"Keşke idol olmasaydık."
Şaşkınlıkla havalandı Sunghoon'un kaşları, beklemiyordu doğrusu.
"Neden?"
"Çünkü o zaman tıpkı diğer bütün çiftler gibi aşkımızı gizlemeden özgürce yaşayabilirdik."
"Aksine, eğer idol olmasaydık birbirimizi tanıyamazdık...
"Oha cidden birini seviyor gibi. Kim olabilir ki?"
"Personellerden biri olabilir mi? Geçen bir makyöj kızla çok samimi gördüm. Bayağı konuşuyor ve gülüşüyorlardı."
"Jake herkesle öyle ama hiçbirinin adını bile hatırladığını sanmıyorum. Sahi sen o kadar kişi içinde herhangi birinin adını hatırlıyor musun?"
"Sevseydim hatırlardım."
"Hadi Sunghoon vaktimiz bitiyor, sende git bir şeyler yap. Doğru düzgün hiçbir şey yapmadın."
"Ya ben bugün erken çıkacağım. Gidip Jake ile konuşacağım. Akşam yayın var, gece yorgun olursak eğer konuşamayız. Yarına kalsın istemiyorum."
"Sen bilirsin."
Sunghoon Jake'in odasına doğru yola koyulduğunda, orada olması için dua ediyordu. Çok geçmeden odaya vardığında kimseyi göremedi. Tam telefonunu çıkarıp nerede olduğunu sormak için mesaj atacakken yanında olmadığını fark etti. Spor salonunda unutmuş belli ki. Geri dönmeyi düşünürken duştan ses geldiğini fark etti. Sadece su sesi değil, dikkatle dinlediğinde şarkı söylediğini de fark etti.
Jake mutlu bir gün geçiriyordu çünkü sabah uyandığında yatağı Sunghoon kokuyordu. Artık kendisini değil kokusunun bile hayalini duymaya başlamış, delirmiş gibi hissediyordu ama sorun değildi, Sunghoon delirmeye değerdi:)
"Jake orada mısın?"
Şimdi de Jay'in sesini Sunghoon sanıyordu. Kafayı sıyırmadan önce bu durumun bir çaresine bakmalıydı. Jay spordan gelince beklemeyi hiç sevmezdi hemen duşa girmek isterdi.
