Duyduğum hareketlenme sesleriyle zil çalmasına az kaldığını anladım ve kafamı sıradan kaldırdım. Etrafımdaki bütün öğrenciler, matematikçi bir an önce dersi bitirsin diye gözünün içine bakıyorlardı. Duvar tarafında oturan bütün zil saatlerini ezbere bilen çocuk "şimdi" dedikten sonra zil çaldı. Manyak mıdır nedir? Hızlıca yerimden kalkıp sınıftan çıktım. Matematikçinin peşinden gidip soru sormak bahanesiyle onunla birlikte -sadece öğretmenlerin kullandığı- asansöre bindim. Asansöre binersem bodrum kattaki revire daha hızlı gidebilirdim. Yalandan birkaç soru yöneltip hocayla muhabbetimi kurdum. Biraz sonra asansörden ineceğimiz kata geldiğimize dair ses geldiğinde sustum. Güzel bi gülümseme sunup önden çıkıp hızlıca merdivenlere yöneldim. Revir öğretmenler odasının alt katında olduğu için matematikçiyle beraber indikten sonra bi kat daha merdivenlerden inmem gerekmişti. Koşar adımlarla revirin önüne geldiğimde hiç beklemeden kapıyı tıklattım."Girebilirsiniz!"
Taehyung'a ait olduğunu bildiğim sesi duyduğumda içim biraz da olsun rahatlarken beklemeden odaya daldım. Kapıyı arkamdan kapatıp sedyede oturan Taehyung'un yanına gittim.
"Taehyung... Bu halin ne?"
Sesimin bu kadar ağlamaklı çıkmasını beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla yüzüme baktı. Ardından gerçekten o kadar kötü müyüm der gibi aynaya baktı. Burnu ve dudağı kanamış elmacık kemiğinin birkaç yeri ise morarmaya yüz tutmuştu.
"Jungkook bakma öyle, iyiyim ben."
Tam önüne gelip sedyeyle aramdaki kapatabilecek tüm mesafeyi kapattım. Taehyung sedyede yan bir şekilde oturmuş ayakları sarkarken kollarını da geriye doğru yaslamış rahat bir şekilde otururken sedyeden destek alıyordu. Yakınlığımdan dolayı da üst bacaklarım onun dizlerine değiyordu.
"Taehyung nasıl oldu ki bu? Ben anlamadım hiç. Senin aran kimseyle kötü değildir ki, herkes sever seni. Niye kavga ettin?"
Taehyung derin bir nefes alıp kafasını dışarı bakmak için cama çevirdi. Bu anlatmak istemiyorum sorma demek oluyordu sanırım. Ya yine kavga ederse ve daha kötü bir şey olursa diye düşünmeden edemedim.
"Hemşire gelmedi mi hala?"
Konuyu değiştirmemle rahatlayıp kafasını bana çevirip hayır anlamında sağa sola salladı.
"Benim pansuman yapmamı ister misin? Söz canını acıtmam."
Bir kaşı anında havaya kalkmıştı, sanırım pansuman yapabildiğimi düşünmemişti. Maalesef zamanında kendime çok fazla pansuman yapmak zorunda kaldığım için istemsemde yapmayı öğrenmiştim. Çok da zor bir şey değildi zaten.
"Yapabiliyor musun pansuman?"
"Hımhım, yapabiliyorum tabii ne sandın sen beni?"
İlk yardım dolabından gerekli olan pansuman malzemelerini alıp Taehyung'un yanına sedyeye koydum. Hafif ıslak bir bezle burnunun aşağısına akan kanlarla beraber dudağına bulaşan kanları hafifçe temizledim.
"Ciddi bir işle uğraşırken daha seksi oluyorsun Jeon."
Dediği şeyle gözlerim anlık olarak dudaklarından ayrılıp gözlerine çıktı. Gözlerimi devirip yandaki kulak çubuğuna tentürdiyotu sürüp dudağındaki yaranın etrafında gezdirdim. Ve beklediğim 'ah' sesini duymamla sırıttım.
"Çok konuşma istersen Taehyung. Canın acısın istemem."
Tentürdiyotu burnundaki yaranin çevresine de sürdükten sonra oksijen suyunu bir pamuğa döküp yaraların içini çok bastırmadan temizlemeye başladım.
"Jungkook acıyor..."
"Özür dilerim ama yaralarını temizlemem gerekiyor."
"Öpersen geçer acısı."
Dediği şeyle gülerek tek elimle, önüme gelen saçlarımı geriye savurdum. Gerçekten delirtiyordu beni. Sadece pansuman yapacaktım ama onda bile rahat durmuyordu.
"İlaç sürücem şimdi geçer acısı sen hiç meraklanma."
Kaşlarını çatıp bir çocuk gibi homurdanmaya başladı. Ona aldırmadan kutudan aldığım ilaçları dudağına, burnuna ve kızarıp morarmaya başlayan yerlerine sürmeye başladım. O sırada belimde hissettiğim ellerle derince yutkundum ve göz temasından kaçınarak işimi yapmaya devam ettim. Sıra dudağına sürmeye geldiğinde gözlerim gözlerini buldu. Sırıtarak yaklaşıp dudağımın kenarına öpücük kondurdu. Bi anda yaptığı atakla nefesimi tuttum. İmdat! Midemde bir şeyler tepiniyor???
"Jungkook, nefes ver boğulacaksın."
Kendime gelip tuttuğum nefesi verdiğimde utanarak kafamı çevirdim. Taehyung demese kim bilir ne kadar daha nefesimi tutacaktım... Kafamı toparlayıp dudağına da krem sürdükten sonra gazlı bez yardımıyla yaraları kapatıp hafifçe geriye çekildim.
"Bitti Taehyung, biraz da olsa acısı diner. Krem sürdüğüm için yara bandı yerine gazlı bezle kapattım. Bi süre su değmesin ve açma tamam mı Taehyung?"
"Tamam bebeğim ayrıca teşekkür ederim pansuman için."
"Önemli değil de hala olayı anlatmamakta ısrarcı mısın?"
Kafasını sallayıp sedyeden kalkıp elimi tutarak önden ilerleyip kapıyı açtı ve beraber dışarı çıkıp ilerlemeye başladık.
"Hadi gel kantine gidelim, bebeğime muzlu süt alayım hakettin bunu fazlasıyla."
"Oleyy! Muzlu süüüüt!"
12.03.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
band-aid | taekook
Short Storyjeonkook: elim ufacık kesildi diye yara bandı yapıstırmana gerek yoktu sapsal kollarımdakilerin aksine acımıyor| •tw!sh •texting düzyazı