17. Bölüm 🛏

767 86 271
                                    

"Senden gidememek..
Sana gelememek.."

17

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17. BÖLÜM

"Demek aklına ilk ben geldim."

"Yok, son arananlarda sen vardın diye. Ya ambulansı arayacaktım, ya da seni. Ben de seni seçtim."

Jake ve Jay, özel hastaneyi andıran revirin önünde bekliyorlardı hemşirenin dışarı çıkmasını. Jake korkuyla Jay'i aramış, Jay'de revir ekibi ile beraber terasa çıkıp Sunghoon'u almışlardı.

"Ambulansı arasaydın eğer, sosyal medyada gündem olurduk. Yiyeceğin azarı düşünemiyorum. Telefonunu bile kısıtlayabilirlerdi."

"Umrumda mı sence? Sağlığından daha önemli değil hiçbir şey. Sunghoon kollarımda bayılınca ne kadar korktum biliyor musun? Delirecektim az daha."

"Sahi Jake, daha iyiysen anlat şunu nasıl oldu?"

Gözyaşları yeni kurumuştu Jake'in. Jay, telefonla konuştuğundan beri onu hep ağlarken gördüğü, ve Sunghoon'a endişelendiği için soramamıştı neler olduğunu.

"Ben," durdu. Mahcup hissetti. Elini ensesindeki saçlarına götürüp başını yana eğdi. "Ona vurdum."

"Ne!" Yan yana durup kapıyı izliyorlarken, duyduğu kelime ile şok olmuş bir şekilde karşısına geçti. "Ne demek vurmak? Şaka yapıyorsun değil mi?" Yüz ifadeleri şaka yapmadığını kanıtlayınca devam etti Jay, yüksek sesle. "Jake sen ne dediğinin farkında mısın? Vurmak ne demek? Bir şeyleri abartma istersen! Hayır yani, ona vurmanı gerektirecek ne geçmiş olabilir en fazla aranızda? Yüzünde iz olursa ne olacak peki? Üyeler şiddet mi görüyor denilecek. Yeni linç yükleniyor farkında mısın?" Jake son cümleleri duyana kadar yüzüne bakmadan dinliyordu hak verdiği için. Gözleri büyüdü bir anda.

"Yüzüne vurmadım! Göğsüne vurdum."

"Aferin sana!" Jake dudaklarını büzüp bakışlarını kaçırdı yine. "Bir saniye," tekrar baktı. "Göğsüne mi vurdum dedin?" Başını salladı Jake.

Jay'in çatık olan kaşları düzeldi ve başını çevirip revirin iki yana doğru açılıp kapanan otamatik tarzda olan kapısına baktı.

"Sunghoon'un bünyesi ne kadar zayıfsa, bedeni de bir o kadar güçlüdür." Tekrar Jake'e baktı. "Emin misin?"

"Birkaç kez vurdum ve sanırım biraz sertti." Cümlenin sonuna doğru sesini kıstı.

"Göğsünden darbe almakla bayılmaz o, başka bir şey var bence."

Düşünmelerine fırsat kalmadan açılan kapı ile ilgiyle o tarafa yöneldiler. Siması tanıdık gelen bir hemşire çıktı kapıdan. Jay hemen atıldı.

"Sunghoon nasıl?"

"Kendine geldi, serumu bitince çıkabilir."

"Neyi varmış peki?"

we fell in love in october, jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin