0.4

83 15 24
                                    

O günden sonra Seungmin ile birkaç kez konuşma fırsatı yakaladım, ancak beni görmezden geldi. Birkaç hafta geçti aradan. O günü sadece Felix'le paylaştım. Seungmin çözmesi zor biriydi gerçekten. Bu kadar soğuk olmasının bir sebebi vardı belli ki. Annesinden dolayı mı bilmiyorum ama bunu çözmek istiyorum. O gün nasıl ağladığını hatırladıkça kendimi kötü hissediyordum.

"Yeterli değil miyim.. Daha ne yapmam gerekiyor.. "

"Neden hep böyle oluyor, neden.. Neden.. "

Hıçkırıkları yüzünden zar zor anlaşılan sesi kulağımda yankılanıyor, elini yumruk yapıp kafasına vuruşu gözümün önünden gitmiyordu.

"Hyunjin, daldın yine. "

Gözlerimi kırpıştırıp Jisung'a baktım. Ders beden eğitimiydi ve neyse ki öğretmenlerimiz zorla spor aktivitesi yaptırmıyordu.

"Bak, yeni tanıştık ama bana güvenebilirsin, biliyorsun. "

İç çektim. Jisung Seungmin'i az çok tanıyordu, belki yardım edebilirdi bana. Anlatmaya karar verdim.

"2 hafta kadar önce okul çıkışı Seungmin'i ağlarken gördüm. Telefonda annesiyle konuşuyordu. Yanına gittim, biraz konuştuk. Şimdiyse eskisinden de soğuk davranıyor. "

Bakışlarını yere çevirdi.

"Çok detaylı bilmiyorum ama annesiyle arası pek iyi değildi. Çok baskıcı bir ailesi var ve çocuğu çok kısıtlıyor. Birkaç kez ağladığını gördüm ama yanına gidince kaçtığı için üstelemedim. "

Bu konuyu irdelemek ve irdelememek arasında gidip geliyordum. Bacaklarımı karnıma çektim. Bakışlarım anlık olarak Seungmin'e kaydı. Bizden uzakta oturuyor, elindeki kitapla uğraşıyordu. Sanırım test çözüyordu. Aklıma o gün annesiyle olan konuşması geldi. Sınavlara hazırlanıyordu sanırım. Sahi, sınav haftasına girmek üzereydik.

"Seninle konuştuğunu söyledin, gitsene yanına."

"Ben mi? "

Jisung'a döndüm. Gitmeli miydim gerçekten. Rahatsız etmek istemiyordum. Benimle konuşmak istemediği belliydi. Birkaç kez denemiştim ve her defasında kaçmıştı.

"Evet, ama o günün konusunu açma. Anlatmak isterse anlatır, zorlama yani. "

Başımla onayladım ve ayağa kalktım. Seungmin'in yanına gidiyordum ki öğretmenimiz durdurdu beni.

"Hyunjin, sınıf defterini getirir misin?  Yoonjin getirmeyi unutmuş. "

Başımla onaylayıp her ne kadar istemesem de spor salonundan çıktım. Okul kapısına kadar koşup hızlıca merdivenleri çıktım. Defteri kaptığım gibi sınıftan çıkıyordum ki biriyle çarpıştım.

"Çok pardon. "

Başımı kaldırdığımda yerde oturan Seungmin ile karşılaşmayı beklememiştim. Elimi uzattım kalkması için. Bana garip bir bakış atıp elimi görmezden gelerek kalktı, üzerini silkeledi.

"Affedersin, seni görmedim, iyisin değil mi-"

Beni umursamadan sırasına ilerledi. Sırasının altından bir kitap alıp gidiyordu ki kolunu tuttum.

"Neden bana böyle davranıyorsun? "

"Arkadaş olacağımızı mı düşündün? "

Anlamamış bir ifadeyle ona baktım. Yanlış bir şey mi yapmıştım?

"Seni üzecek ya da kızdıracak bir şey yaptıysam özür dilerim. Ben sadece-"

"Sen ne? Aptal mı sandın sen beni? Diğerlerinden ne farkın var? Sırf sana sarılıp ağladım diye aramızda bir şey olacağına mı inandın?"

"Seungmin yanlış anlıyorsun beni, öyle bir amacım yoktu. "

Duyduklarım beni şok etmişti. Beni böyle anlaması üzmüştü. Ancak daha önemli olan bir şey varsa o da kendini neden bu kadar korumaya çalıştığıydı. Canı yanmasın diye kendini soyutluyor gibiydi ya da sadece ben saçmalıyorum. Ancak kelimelerime dikkat etmem gerektiğini biliyordum.

"Seungmin, ben sadece arkadaş olmak istiyorum. Senin yanında olmak, sana destek olmak istiyorum. Belli ki zor bir dönemden geçiyorsun ama bunu tek başına atlatmana gerek yok, ben yanındayım. "

Ona sarılmak için yeltenmiştim ki beni hafifçe ittirip çıktı sınıftan. Ben de arkasından birkaç saniye baktıktan sonra spor salonuna gittim.

Üşenmemeliyim üşenmemeliyim üşenmemeliyim üşenmemeliyim üşenmemeliyim...

Perfect Smile -Hyunmin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin