Zaman çok hızlı geçiyor. Tabii benim için değil. İnsan mutlu olduğunda saatin farkında olmaz derler. O zaman neden benim için saatler asla geçmiyor? Direkt söyleyeyim çünkü iğrenç bir patrona sahibim.
...
Saat 4'e geliyordu. Çekim için hazırlanmış sadece son hazırlıkların tamamlanmasını bekliyordum. Bu sırada telefonumu açmış kameradan kendi fotoğrafımı çekiyordum. Geriye taramış olduğum mavi saçlarım ve gözlerimin yanlarına yapıştırılan renkli yıldızlarla aşırı güzel gözüküyordum. Saçlarımı henüz yeni boyatmıştım. Gerçi benim için fark etmezdi, ben çok beğenmiştim. Hazırlıklar kısa sürede bitmiş ve kamera karşısına geçmiştim. Bütün ışıklar bana dönük olduğundan arka taraf karanlık olsa da bana bakan bir çift göz görmeyi başarabilmiştim. Hızla kendime gelip çekime odaklandım.
Saat 8e gelirken bütün işim bitirmiş ve şirketten çıkıyordum. Bugün gerçekten eğlenceli bir gün olmuştu benim için. Orada çalışan bir çocukla bayağı sohbet etmiş ve çekimlerden sonra oturup beraber bir kahve bile içmiştik. Birbirimize numaralarımızı vermiş ve daha sonra görüşmek için sözleşmiştik.
Otoparka inip arabama ilerliyordum. Burada çok fazla araba var diye söylenirken kendi arabamı görmüştüm. Tam arabamı bulduğum için sevinirken arabamın önünde gördüğüm adamla yüzüm düşmüştü. Arabama yaslanmış, kolları bağlı şekilde bana bakıyordu. Bir süredir bekliyor olmalıydı ki iyice sıkılmış duruyordu. Yine de hareket etmeyip ona doğru yürümemi bekledi. Ayak mahkûm gittim tabii.
"Nerede kaldın?"
"Niye burada bekliyorsun?"
"Sizli konuşmaya ne oldu Taehyung?"
"Şu an da patronum değilsin Jeon, mesai saatleri dışındayım."
"Hmm, rahatlığının sebebi oydu yani."
"Anlamadım?"
"Şirkette benden habersiz kimse lavaboya bile gidemez, biliyorsun değil mi?"
...
Ne demeye getirecek? Umarım saçmalamaz yoksa bu sefer kendimi tutma girişiminde bulunmayacağım.
...Bana doğru yaklaşıyor ve kollarını çözüp ceplerine sıkıştırdı parmaklarını. Ben ise yerimden hiç kıpırdamadım. Bu herifi silip atasım var şu anda.
"Sen bir çalışanla fazla yakındın sanki bugün, hm? Herkesle bu kadar yakın mısın?"
"Senin aksine insancıl biriyim. Arkadaş edilebiliyorum ve burada seni alakadar edecek hiç bir şey göremiyorum."
"Öyle mi?" Güldü, gülüşünü sikesim var. "Bunu yapmak istemezsin. Sen bir çalışansın, ben ise senin patronunum. O çocukla görülmeyeceksin."
Çalışan-işveren olduğumu hatırlattığın için sağol.
"Daha çok patron gibi değil de kıskanç sevgili gibi gözüküyorsun."
"Kıskandığımı mı ima ediyorsun?" Ciddileşti, tersine gittim galiba.
"Bilmem, kıskandın mı Jeon?"
"Kıskanacağım son kişi bile olamazsın Taehyung."
"Beni kıskanabilecek en son kişi bile olamazsın Jeon Jeongguk."
Sinirlendi paşam. Arabamın kapısını açarken itip kapıyı tekrar kapattı. Girmemi engellemiş ve öylece kapıya bakakalmıştı. Ben ise ona ne bok yapmaya çalışıyorsun amk dercesine bakmakla yetiniyordum.
"Bak Taehyung. Sana karşı iş dışında hiç bir ilgim yok. İş için seninle uğraşmak zorunda olduğum için uğraşıyorum. Yanlış yerlere çekip ashabımı bozma."
"Nolur beni sev Jeongguk!" Yapmacık söylediğim cümle gözlerinin bana dönmesini sağlamıştı. Gözlerindeki ateşi görebiliyordum.
"Benimle oynama!"
"Tek bir şey soracağım. Şirkette yaklaşık 20 manken çalıştırıyorsunuz. Hiç biri seni bile tanımıyorken neden benimle uğraşmak istedin? Neden özellikle ben?" Hafifçe yaklaşmış ve arabayla arasında bulunan boşluğa girip bana bakmasını sağlamıştım.
"Hem şirketteki tek feminen manken ben değilim. Niye bunu yapıyorsun Jeon-ah?"
İyice bana yaklaşmış ve resmen araba ile arasında sıkışmama zorlamıştı beni. Gözleri dudaklarıma kaydığında sırıtmıştım. Konuşmuyordu, sadece kendisini bana bastırıp kendince cezalandırıyordu işte."Yoksa.. yoksa paylaştığım gönderiler seni tahrik mi etti?"
"Taehyung, beni zorlama"
"Yoksa?"
"Yoksa bir hafta yürüyememeni sağlarım."
...
Kısa bir bölüm oldu ama olsun.
Benim içime sindi açıkçası. Fikriniz varsa beklerim. Ben kaçar
Lyra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he's my type | TaeKook | ✓
FanfictionTaehyung feminen bir model, Jeongguk ise onun baskıcı patronu. . SemeKook UkeTae !!YAZIMI BEĞENMİYORUM BAŞKA FİCLERİMİ OKUYUN LÜTFEN!!