Kapıyı açıp ilk çıkan Drake oldu. Arkasından diğerleri de çıkarken, o gördüğü manzara karşısında nutku tutulmuştu.

Çimenlerin üzerindeki kanın kokusu çok keskindi. Yerde insanlar yatıyordu, eski kurt adamlar olmalıydı bunlar. Etrafta bazı sökülmüş pençeler ve dişler vardı. Kopmuş kafaların bazılarının gözleri açıktı.

Başka bir kafa tam Drake'in önüne düştüğünde gözleri kellenin geldiği tarafa kaydı. Arkasında biri yere yığılmıştı ama o bunu umursamadı.

Kıpkırmızı, dolgun dudaklarının etrafı kan olmuş kız, çekik kahverengi gözleriyle ona bakıyordu. Beyaz köpek dişleri hâlâ görülürdeydi, kan olmuş şekilde alt dudağının üzerindeydi. Uzun siyah dalgalı saçları dağılmıştı, ama o her halükârda güzeldi.

Dudaklarını yalayıp, ağzını siyah sweatshirt'üne sildikten sonra yan tarafındaki ona korkuyla bakan birkaç kurt adama yöneldi.

Kan MezarlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin