jeonkook:
taehyung
10.34hey 👋
çevrimiçisin taehyung
baksana mesajlarıma
11.10taehyung çevrimiçi
taehyung çevrimdışı 11.10jeonkook:
tamam kabul ediyorum
sana bok gibi davrandım
özür dilerim??
12.22jeonkook:
YA GORMEZDEN
GELİYOSUJ Bİ DE
DOVUXEM SENİ
OFFFF
12.32jeonkook:
cok sakinim taehyung
ve suan mesajlarımın
ötüs sesini duyuyorum
ama sen duymuyorsun
12.55jeonkook çevrimdışı
____________
Derin bir nefes alıp sabahtan beri kendi kendime konuştuğum mesaj kutusundan çıkıp telefonumu kapattım. Hemen karşı çaprazımda kantinde arkadaşlarıyla gülüşen Taehyung'a kaydı gözüm. Tamam belki üzmüştüm onu ama bu kadar kötü davranmak zorunda mıydı? TAMAM BİLIYORUM, aynısını bana yapsa çok daha beter davranırdım. Neyse şuanki önemli konumuz ben değilim Taehyung...
Oturduğum kantin sandalyesinde hızlıca kalkmamla kulağımı sandalyeden çıkan tiz bir ses doldurdu ve birkaç kişinin gözlerini üstüme toplamış oldum böylece. Ama şuan üzerimde olmasını istediğim tek gözler üzerimde değildi. Kalktığım sandalyeden emin adımlarla Taehyung'un arkadaşlarıyla oturduğu masaya ilerledim. Tekrardan derin bir nefes almayı ihmal etmeyerek Taehyung'un başında dikilmeye başladım. Sonunda gözleri beni bulduğunda bakışlarındaki kırgınlığı gördüm. Beklemediğim bir şeydi bu, beni bu kadar önemseyip söylediklerime bu kadar kırılacağını düşünmemiştim o yüzden bu bakışlar beni fazlasıyla dumura uğratmıştı. Birkaç saniye bakıştıktan sonra hafifçe üzerine doğru eğilip kulağına yaklaştım.
"Taehyung, lütfen benimle gelir misin?"
Bakışları tekrar beni buldu geri çekilmemle. Ve yavaş yavaş bakışlarının yumuşadığına şahit oldum. Sandalyeden kalktığında hafifçe bileğinden tutup onu peşimden sürükleyerek kantinden çıkardım. Gözüme kestirdiğim yangın merdivenine doğru ilerledim. Önümdeki kapıyı ittirip girdikten sonra arkamdaki bedenin de girmesini bekledim. Kapının kapanma sesini duyduğumda gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar derin bir nefes aldım ve ona döndüm. Yüzünde hafif meraklı bi ifade vardı. Büyük ihtimalle ona söyleyeceklerimi merak ediyordu ama bu meraklı ifade aynı zamanda fazlasıyla kırgında bakıyordu. Etrafa baktım kimsenin olmadığından emin olduktan sonra bir adım atarak biraz daha dibine girdim.
"Taehyung ben, ben özür dilerim. Gerçek düşüncelerim değildi o söylediklerim. İnan bana hakkında hiçbirini hiçbir zaman düşünmedim."
Kaşları hafif çatılmış bir şekilde gözleri yüzümü turluyordu. Tahminimce yalan söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu?
"Sorun değil, sen haklıydın. Sana karışıp işleri senin için zorlaştırdım. Üstelik her seferinde yanında olmamı istemediğin halde yanında bittim."
Bu sefer kaşları çatılan bendim. Ne saçma düşünceler bunlar! Kendimi oldukça kızgındım böyle düşünmesine sebep olduğum için.
"Hayır, Taehyung... Gerçekten sen mükemmel birisin."
İşte sorun tam burda başlıyordu. O fazla mükemmeldi ben ise fazla sorunlu biriydim. Her şey ortadaydı işte!
"Ayrıca benim için hiçbir şeyi zorlaştırmadın."
"Ama sen öyle söyleme-"
"Biliyorum! Biliyorum! ama onlar gerçek düşüncem değildi gerçekten. Çok kabaydım değil mi? Çok utanıyorum sana öyle kötü şeyler söylediğim için. Ayrıca! O gün, yani yardım ettiğin gün ilk defa bu kadar rahat atlattım. Gerçekten minnettarım bunun için. Dediğim gibi bunun anlamı çok büyük benim için."
Yüzündeki gerginlik yerini yumuşamaya bırakmıştı. Ve hafif bir gülümsemeye diyebilirim. Gözleri ise tekrardan yoğun bakmaya başlamıştı. İçimdeki kötü hissin yavaş yavaş yok olduğunu hissettim.
"Jeon söylediklerine inanıyorum. Ayrıca o hâlini gördükten sonra üstüne titrediğimde sana acıdığımı düşündüğünü biliyorum ama samimi bir şekilde söylüyorum ki asla öyle düşünmedim."
"Gerçekten mi?"
Duyduklarımla gözlerim dolmaya başlamıştı. Tanrım! Taehyung gerçekten mükemmel biriydi. Özür dilerim onu üzdüğüm için.
"Evet, gerçekten Jeon. Hatta ne kadar güçlü olduğunu düşündüm. Çünkü ben, bilmiyorum sen yaşadıklarını çok iyi saklamışsın. Ben farkında bile olmadım bunların. Hiçbir şey olmamış gibi çok güçlüydün. Aynı domuz gibi."
Tam dolu gözlerimden yaş akacaklen duyduğum domuz kelimesiyle gülmeye başladım. Deli gibi gülüyordum, ilk başta bu ani duygu değişimime şaşıran Taehyung sonrasında bana uyum sağlayarak gülmeye başladı. İlerdeki merdivene oturup ayaktaki bana bakmaya başladı. Daha fazla ortamın garipleşmesine izin vermeden yanına oturdum.
"Jeon, ben her zaman buradayım. Bunu unutma tamam mı?"
Elini dizime koyup o çok tatlı gülümsemesini sundu bana. Ah bu kadar tatlılık kalbime iyi gelmiyor. Taehyung'a gülmek yasaklanmalı!!
"Teşekkür ederim. Salak salak gülmesene."
Burnumu karıştırarak göz devirdim ve gülümsemesini genişletirken dil çıkardım.
"Ah Jeon didişmeden duramıyorsun asla!"
"Ne yapayım gıcık etmek hoşuma gidiyor."
Bu dediğim hoşuna gitmiş olmalı ki tatlı bir hm sesi çıkarmıştı. Sonrasında ayağa kalktı ve kafamı kaldırıp ona baktığımda dizlerimin önüne geçip yukardan bana bakarken bir elini uzattı.
"O zaman arkadaşız?"
Arkadaş? TABİ YA! BAŞKA NE OLABİLİRDİK Kİ?? aptal kafam. Hm sanırım Taehyung'la arkadaş olmak eğlenceli olacaktı. Sırıtarak, uzattığı elini tutup kafa salladım.
"Tabi ya arkadaşız."
12.11.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
band-aid | taekook
Cerita Pendekjeonkook: elim ufacık kesildi diye yara bandı yapıstırmana gerek yoktu sapsal kollarımdakilerin aksine acımıyor| •tw!sh •texting düzyazı