başımda şapkamla daha fazla yağan yağmurun altında kalmamak için momo'nun evinin kapısını tıklatıcaktım ki evden gelen kahkaha seslerini duyup buruk bir gülümseme bıraktım ve elimi tekrar cebime koydum. bensiz mutlulardı, ben sorun çıkartıyordum. çok eskiden beri böyleydi bu. benim yanımda huzursuz hissediyorlardı, ben ise onların yanında güvenli hissediyordum, eskiden tabii. fakat onların için bir önemi yok gibiydi.
hızlıca merdivenlerden inmeye başladım fakat akmaya başlayan gözyaşlarım önümü görmemi engelliyordu. sürekli elimin tersiyle siliyordum, yenileri ekleniyordu. sinirle bahçenin bankına oturdum. yağmur durana kadar oturmayı planlıyordum.
neden ağlıyordum?
en yakın arkadaşlarım tarafından bir hiç gibi görülmem yüzünden mi yoksa sinirlenip darlanmam yüzünden mi?
"ağlamaktan korkma nayeon. ağlamak güçsüzlük belirtisi değildir, aksine daha güçlü olduğunu gösterir. çünkü acılarını dökebiliyorsun."
başımı kaldırıp konuşan kişiye baktım, jeongyeon'du. burukça gülümsedim yine. ne zaman içten bir kahkaha atabileceğimi düşündüm o an.
"google'dan mı aldın bunları jeongyeon?" dememle sağlam bir kahkaha attı. ben de o sırada ağlamayı durdurmuş, gözyaşlarımı siliyordum.
"ah, hayır. kendim uydurdum, saçma mı? ağlaman içimi burktu da, sen daha fazla ağlama diye uydurdum bir şeyler işte." dedi.
"beğendim." dedim gülümseyerek.
yanıma oturdu. bir süre konuşmadık, sonra "bana olan kızgınlığın geçti mi? posterini aldığım gün küfrediyordun." diyebildi omzuma hafifçe vurarak. tepkimi görmeye çalışıyordu.
gülümsedim ve gözlerimi dizlerimde kenetli olan ellerime çevirip konuştum.
"geçti tabii ki. hâlâ vermedin posterimi gerçi."
"yanımda değil aslında, ıslanmasın diye getiremedim. momo beni çağırdı da, kızlar var sen de gel dedi. sahi, sen niye burada oturuyorsun?"
"hava almak için." dedim bir çırpıda.
"çok soğuk hava." dedi.
"ben üşümüyorum."
"kızarmış burnun ve titreyen çenen aslında her şeyi anlatıyor nayeon." demesiyle güldüm.
daha sonra tedirginlikle bana baktı.
"sanırım aranızda ufak bir tartışma gibi bir şey olmuş, yoksa momo seni davet etmedi mi bunun yüzünden?"
"ah, hayır onunla bir ilgisi yok." dedim ve devam ettim, "hem dedim ya hava almak istemiştim. momo da beni davet etti ve bayağı ısrar etti zaten." tabii, bayağı gönüllüydü hatta.
"iyi madem. her neyse, eve girelim." omuz silktim, eve girmeyi düşünmüyordum. kızların huzurunu bozacağım diye korkuyordum.
"nayeon gerekirse seni sürükleyerek götürürüm ama yine de götürürüm. eve gireceksin, hava çok soğuk."
biraz düşündükten sonra kurtulamayacağımı anlayıp kafamı olumlu anlamda sallamıştım ve jeongyeon doğrulup kapıyı çalmıştı.
ben duzyazi yazinca daha uzun oluyo gerci herkeste oyle oluyordur

ŞİMDİ OKUDUĞUN
poster, 2yeon
Fanfiction@imyeony posterimi verecek misin, ben mi geleyim? im nayeon & yoo jeongyeon