Sessiz sokakta adım seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Adımların sesi bile ürkütücüydü. Koca sokakta yüz kişiye yakın kişi nefeslerini tutmuştu. Sokağın sahibi gelmişti. Nefes almaya nasıl cesaret ederlerdi?
Sonra sesler duyulmaya başladı. Galiba birileri bu sessizliği bozmaya cesaret edebiliyorlardı. Koşuşturma ve bağırma sesleriydi. Kendisine doğru gelen bedene göz ucuyla baktı. Saniyelikti. Kimse görmemişti bile. Çoçuğa taraf döndü. Kendisine çarpmasını bekledi. Sarı saçları gözlerinde ki duygusuzlukla birlikte sokak lambasının altında parlıyordu.
Kendisine çarpan çoçukla bir milim bile yerinden hareket etmeden karşısında çocuğu kovalayan adamlara baktı. Çoçuğun dengesini sağlıyamadığını fark ettiğinde tek eliyle kolunu tuttu. Nazik değildi. Sertti tutuşu. Öyle ki belkide çoçuğun kolu morarmıştı. Bakışlarını karşıda ki adamlardan çekmeden çocuğun kolunu bıraktı. Burnuna çiçekle karışık hafif ter kokusu dolmuştu.
Çoçuğun ona olan bakışlarıyla ona baktı. Kahverengi saçları alnına dökülüyor, esmer teni, kahverengi gözleri, pembe dudakları ışığın altında parlıyordu. Tekrar bakışları adamlara dönünce baştan aşağı süzdü. Ellerinde ki bıçağa bile güvenmedikleri belliydi zira gözlerinde ki korkudan belli oluyordu bu. Yerde ki sopayı hızla ayağıyla havaya atıp elinde tuttu. Korkudan titreyen çoçuğun bileğini sıkıca tutup adamların önüne geldi.
"Derdiniz ne?"
Sesi ürkütücü bir şekilde çıkmıştı. Konuşmaları için kaşını kaldırdığında öndeki adam bıçağını daha sıkı kavradı.
"Derdimiz yok çocuğu ver gidelim."
"Onu neden kovalıyorsunuz anlamında demiştim. Bu kadar aptal olma."
"O orospu paramı çaldı. Şimdi onu bana ver."
"Emir verici bir şekilde konuşanları hiç sevmem. Ona sordun mu seninle gelip gelmek istemediğini."
Bu sefer çocuğa döndü gitmek ister misin?dercesine baktı. Kendi teninde bıraktığı tırnak izleri tenini kapatmıştı. Çoçuğun kahvelerinden hala yaş aktı. Gözleri kan döküyordu sanki. Acıyla doluydu yaşları.
"İstemedim! Senden para istemedim ben! İstemedim! Sırf paraya ihtiyacım var diye zorla verdirdiğin borcu kabul ettim! Geri ödemek şartıyla ama sende tamam dedin! Oysa senin amacın en baştan farklıydı! Bedenimi istiyordun... Sana parayı geri verdiğimde kabul etmedin! Seni istemeyince bana tecavüz ettin.. Şimdi ise seni dava ettiğim için aklınca bana ceza vermek için tekrar aynısını yapmaya kalkıştın! Hemde 5 kişiyle! Bırak artık peşimi yeter!!"
Bağıran sesine ara ara bir anda acılı bir üzüntü giriyor sonra tekrar bağırıyordu. Ama sesi tüm dedikleri boyunca öfkeliydi.
"Yalan söylüyorsun. Ödeyemem diyip farklı yöntemle ödemek isteyen sendin!"
"YETER!! Sen hala kendinde nasıl konuşma cesareti buluyorsun."
"Ben doğruyu söylüyorum! Onu bana ver!"
"Dövüşün benimle. Kazanan taraf çoçuğu alır."
Çiçek kokulu çocuk duyduğu şeylerle kolunu çoktan bırakmış adamdan kaçacekken omzuna dokunan elle duraksamıştı. Elin sahibine baktığında omuzlarının biraz üstünde siyah saçları ve dudağının üstünde beni olan bir çocukla karşılaşmıştı. Saçlarını yarım topuz yapmış piercingleriyle çok seksi bir adama benziyordu.
"Merak etme bu zamana kadar bir kavgadan yaralı çıktığını görmedim. Üstelik kazansada sana bir şey yapmaz. Kişiliğine ters. Hemm tipi bile değilsin. O yüzden merak etme."
Çiçek kokulu çocuk kafasını usulca salladı. Devam eden kavgaya baktı. Çok dişli bir kavgaydı. Lakin sarı saçlı çocuğun kazanacağı belliydi. Öyleki havaya zıplayıp dönerek çoçuğun yüzüne attığı tekneden belliydi. Aradan geçen 5 dakikanın sonunda yerde yatan 5 kişiye baktı. Kazanmıştı. Hepsini 5 dakikada indirmişti. Sarı saçlı çoçuğun yanına gitti. Teşekkür etmek istiyordu. Yanına gidince başını yerden kaldırdı. Sarı saçları terden ıslanmıştı. Sanki az önce kavgadan çıkan kendisi değilmiş gibi düzenli nefes alıp veriyordu.
"Evine git"
Selam! Yeni yeni yazmaya başlıyorum. Sevmeniz dileğiyle
![](https://img.wattpad.com/cover/335375380-288-k240347.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
| Sokak Lambası | BounPrem |
Hayran KurguSarı saçları sokak lambasının altında parlıyordu. Mutlulukla, üzüntüyle, sinirle, şaşkınlıkla, şevkatle, intikam duygusuyla...