0.2

11.1K 174 39
                                    

Tolga çıktıktan sonra üstümü giydim. Bugün kahvaltıyı evde yapmıyıcaktım. Çocukluk arkadaşım olan Ceylin ile beraber dışarı çıkaktık.

Giydiğim;

(Çanta vs ayakkabı dahil )Çantamı da alıp odamdan çıkıp aşağı indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Çanta vs ayakkabı dahil )

Çantamı da alıp odamdan çıkıp aşağı indim. Herkes masaya oturmuştu. Mira da bugün bizimle gelicekti. Mira beni görünce hızlıca masadan kalktı.

"Görüşürüz sevgili ailem. Biz gidiyoruz" yengem" kahvaltı etseydiniz" Mira "dışarda ederiz sorun değil"

Oda çantasını alıp beraber benim arabama binip çıktık. Ceylini de evinden alıktan sonra elit bir yere girip yemek yedik.

  "Ee nasıl gidiyor evlilik Mira hanımcım" gülümseyerek konuşan ceyline baktım. "Çocukluğumdan beri hep bana ilk sen evlenir dediniz bak mira evlendi işte" gülümsedim.

Az sonra masadan lavabo için kalktım. Lavaboya girerken uzun boylu kirli sakallı kıvırcık saçlı ela gözlü ve yapılı bir vücutu olan biriyle çarpıştım.

Sanki hayatı boyunca böyle sinirliymişcesine yüzüme baktı. Başımı öne eğip lavaboya girdim. Az sonra işimi halledip çıktım. Masaya oturup hesabı istedim. " Kalkalım artık değil mi?" İkisi de onaylayınca hesabı ödeyip mekandan çıktık.

   Yavuzun düğününe 1 hafta kalmıştı. Yavuz yerine keşke Tolga evlenseydi. Yavuz çok düşünceli biriydi. En sevdiğim kuzenim ailede en yakınımdı. Bu yüzden tüm gün kızlarla elbise bakmıştık.

  Günün sonunda yorulduğumda eve dönüyordum. Mira'yı kocası almış. Ceylin de sevgilisi Timur'un yanına gitmişti. Arabayı sürerken Mira'dan gelen mağazin haberini okudum.

"Kırımlı ailesinin oğlu Yavuz Kırımlı önümüzdeki hafta ortakları Kamil Korkmaz'ın kızı Seher Kormaz ile evlenicek. İki büyük ailenin çocuklarının düğünleri şimdiden çok konuşuluyor."

Yavuz ne kadar babasını kırmak istemese de evlenmek istemediğini anlıyordum. Hakılıydı sevmediği biriyle evleniyordu. Zor bir durumdu. İçimden başıma gelmemesi için dua ederken önümü iki tane siyah jip kapatmıştı. Ne olduğunu anlamak isterken içinden bir sürü siyah giyinen adam çıkmıştı.

Elimi hemen telfona atıp babamı aradım. Babam açarken kapımın açılması bir olmuştu. "Baba yardım-" sözümin bitmesine izin vermeden bir bezin ağzıma kapanmasıyla gözlerimi kapadım..

   Gözlerimi açtığımda rutubet kokan depo olarak bildiğim bir yerde gözlerim kapalı masaya bağlanmış bir şekilde oturuyordum.  Başımaki ağrı ile inledim. Az sonra göz bandımın açılmasıyla gözlerim alışmadığım ışık yüzünden kapanmıştı.

  Karşımda sandalyede oturmuş adamı görünce şaşırmıştım. Bugün çarpıştığım adamdı. "Sen-" kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Yeniden başıma giren ağıyla inedim. Az sonra cebinden benim telefonumu çıkarıp babamı aradı. "Yüzünde mimik bile oynamıyordu." Babam telefonu açtığında "adi herifler o dava eskide kaldı bırakın kızımı"

Adam gür bir sesle "şşşş Kırımlı sakın ağzına küfür almaya kalkma. Her aptal hareketinde kızının canı daha çok yanar" kendimi konuşamıyacak kadar bitkin hşddediyordum.

  "Kızını kaçırmak değil gördüğüm yerde kafasına sıkmadığımda dua et!" Dedemin arkadan amcamla sinirli bir sesle konuşuyordu. "Ne demektir 30 yıl önceki davayı şimdi açıp kızıma göz dikmek! Tüm aşireti topla Selim kim kimle oynuyor görsünler"

Karşımdaki adam derin bi nefes alıp dedeme seslendi. "Bak bana Korkut ağa benim derdim kan davası falan değil. Benim derdim sizin ailenizin kardeşimi öldürmesi bunu yanınıza koymam"

Dedem gür bi sesle karşılık verdi. "Bu yaptığın cahilliktir. Kardeşini öldüren kişi zaten öldü. Eğer kızımızın kılına zarar verirsen bunu yanına komam bu kan davasını yeniden başlatır sizin ailenin sonunu getiririm Ateş!"

İsmi Ateşti.. gözlerini gözlerime dikmiş bi an olsun ayırmıyordu. Sinirli bakışlarından korkmuyordum tek korkum benim yüzümden ailemin zarar görmesiydi

*
*
*
*
*
*
*

Töre +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin