chapter twenty three

313 28 54
                                    

Koluma giren krampla bağırarak elimdeki ağırlığı yere bıraktım. Taehyung'ta bağırmami duyar duymaz koştuğu koşu bandını durdurup hızlı adımlarla yanıma gelmişti.

"Jeon? İyi misin, noldu?"

Bir elimi acıyan kolumun üstüne koyarak büzdüğüm dudaklarımı aşağıya doğru sarkıtıp Taehyung'un gözlerine, her an yaş akmayı bekleyen dolu gözlerimle baktım.

"Taehyung, acıdı of! Kramp girdi sanırım."

Taehyung'un ısrarı üzerine bugün benimle spor salonuna gelmişti. Daha doğrusu peşime takılmıştı.
Bir şekilde spor salonuna gelmiştik gelmesine de spor yapan Kim Taehyung hiç etik değildi. Bi insan koşu bandında koşarken bile nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi aklım almıyordu. Ve dikkatimi dağıtan Taehyung sayesinde ters hareket yapıp koşuma kramp girmişti!!

"Senin gibi sürekli spor yapan biri nasıl ters hareket yapabilir ki?"

Bir elini koluma koyup parmaklarıyla acıyan bölgeyi ovmaya başladı. Gözleri kolumda kaşları hafif çatılmış bi şekilde konsantre olurken fazla yakışıklı duruyordu. Gözlerimin, yüzünün her bir köşesinde gezintiye çıkmasına izin verdim. Taehyung gerçekten fazla büyüleyiciydi.

"Gelme demiştim sana işte senin yüzünden dikkatim dağıldı!"

Boştaki elime yanımda duran küçük havluyu alıp karşımdaki gözlerini gözlerime diken bedenin kafasına attım. Gülerek kafasındaki havluyu alıp kenara bırakıp tekrar bana döndü.

"Eh, sen de haklısın. Spor yaparken biraz çekici olduğum doğrudur."

"Taehyung! Bi de sıfır kol giyinmişsin... Fazla davetkâr duruyorsun ama biz spor yapmaya geldik."

Acımayan kolumu kaldırıp elimi hafif terleyip dağılmış olan saçlarına daldırıp daha da dağıttım siyah tutamları. Dediklerimden sonra yüzünde büyük bir sırıtış yerini almıştı. Bir eli hala koluma masaj yaparken yaklaşıp koluma öpücük bıraktı.

"Şimdi daha iyi mi bebeğim?"

Yaptığı hareketle derince yutkunurken kalbim hızlanmaya başlamıştı. Ne hızlanması ulan depar atıyordu. Derin bir nefes alıp kafamı onaylar şekilde salladım.

"Başka bi yerin acımıyor dimi?"

Dediği şeyle bu sefer sırıtan taraf ben oldum. Biraz oyun oynamaktan zarar gelmezdi. Masumca dudaklarımı büzerek omzumu gösterdim.

"Şey aslında kramp koluma girince böyle yukarı doğruda gitti biraz o yüzden omzumda acıyor."

"Hmm, öyleyse o zaman omzundan da öpeyim geçsin çabucak."

Hızla kafamı aşağı yukarı sallayıp gülümsedim. Kafasını omzuma yaklaştırdığında aramızdaki mesafe çok ama çok azdı. Sanki kalbim daha fazla hızlanabilirmiş gibi daha da hızlandı. Gözlerime bakarak öpücüğü omzuma kondurduğunda anın etkisiyle gözlerimde yavaşça kapanıp açılmıştı. Taehyung karşımda böyle dururken gözlerimi, dudaklarına indirmemek çok zordu. Ama tabiki de indirmedim gözlerimi dudaklarına. Ta ki Taehyung gözlerini, dudaklarıma indirene kadar.

Derince yutkunurken gözlerim dudaklarına indi. Aramızdaki mesafe yavaş yavaş kapandığında karnımdaki kelebeklerin uçmasını sağlayan o hamleyi yapıp, dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir süre dudaklarımız birbirinin üstünde dinlendi. Daha fazla sabredemeyip kollarımı boynuna dolayarak öpücüğü derinleştirmeye başladım. Yaptığım şeyle beraber Taehyung'un da ellerini belimde hissettim.

Üst dudağımı çekiştirip emerken ağzımdan küçük mırıltılar kaçtı. Tecrübesizce hızlanan öpücüğüne yetişmeye çalışırken alt dudağını sıkıca öptüm. Daha fazla nefessiz kalmaya dayanamazken yavaşca birbirimizden ayrıldık. Hala kollarım boynunda sarılıyken kafamı eğip omzuna yasladım. Siktir demin Taehyung'la öpüştüm! TAEHYUNG'LA ÖPÜŞTÜM!

"Jeon."

Duyduğum sesle yutkundum. Hayır kafamı kaldırmıycam Taehyung sus. Kollarım boynuna dolanmış olan bedenin saraılmasıyla güldüğünü anlamıştım.

"Bebeğim, baksana bana."

" Ya Taehyung, gülmesene!"

" Tamam gülmüyorum, kaldır kafanı."

Derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım. Ensesindeki ellerimi gevşetip gözlerimi yavaş yavaş gözlerine çıkardım.

"Hm? Kaldırdım Taehyung."

En samimi gülümsemesiyle içi gider gibi bakıyordu. Gözleri parlıyordu, az önce dudaklarımda olan dudakları hafif kızarmış fazla öpülesi duruyordu.

"Çok güzelsin Jungkook. Gökyüzünden kaçıp gözlerine yerleşen yıldızlarınla, ısırılmayı bekleyen seni sinirlendirdiğim de kırıştırdığın o burnunla, rengini geceden alan saçlarınla ve küçük bal gibi tadı olan dudaklarınla çok güzelsin. Her bir detayında kayboluyorum. Her bir detayından her bir zerrenden öpmek istiyorum."

01.03.22

band-aid | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin