(Minhyuk'un ağzından...)
Birkaç gündür doğru düzgün kan içmediğimden dolayı başım dönüyordu. Kihyun'a ne kadar belli etmesemde bu benim için bir ihtiyaçtır ve bunu gidermek zorundaydım.
Ormanın girişine geldiğimde etrafa bakındım. Sonuçta geçen gün kurt adamlarla savaşmıştık. Etrafa kimse olmadığını anlayınca yoluma devam ettim. Gözlerim iyice kararmaya başlamıştı. Hemen kan bulamazsam en kötü ihtimalle ölecektim.
Güçsüz düşmeye başlayınca ayakta duramadım ve bir ağacın dibine çömeldim. Bilincim yavaş yavaş kapanırken elimi kaldıracak gücüm dahi yoktu.(Changkyun'un ağzından...)
Abim içeri döndüğünde yanında Minhyuk'u görememiştim. Abime yaklaşıp nerede olduğunu sordum. Bana avlanmaya çıktığını söyledi. Onu başımla onaylayıp Jooheon'un yanına yaklaştım. Bakışları hemen bana döndü ve hafifçe gülümsedi.
-Yürüyüşe çıkmak ister misin?
-Olur.
Beraber sarayın bahçesine çıktık. Orman yoluna girdiğimizde çoktan konuşacak bir konu bulmuştuk bile. Yavaş yavaş yürürken ağacın dibinde bir karartı gördüm. Hemen Jooheon'ı kalu dan kavrayıp durdurdum. Bana dönünce elimle ağacın dibini gösterdim.
Oda oraya bakınca ne olduğunu anlamak için gözlerini kıstı. Beni arkasına alarak sessiz adımlarla karatıya doğru ilerledik. Bir elim kılıcımda diğer elim Jooheon'ın kolundaydı. Karatıya yaklaşmaya başladıkça görüntü daha da netleşti. Minhyuk bilinci kapalı bir şekilde yerde yatıyordu. Kihyun onun avlanmaya çıktığını söylemişti. Baygın olduğu için ya saldırıya uğramıştır ya da kan bulamamıltır diye düşündüm.
Hemen kafamı kaldırıp etrafa bakınmaya başladım. Bir süre sonra tekrar onlara döndüm. Jooheon onun nabzını kontrol ediyordu. Yanına çömeldim.(Jooheon'ın ağzından...)
Yere çömelip Minhyuk'u kontrol etmeye başladım. Tanıya şükür ki nabzı hala atıyordu. Büyük ihtimalle zamanında kan içmemiş ve bayılmışım. Changkyun yanıma çöktü.
-O iyi mi?
Ona dönüp:
-Evet, kan içmediği için bayılmış. Onu saraya götürmeliyiz.
Oda beni onaylayın a ayağa kalktım. Elf sarayına gidersek orada kan yoktu ve Minhyuk'un kana ihtiyacı vardı. Changkyun'a dönüp:
-Vampir sarayına gitmeliyiz. Senin için bir sorun olur mu?
Bir süre düşündükten sonra kafasını iki yana salladı. Hemen Minhyuk'un kolunu omzuma attım. Chankyun da öbür kolundan tutunca hızlıca Changkyun'un elini kavradım. Bu küçük dokunuşla bile kalbim hızlanırken bana şaşkına bakıyordu.
-Işınlanmak için.
-A-Anladım.
Kekeleyince çok tatlı oluyordu. Ona hafifçe gülümsedim. Anında kıpkırmızı olmuştu.
Odaklandım ve göz açıp kapayıncaya kadar vampir sarayındaydık. Hemen hizmetçilere doktar çağırmalarını ve kan getirmelerini söyledim. Hızlıca Minhyuk'u odasına çıkardık ve yatağa yatırdık.
Çok solgun görünüyordu. Odanın kapısı bir anda açılınca oraya döndüm. Ellerinde kan paketleri ve tıbbi malzemelerle önde doktor arkasında hizmetliler içeriye girdi. Minhyuk'a hemen ağzında ve damarlarında kan vermeye başladılar. Doktor onu muayene edince ona döndüm.-Sorun yok, iyi durumda. Sadece biraz dinlenmesi gerekiyor.
Onu onaylayınca odadan çıktılar. Changkyun'a dönünce bana baktığını gördüm. Ardından konuştu.
-Diğerlerine de haber vermeliyiz. Kihyun onu merak etmiştir.
Haklıydı. Tekrardan onun elini kavrayınca yine aynı tepkiyle karşılaşmıştım. Sürekli elini tutmalıyım. Böyleyken çok tatlı duruyordu.
Ellerini daha sıkı kavrayıp biz elf sarayına ışınladım. İçeri girdiğimizde herkes telaş içindeydi. Biz gördüklerinde yanımıza geldiler. Kihyun:-Minhyuk'u gördünüz mü? Ona ulaşamıyorum. Avlanmaya çıktı ve geri dönmedi. Ya ona birşey olduysa!
Omuzuna elimi koyup dikkatini ban vermesini sağladım. Olayı baştan sona onlara anlattım. Kihyun bir anda yere çöküp ağlamaya başladı.
-Hepsi benim yüzümden. Beni bulmaya çalışırken kendini ihmal etti.
Changkyun yere çömelip ona sarıldı ve sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada babamlarla konuşuyordum.
-Krallığa geri dönmeliyiz.
Onu onayladım. Kral Yoo'ya gideceğimizi söylediğimizde onlarda gelmek istediler. Bunun üzerine büyük bir çember oluşturduk ve gözlerimizi kapadık. Gözlerimi açtığımda vampir sarayındaydık. Hemen içeri ilerledik.
Bir süredir yoktum. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. (^o^)