chapter fourteen

435 46 16
                                    


Yavaş hareketle oturduğum yerden kalkıp telefonu cebime attım. Şuan daha sakin hissediyordum, en azından demin bedenimi ele geçiren o sinir dinmişti. Hafif içimde oluşan tuhaf kıdıklamaya aldırmadan yürümeye başladım. Okuldan çıkıp iki saattir içeriden izlediğim bankta oturan Taehyung'a doğru ilerledim. Görüş alanına girmemle hemen gülümsemiş ve sabırsızca yanına ulaşmamı bekliyordu bunu burdan bile görebiliyordum. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp iki gündür göremediğim bedenin yanına oturdum.

"Selam."

Bankta aramızdaki mesafeyi kapatıp yüzündeki büyüttüğü gülümsemeyle bakmaya başladı. Hafif kaşlarımı çatmış sorarcasına yüzüne baktım. Hareketlerine anlam veremeden bir diğer harekete geçmiş ve kollarını bana sarmıştı. Şaşırmama rağmen öylece dikilmek yerine kollarımı ona sarıp özlediğim o tanıdık kokuyu ciğerlerime gönderdim. Aynı zamanda da özlediğim tanıdık sesi de kulaklarıma ulaşmıştı.

"Özledim seni Jeon."

"Ben de özledim ama biraz daha sıkı sarılırsan boğulucam!"

Dediğim şeye kahkaha atarken kollarını da gevşetmeyi ihmal etmemişti ama hala kolları üzerimdeki yerini koruyordu. Geri çekilip yüzüne baktığımda aramızda benim oluşturduğum bu boşluk hoşuma gitmese de ayrıldım ve sarılmamız böylece sonlandı.

"Şimdi daha iyi mi bakalım bu bebek?"

İyi olmadığımı, gergin olduğumu bildiği için rahatlatmak istemişti beni, ayrıca özlemişti de. Ben de özlemiştim yani abartıyor muyum bilmiyorum? Çünkü sadece iki gün görmemiştim onu. Ki görmemle de üzerimdeki gerginlik uçup gitmişti.

"Ohoo! Fırsatçı Taehyung! Gerginliğimi fırsat bilip hemen de nasıl sarıldın. Neyse bu sefer görmezden geleceğim."

"Sana da yaranılmıyor Jeon ya."

Şakayla karışık dediği şeyle hafifçe gülümsemem solmuştu. Onun yanında numaradan iyiymis gibi durmak istemiyordum zaten. Neysem oydum, onunlayken.

"Şaka yapıyorum bebek alınma hemen."

"Ne alınıcam ya, bilirsin oçların söylediklerine alınmam!"

Tekrardan, ciddi suratımın yeri gülümseme almıştı. Onunla uğraşmak eğlenceliydi. Birbirimizle uğraşmayı seviyorduk. Birkaç gündür içimde verdiğim psikolojik savaş aklıma doluştuğunda derin bir nefes aldım. Yanımdaki beden bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki beni sıkmamak adına konuşmuyordu bile. Yalnızca dizime, destek verircesine elini koymuştu. Burukça gülümsedim.

tw//sh-ed

Günlerdir tekrardan dibe çökmüş hissediyordum. Taehyung varken buna ne kadar izin vermese de son bir haftadır çok az görmüştüm onu ve bu da daha fazla düşünecek zaman demekti. Yediğim yemeklerin tekrardan düzensizleşmeye başlamasıyla kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Tekrar yemekten uzaklaşmak istemiyordum. Tekrardan o kusma krizleriyle uğraşmak istemiyordum ama elimde olmadan tekrar baş göstermişti hepsi. Yaşadığım okul stresti beni tetikleyen en büyük şeydi. Bu iki gün ise benim için full evde geçmişti dibe çöktüğümde evde bütün gün pineklemek ve kötü düşüncelerimi dinlemek yaptığım en kötü şeylerden olsa da kolayıma geliyordu. Kusmalarımdan nefret ettiğim için yemek yemeği bırakmıştım şuanlık daha iyiydi en azından kusmaktan iyidir diye düşünüyordum. Bunları yapıp kendimi dibe çektiğim için ve kendimi yetersiz, beceriksiz, hiçbir işlevi olmayan biri olarak gördüğüm için bütün sinir vücudumu sarıyordu. Vücudumu bırakın ruhumu ele geçiriyordu. Ağlayarak, sinirimi çıkarmak için bilip uyguladığım tek yola başvurdum tekrar. Kolumdaki daha yeni yeni iyileşmeye başlayan, acılarının yeni yeni dindiği kesiklerin yanlarına yenileri eklendi. Ruhumdaki acı beni ele geçirmiş hissediyordum. Ve kolumdaki acıyı hissetmiyordum bile, oysa kolumdaki kesikler öfkemi ve ruhumdaki acıyı dindirebilmek için yapılmıştı. Gel gör ki ruhumdaki baskıdan biraz olsun kurtulmuş değildim.

Ertesi gün okula gitmem gerektiğinin bilinciyle kendime gelmeye çalışıp zor bela duşa atmıştım kendimi. Canımı yakıp ruhumdaki acıdan tekrar kurtulmak istercesine en sıcak suyu açtım ama olmuyordu işte. Dinmiyordu hiçbir şey.

tw uyarısı bitiş.

Eh işte en sonunda Taehyung'un yanına bulmuştum kendimi. Omuzlarıma çöken ağırlıkla derin bir nefes almaya çalıştım ama pek de becerebiliğim söylenemezdi. Taehyung bütün denediğim şeyler gibi değildi, onlar hiç yardımcı olmuyordu ama Taehyung oluyordu. Sanki tek bir bakışıyla beni sorunlarımın içinden tutup çıkarıyor gibiydi. Nefes almamı sağlıyordu. Ellerinde derman buluyordum sanki. Tekrardan kollarını sıkıca bana dolamasıyla bütün omzumdaki yüklerin hafiflemesi de bunun kanıtıydı. Taehyung benim çoktan ellerimin arasından kaymış olan ruhumu ellerinin arasında tutuyordu ve ona öpücükleriyle yara bandı oluyordu.

24.11.22

band-aid | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin