0.1"SAVAŞLAR VE KAYIPLAR"

92 17 20
                                    

O zaman yeniden başlıyoruz efendim.
Şuraya tarihleri alayımmm.
Yeni bir evrene hazır mısınız?
Berkin, Ceyla ve Yaman'ı çok sevecekseniz.
Keyifli okumalar.
Şarkı-canozan/öyle kolay aşık olmam mm


Berkin; yıllarımın kahramını, karanlık gecelerimin komik ve güneşli prensiydi. Zeki bir adamdı. Attığı her adımı 10 kez düşünürdü. Kimseye güvenmez, hep şüpheci davranırdı.

Sürekli çizimler yapar, benimle birlikte oturup çizimleri izlerdi. Saatlerce susup beyaz kağıt üzerindeki kalem izlerine bakardık.

Sesi çok güzeldi. Hiç sıkılmadan bana 3 saat şarkı söylediği de olmuştu. Çokça kızıp küsen de bir adamdı. Bazen o çok güzel sesinden beni günlerce mahrum bırakıp, asla benimle konuşmazdığı da...

Çokça spor yapan bir adamdı. Ondan alınan şeyleri, sporla geri alacağını düşünerek yapardı.

Kaybetmeyi sevmezdi. Savaşları kendi içinde olsa dahi kendine bile yenilmezdi. Başına buyruk ama temkinliydi.

Hedefleri vardı. Kafasında milyonlarca denklemin tek sonuca çıktığı bir matematik sorusu gibi bir sürü sabit cevaplı düşünceye sahipti. Kulağa uçuk gelip onun başaracağından emin olduğum biri sürü düşünce...

Uzun boyu, esmer teni vardı. Kemikli bir yüze ve düzgün bir burna sahipti. Saçları genelde hep subay traşıydı. Uzamış halini hiç görmezdim. Oysa çok merak ederdim, nasıl görünür diye zihnimde saatlerce düşündüğüm bile olmuştu. Hafif dolgun dudakları hep soluk bir renge sahipti. Çünkü hep ya çok yorulmuş ya da çok susuz kalmış olurdu. Alt dudağının sağında küçük bir ben vardı. Güldüğünde yanaklarında oluşan iki küçük çukur vardı. Onun kadar komik biri için çok az gülüyordu.

Her şeye rağmen kendini suçlu hissettiğini biliyordum. Çoğu zaman ona suçlu olmadığını söylerdim. Lakin bunu asla kabul etmezdi. Sanki ortada kırık, mürekkebi akan bir kalem vardı ve o; mürekkebin eline bulaştığını, asla da çıkmayacağını düşünüyordu. Sürekli ellerine bakıp mürekkebin tenine işleyip bir dövme misali onunla birlikte mezara gideceğini hayal ediyor ve buna kendini, kendine inandığından çok inandırıyordu.

Kaybetmeyi sevmediği savaşların birinde, düşmanı kendi iken korkmadan ağır darbeler vurup yere inmesini bekliyordu. Bir tarafın kazanmasına çok az kalmıştı. Artık bunu sezebiliyordum. Fakat kim kazanırsa kazansın kaybedenin kendi olacağından bihaber bir hali vardı. Kendine dahil olma istediğimi arttıran bu gerçek, her gün yolumun tek ışığının o olduğuna inandırıyordu. Ve asıl savaş şimdi başlıyordu. Zira savaşa dahil olmuştum. Hem de eline bulanan mürekkebe sebep kalemi ortadan kaldırarak.

Derin Yaralar Ve Derine KazınanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin