Selam :)
1 hafta sonra
O gecenin sabahında zor da olsa kaçmıştım Ateşten. Bir haftadır gözüme uyku girmiyordu. Asla yapmam dediğim şeyi yapmıştım daha ilk günden gidip onun altına yatmıştım.
Ne kadar da karı koca olsakta bu zorla olmuş birşeydi. Kendi bedenimden nefret ediyordum. Ateş'e istediği şeyi vermiştim. Halasının istediği şeyi yapmıştım. Ateşin beni aradığında bile inanmıyordum ama buna rağmen kaçıp çocukluk arkadaşım Ceylinin evine yerleşmiştim.
Bu gece de Fransaya ucağım vardı. İlk olarak İstanbul'a gidicektim. Babamla buluşmuş ne kadar utansamda herşeyi anlatmıştım. Babam da bana bir kere bile olsun kızmamış burdan gitmem için bana yardım etmişti.
Az sonra ceylin gelmişti. "İnci kendine gel artık kızım bu hal ne ağlamak ve uykusuzluktan göz altların morarmış hiç bir şey de yemiyorsun böyle nereye kadar"
Bunu demesiyle yeniden gözlerim dolmuştu. "Ben ne yapıcağımı bilmiyorum kendimden çok utanıyorum düşman olduğum adama daha ilk geceden istediğini verdim kendimden nefret ediyorum "
Ağlamaya başladığımda Ceylin gelip bana sarıldı. "Belki en hayırlısı budur daha kötü bişi olabilirdi." Ondan ayrılıp "ölmem o durumdan daha iyiydi ondan daha kötü bişi olamaz ki" Ceylin sözümü kesip "şşş salak olma Allah'ın bir bildiği vardır"
Az sonra kapı çalmıştı. Göz yaşlarımı sildiğimde Ceylin yanağımı öpüp kapıyı açmaya gitti. Az sonra salona ağlıyarak mira girdi. Onu çok özlediğim için ağlıyarak ona sarıldım.
"Ben çok üzgünüm" miraya daha çok sarıldım.Az daha ağladıktan sonra birbirimizden ayrıldık mira yüzümü avuçları içine aldı "herşeyi boşver tamam mı kimse seni yakalamada git burdan" aklım karışmıştı "nasıl yani"
Mira göz yaşlarını silip "Ateş tüm Midyatta seni arıyor. Bizim evin her tarafına adam dikmiş tüm giriş çıkışları tek tek tutmuş tek Midyat değil hatta tüm Mardin'de"Şaşırmıştım. "Ama onun isteği kızlığımı alıp intikamını almak değil miydi yaptı işte şimdi ne istiyor" mira yorulup oturduğunda bende yanına oturdum "bilmiyorum ama dün bizim eve gelip olay çıkarmadıydı. Ya karımı verirsiniz yada canınızı demiş"
Bunu duyduğumda büyük bir tereddüte düşmüştüm. Gitmek ve kalmak arasında. Zaten yapabileceğim kadar batmıştım ve şimdi de benim yüzümden aileme bişi olmasından korkuyordum.
6 saat sonra
Uçak saatim gelmişti. Mira ve Ceylinle beraber havalimanına doğru gidiorduk. En çok ta babamın gelmesini istiyordum ama dikkat çekmemek için gelememişti.
Sürekli aklıma yavuz takılıyordu. Benim yüzümden düğünü mahvolmuştu. Bir anlık olsun kendimi karısının yerine koyduğumda kendimden nefret ediyordum. Ki benim yavuza olan hisselerim aşk değil hatta hayranlık gibi birşeydi.
Ağır başlı sevecen ve sıcak kanlı olması çok hoşuma gidiyordu sadece. Anlık Mira'nın koluma dokunmasıyla irkilmilmiştim. "Daldın yine qiza apemin" son söylediğini duyunca gülmüştüm. "Babam, mira keşke onu son bir defa görebilsem" "Her şeyde bir hayır vardır merak etme" Başımı salladım.
Az sonra araba ani fren yapmıştı. Yine aynı şeydi. Ateşin adamlarıydı. Mira elimi tutup "kilitle kapıları Ceylin sür gidelim burdan" ceyline engel olup "dur" mira şaşırmış şekilde bana bakarken "hayatım boyunca kaçamam"
Kapıyı açıp aşağı indim sırada Ateşin her zamanki gibi sinirli bir şekilde arabadan indiğini fakettim o bana doğru gelmeden önce ben ona doğru yürümüştüm. Çok sinirlenmişti. Nefes alış verişleri az da olsun korkmama sebep oluyordu. Tam önünde durduğumda nefesi yüzüme çarpmaya başlamıştı.
Kendimi nedensizce güvende hissediyordum. Ateş tam dibime girdiğinde başım gögüsüne çarpıyordu. Gözlerimi kapatıp nefesinin yüzüme çarpmasına izin vermiştim. Kolumu sıkıca kavradığında gözlerimi acı içinde açmıştım.
"Sen benden nasıl kaçarsın" başını dikleştirip ona baktığımda gözlerim ateşin sinirden büyüyen ve koyulaşan gözlerini bulmuştu. Dişlerim arasından konuşmaya başlamış "istediğin de bu değil mi zaten" ateş kaşlarını çatıp bana baktığında
"Sen halanın istediğini yapıp beni altına almadın mı Ateş intikamını almadın mı ? Daha ne istiyorsun benden" kendimden iğrenerek gözleri dolu bir şekilde söylemiştim. Ateş kolumu daha çok sıkıp "sen benim karımsın istediğim zaman altıma alırım. Bunun halam yada intikamla alakası yok!" Sesi sert çıktığında artık dayanamayıp ağlamaya başlamıştım.
"Ben bıktım artık şu intikam olayından." Ateş kolumu bıraktığında geri iki üç adım atmıştım. "İnci" konuşmasına izin vermeden "sus artık sus!" Gözüm birden hemen yanımdaki adamın belindeki silaha takılmıştı. Benim için artık hayat bir kan davasından ibaretti. İntikam için ölmem gerekiyorsa bu çileyi çekmek yerine ölmeye hazırdım.
Korumanın belindeki silahı bir anda alıp kafama tutup geri çekildim. Ateşim bana doğru gelmesini fark edince "sakın.. sakın bir adım daha atma" daha çok geri çekilip aramıza mesafe koydum. "İnci sen kafayı mı yedin indir şu silahı" sesli bir şekilde ağlıyarak miraya cevap verdim. "Eğer bu çile intikamla biticekse bunun sonu benim sonum olucaksa olsun!"
"İnci saçmalama intikam falan yok siz evlenince bitti işte daha neyi uzatıyorsun yapma kardeşim" Ceylinin söylediklerine ağlıyarak başımı olumsuz anlamda salladım. "Ben daha ilk günden gidip onunla beraber oldum" sözümün bitmesine için vermeden ateş sert bir şekilde "İnci!" Ağlamayı bırakıp ona baktığımda "Sen benim karımsın!"
"Karın falan değilim ben senin karın falan değilim"
"Karımsın"
Silahı atıp ona doğru koşup sert bi tokat attım
"Karın falan değilim ben senin şerefsiz herif"
Sertçe gögüsüne vurmaya başladığımda
"Karın falan değilim"
Ateş sertçe kolumu tutup bağırarak
"Sen benim KA-RIM-SIN"
Başım dönmeye gözlerim kararmaya başladığında kendimi artık bırakmıştım.
*
*
*
*
*
*
*
*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Töre +18
RomansaKan davası yüzünden tanımadığı bir adamla evlenmek zorunda kalan genç kız ve ona geçmişten aşık olan adam..