42ᵀᴴ ᴇᴘ.

453 38 2
                                    

Düşünmek, düşünmek ve düşünmek. İnsana verilen en kıymetli şey olduğu kadar, aslında bir o kadar da büyük bir cezadır düşünmek.

Ailemle son konuşmamın üzerinden yaklaşık 5-6 gün geçti. Hiçbir ses seda gelmedi onlardan. Ne bir telefon çağrısı, ne bir mesaj, ne de bir haber... Taehyung bir iki kere daha bizimkileri çağırıp kafamı dağıtmama yardımcı olmuştu fakat içten içe kendimi yediğimin de farkındaydı.

Onları düşünmeden duramıyordum. Yaşadığımız anları, konuştuğumuz şeyleri, bana olan davranışlarını düşünmeden duramıyordum. İleriyi düşündükçe, olabilecek şeyleri göz önüne getirdikçe kahroluyordum. Onlar için neden bu kadar sorun olduğunu anlayamamıştım. Hoş, onlar da benim için bu durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamamıştı.

Ama ben elimden geleni yaptığımı düşünüyordum. Tüm içtenliğimle açıklamıştım içimdekileri. Onlar ise beni anlamak için en ufak bir adım dahi atmamıştı. Sözlerimin karşısında tek kelime dahi etmemişlerdi.

Ama ben çizgimi bozmayacaktım, geri adım atmayacaktım. Onlar beni anlamak zorundaydı, ötesi yoktu.

"Seçtin mi hayatım film?"

Taehyung elindeki cips tabaklarıyla gelirken konuşmuştu. Tabakları koltuğun hemen önündeki cam masaya bırakıp, yarısı üzerimde olan kahverengi pikenin içine girdi yanıma.

"Durgun gördüm seni bebeğim, bir şey mi oldu ?"

Taehyung 2. kez konuştuğunda önceki cümlesine cevap vermediğimi fark etmiştim.

"Dalmışım canım, iyiyim."

Yavaşça koltukta kendimi kaydırıp başımı göğsüne koymak için pozisyonumu düzelttim. Kafamı göğsüne yasladığımda, elleri saçlarıma çıkmıştı. Kendimi onun adeta sihirli olan kokusuna bıraktım. Derin derin soluklar çektim içime. Gözlerimi kapatıp belinde olan ellerimi iyice sıkılaştırdım. Şimdi onun dokunuşlarının altında, mayışmış bir şekildeydim. Bir eli saçlarımın arasında narince geziniyor, diğer eli de beni kavramış, belimi tutuyordu. Fark ediyordum, ara ara derince soluklar alıyordu saçlarımdan.

Okul tatildi, o yüzden 1 haftadır hiç ayrılmamıştık. Beraber uyuyup beraber uyanıyor, beraber yiyip beraber kaldırıyorduk. Çok alışmıştım 1 haftada ona, fazla bağlanmıştım. Her saniye benimle ilgilenmiş, asla yalnız bırakmamıştı. Bir yanım kan ağlarken diğer yanım hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu. Hepsi Taehyung sayesindeydi.

Filmi açmış izlerken, telefonumun gelen bildirim sesiyle odağım dağıldı ve uzandığım göğüsten kalkıp cam masanın üzerinde duran telefonu elime aldım. Ekranı açıp gelen mesaja baktığımda kısa çaplı bir şok geçirmiştim. Telefona şaşkınca baktığımı fark eden Taehyung kafasını uzatmış ve telefona eğilmişti.

"Annen ?"

Kocaman açılmış olan gözlerimi ekrandan çekip Taehyung'a çevirmiştim. "Yanlış görmüyorum değil mi ?"

Gözlerim bir ekranda bir Taehyung'da gidip gelirken hala idrak edememiştim gelen mesajı. Annem "Oğlum" yazmıştı. Kalp atışlarım olayı idrak ettikçe hızlanıyordu. Fazlasıyla şaşkındım, ağzım aralı kalmıştı. Ne yapacağımı, ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.

"Cevap ver hadi."

Taehyung benim yerime düşünüp yapmam gerekeni söylemişti. Titreyen ellerimle ekranı kaydırdım ve kilidi açtım. Ama elim bir türlü mesaja gitmiyordu, fazla gerilmiştim.

Taehyung titreyen ellerimi fark edince telefonu elimden aldı ve kilidi kapatıp kucağına koydu. Benim ellerimi iki elinin arasına aldı ve okşamaya başladı. Bu hareketiyle gözlerimi ellerimden çekip ona doğrulttum.

call •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin