23. Bölüm ☀️

323 34 77
                                    

"Kirpiklerinin sayısını biliyorum ben, gözlerine nasıl baktığımı sen düşün.."

Bu fotoğrafı alnıma yapıştırıp gezeceğim en son😭 ikisi de sevdiğine bakıyor ve ikisi de ÇOK GÜZEL BAKMIYOR MU??

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fotoğrafı alnıma yapıştırıp gezeceğim en son😭 ikisi de sevdiğine bakıyor ve ikisi de ÇOK GÜZEL BAKMIYOR MU??

23. BÖLÜM

Kulağına ulaşan şarkı her ne kadar en sevdiklerinden biri olsa da, sabahın o erken saatinde, gözleri açılmamak için adeta birbirine yapışmış gibi bir haldeyken, güneş bile davetiyesini göndermiş ancak henüz teşrif etmemişken çalan sabah alarm şarkısı dünyanın en iğrenç melodisi ile eş değerdi.

Jay istifini bozmadan yalnızca yüzünü buruştutarak sese doğru elini uzattı. Ancak yatağında haraketlerini kısıtlayan alışılmadık bir durum var gibiydi. Diğer elini de devreye atıp hafiften doğrularak önce alarmını 5 dakikalığına erteledi, ardından yatağındaki farklılığa baktı. Bir insandı. Kim olduğunu hatırladığı an çatılan kaşları düzeldi ve kısılan gözleri tekrar eski mutlu haline dönüp kapandı. Dudakları gayri ihtiyari kıvrıldı.

Dün geceye dair olan anılar yavaşça zihnine ulaşınca sevgilisi ile beraber uyuduğunu hatırladı. En son aklında kalan sarılıp başını göğsüne koyduğuydu ancak gözlerini bu sefer istekli bir şekilde açtığında gördüğü şey Jungwon'un sırt üstü yatmış, başı onun aksi yönüne bakıyor, bir kolu yastığın altında, diğeri yataktan sarkmış, uzamaya meyletmiş saçları yastığın üzerine dağılmış bir şekilde dünyanın en güzel manzarasını bahşediyor oluşuydu. Keşke biten her gecesi öyle, başlayan her sabahı da böyle huzurlu olsaydı.

Bir an bile tereddüt etmeden, uyanır mı diye endişe etmeden eğilip burnunu batırdı saçlarına. Derin bir nefes aldı. Ardından ensesine ard arda öpücükler kondurdu. Onunda uyanması lazımdı ve Jay'in en sevdiği şeydi onu uyandırmak. Biraz daha ona doğru uzanıp yastıktan dolayı yalnızca yarısı görünen yüzüne baktı. Öpücükleri hissettiği için yüzünü buruşturup dudaklarını büzmüş. Anlaşılan henüz uyanmak istemiyor.

Yanağını yanağının üzerine koymadan hemen önce uzunca öptü. Yarıya yarıya üzerine uzanıyordu şimdi. Bir elini saçlarına atıp zaten karışık olan saçlarını iyice dağıttı.

"Jungwon-nie, uyan hadi."

Hiç kimseye karşı kullanmadığı en yumuşak sesiydi bu. Karşılığında aldığı şey hoşnutsuz birkaç mırıldanma ve uyku sersemliğinden kaynaklı güçsüz bir itiş. Biraz daha rahatsız edilmeden uyuyabilmek adına yatakta yüz üstü döndü. Onun ittirmesini umursamadan Jay biraz daha sokulup yüzünü Jungwon'un boynuna göndü birkaç kez daha öptükten sonra dudakları tenine değerken konuşmaya devam etti.

"Jungwon, uyanman lazım."

Temas bağımlısı olmaktan daha zor bir şey varsa, bu da her anını kameralar karşısında geçirmek zorunda kalan bir temas bağımlısı olmaktı. Gün içinde ona dokunmak istiyor ama sınırı aşamıyordu. Dudakları onu öpmek için karıncalanıyor ancak ona bakmakla yetinmeye çalışıyordu. Bazen, özellikle gece yarılarına kadar pratik yaptıkları zaman, günlerce onu hiç öpemiyordu bile. Bu yüzden ya, onu bulmuşken bir saniye bile dudaklarının temasını kesmek istemiyordu. Uykusu hemen açılmıştı, oysa en geç kalkan üye kendisiydi.

we fell in love in october, jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin