ON DÖRDÜNCÜ KURBAN ALİNA

75 8 0
                                    

Alina 25 yaşında yüzme antrenörüydü. Son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla müthiş bir yüzücüydü. Dosya FBI'a verilmeden işlerimi bitireceğimden dolayı daha seri, daha hızlı olmalıydım. Bu nedenle Alina'yı çok fazla araştıramadım. Ama yine de hakkında kısa ve öz bir bilgiye sahiptim. Bu bilgiler bana yeterdi. Alina'nın evi dubleks ve mavi renge boyanmıştı. Gerçekten çok hoş gözüküyordu. Giriş kapısı son teknolojik güvenlik önlemleriyle donatılmıştı. Bu son olaylardan sonra herkes elinden geldiğince tedbirler alıyordu. Fakat Alina diğerleri gibi asla kurtulamayacaktı. Evin arka tarafı ormana bakıyordu, ön tarafı ise çok nezih bir şekilde süpermarket ve mağazalarla doluydu. Evin tam karşısında ki restoran da evi iyice gözlemleme fırsatı buldum. Kim giriyor, kim çıkıyor, bunları bilmem lazımdı. Saat 23:00' da harekete geçmeyi planlıyordum, fakat bu sefer her şey umduğum gibi gitmedi. Alina iki hafta önce yurt dışına gitmiş ve bir hafta sonra geleceğini öğrendim. Eve geçtiğimde haberlerde son dakika haberi olarak altta bir yazı geçiyordu;

''Uzun süredir devam eden seri katil olayları emniyet şubeden alınıp FBI ekibine verildi.'' Emniyet şube ''Halkımız için FBI ekibi ile güçlerimizi birleştirip bu olayları yapan kişi veya kişilerin kimler olduğunu daha hızlı bir şekilde bulup, ve bunu her kim yapıyorsa onun en ağır şekilde cezalandırılacağını buradan bütün halkımıza duyuruyorum.'' Dedi.

   Bu nasıl olabilirdi ? içimi bir şüphe sarmıştı. FBI'ın çok güçlü bir donanması vardı. Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp, şu anda ne yapmam gerektiğini düşünmeliydim, uzun süredir lojmana gitmiyordum. James'in bir şeylerden şüphelendiğini düşünüyorum. Hele ki bu dosyanın FBI'a verilmesi onu çılgına çevirmiş olmalıydı. Beni ailemin yanında zannediyordu. Babamın daha da kötüleştiği yalanını söyleyip lojmandan çıkmıştım, o zaman dan beri mesaj yoluyla konuşuyorduk. Beni çok özlediğini falan yazıyordu hep. James o kadar nazik bir insandı ki bazen karşısında şaşıp kalıyordum. Bana olan aşkı, bağlılığı, sevgisi ben hiç olmadığım kadar mutlu ediyordu. Bu kadar iyi bir insanı kandırmak bazen beni vicdan azabına sürüklüyordu. Nasıl anlatsam? Biz, James'le zıt kutuplarız. O artı, ben eksi, o polis, ben katil, o iyi, ben kötü...

   ''Canım'' diyerek sarıldı bana. O kadar hoştu ki parfümünün kokusu, ilk defa onu bu kadar çok özlediğimi fark ettim.

''Seni özledim James''

''Bende seni, bir daha bu kadar uzun bir süreliğine bir yerlere gitme'' dedi.

''Tamam'' dedim. Galiba gözlerim dolmuştu, evet ağlıyordum. Ben erkeklerden ne kadar nefret etsem bile James farklıydı. Sarılma faslı bittikten sonra ikimizde bir taksiye binerek James'in evine gittik. Bir süre ışıkları açmadı James, korktum acaba öğrenmiş miydi beni? Beyaz bir ışık yemek masasını aydınlattı, ardından keman eşliğinde elimden tutarak masaya oturttu beni. Bu sırada ben hala şaşkınım.

''James ne oluyor?'' diyebildim sadece. Ardından James ''Seni ilk gördüğüm an anlamıştım hayatımı nasıl değiştireceğini. Sen güzel kadın benimle geride kalan ömrünü geçirmek ister misin?'' dedi. Her cümlesi kalbime o kadar derinlemesine işledi ki bu intikam hırsım olmasa her şeyden vaz geçip, James'le uzaklara gidebilirdim.

''Çok şaşırdım James. Benim gibi bir deliyle hayatını birleştirmeye emin misin acaba?'' dedim gülerek.

''Her deliyi de delirten vardır Kristen'' dedi ve o da güldü.

   Sabah olduğunda James bana kahvaltı hazırlamak için mutfağa girmişti. Mutfağa doğru yol aldığımda masayı hazırlamış beni bekliyordu.

''Uyuyan güzelimiz de uyanmış'' dedi ve sandalyeyi hafifçe çekip oturmamı bekledi.

''Teşekkürler bayım'' dedim ve tebessümle sandalyeye oturdum.

AŞKIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin