Perde Ve Gölge • LY

10 MU 1

Kapıya geleni karşılamak için salona geçtik. Bildiğim kadarıyla kimseyi beklemiyorduk. Tabi Yağız'a belli olmazdı.

İçeriye zarif, alımlı bir kadın girmişti. Elinde bir evrak çantası vardı. Giydiği kırmızı elbise ona tam oturmuştu. Güzel bir kadın olduğu aşikardı. Yağız ile el sıkıştıktan sonra benim olduğum tarafa gelmiş ve tanımasa bile benimle de el sıkışmıştı.

Yağız: Hoş geldin Tuana.

Tuana: Hoş buldum gölge.

Bu ilk karşılaşmaları değildi anlaşılan. Yağız'ın sesinde samimi ama yine de mesafeli ton vardı. Hepimiz oturmuştuk. Yağız bizi tanıştırmak adına söze girdi 

Yağız: Tanıştırayım, bu Tuana hanım. Benim sürekli müşterilerimdendir. Bu da perde. Duymuşsundur mutlaka.

Tuana bana şaşkınlıkla bakarken yüzümü durgun bir ifade ile sabit tutmuştum. Yağız'ın Aramızdaki yakınlığı söylememesi iyi olmuştu. Bu kimseyi ilgilendirmezdi.

Tuana: geçen gün olan partiden duyumlar almıştım ama inanmamıştım açıkçası.

Leya: Normaldir. Kimse inanmadı.

Hafif gülümsemiştim. Zararsız biri gibiydi ilk izlenim olarak.

Tuana: Namını çok duydum perde. Bir gün seninle de tanışmak isterim.

O da nazikçe tebessüm etti. Yağız ve Benim Henüz adımızı, namımızı, ailemizi ve bizim hakkımızda diğer şeyleri bilen kimse yoktu. Birbirimizden başka.

Tuana elindeki çantayı Yağız'a uzattı.

Tuana: Bu dosyada para ve hakkında bilgi almak istediğim kişi ile ilgili bazı bilgiler mevcut. Adı Arda. Arda Kalaycı. Bu adam hakkında öğrenebileceğin her şeyi istiyorum Gölge. En önemsiz detayı bile.

Arda Kalaycı. Abim. Ama neden, evet abimin çok da iyi biri olmadığını biliyordum ama bu kadar önemli ne yapmış olabilirdi? Yağız hiç renk vermeden parayı ve evrakları aldı. Evrakları biraz inceledikten sonra yerine bıraktı.

Yağız: Bu kadar detaylı araştırma istediğine göre ehemmiyeti oldukça büyük bir mevzu olmalı. Merak etme. Her zamanki gibi en ince detayına kadar öğreneceksin.

Tuana: Biliyorum gölge. Güvenimi asla boşa çıkarmadın. Ama bunlar bana acil lazım. O adamı yaralamak için her şeyi yapacağım.

Abim olacak şerefsiz bu kadına çok zarar vermişti. Kadının gözlerinden ateş çıktığını görüyordum. Hafife alınamayacak derece sakin bir öfke seziyordum.

Özellikle Genç bir kadının öfkesi herkesi korkutmalıdır çünkü o öfke ne denizdeki dalgaya ne de havadaki buluta benzer. Genç bir kadının öfkesi zehir gibidir. Farketmeden yavaş yavaş, acı çektire çektire öldürür.

Büyük ihtimalle Ardayı yakaladığı an öldürecek veya daha beter edecekti. Ama bu benim gram umurumda değildi. Hatta ona bilgileri kendim vermeyi düşünüyordum. Buna gaddarlık veya insanlık dışı şeyler gibi bakabilirsiniz. Ama kimse kusura bakmayacak, ben onca eziyeti çekerken insanlık yoktu.

Tuana Yağız ile el sıkıştıktan sonra çıkışa doğru yöneldi. Gittiğine dair kapı sesi duyduk.

L: Araştırmana gerek yok Yağız, bilgiler dosyalı şekilde bende mevcut hepsini verebilirim"

dediğime gülüp kendini büyük koltuğa attı.

Y: Evet araştırmama gerek yok çünkü bunu zaten yapmıştım."