İSTANBUL BEYEFENDİSİ

6 1 1
                                    


-BU HİKAYEDE MUTLULARI VE MUTSUZLARI GÖRÜCEKSİNİZ...-

Yeni bir okul yılı başlıyordu. Okulu seviyordum yani daha doğrusu arkadaşlarımı seviyordum. ama bu sabah farklı bir heyecanlıydım çünkü aylaca çalıştığım üniversite sınavının sonuçlarını almıştım 460 puan almıştım ama o yıl içerisinde son 9 ayımın kaldığını öğrenmiştim yani şuan 6 ayım kalmıştı. 

İlk duyduğumda çok ağlamıştım kendi öleceğim zamanı biliyordum ama kendime söz verdim ağlamayacaktım kimseyi hayatıma ağlamayacaktım ailemle iyi geçinecektim. Bu arada ben Güneş annem herkesin ışığı olmam için böyle bir ad koymuş.

önceden de söylediğim gibi okul açılıyordu koç üniversitesinde hukuk kazanmıştık okumak istiyordum zaten. alarmım çaldığında saat 6.30'du  okul saat 9 da açılıyordu ama 1.30 saat lik yolum vardı ve hazırlanmam gerekiyordu.

yataktan kalktım yan tarafımdaki bardağımı alıp su içtim ve ayağı kalktım odadan çıkmak için kapıya yöneldim uyku sersemi olduğum için kolumu kapıya vurdum kendi içimden kendime mal dedim.

salona geçtiğimde annem ile babam kahvaltı yapıyordu günaydın dedim ''günaydın'' dediler ve benim sabah kalktığımda kahvaltı etmediğimi biliyorlardı evet sabah uyandığımda bir şey yiyemiyordum. 

ve Banyoya doğru ilerledim ve banyoya girdim ilk önce tuvalete girdim sonra yüzümü yıkadım bakım yaptım ve hafif bir makyaj yaptım. sonra  beyaz mat bir oje alıp salona doğru ilerledim aylardır uzattığım tırnaklarıma oje sürüyordum. ojeyi sürdükten sonra kurumasını beklerken çantama bir su  ve bir kalemlik ve not defteri koydum.

Tırnaklarım kuruduktan sonra kıyafet seçtim siyah bir sweet  ve kot pantolon giydim. Artık hazırdım aylardır gitmek için uğraştığım üniversiteyi artık kazanmıştım ve hazırdım. annemlerin yanına gittim ve çıkıyorum dedim banka kartımda para vardı gene de biraz salonda bekledim ve para verdiler.

Kapının önündeydim ayakkabılarımı çıkardım ve kapının önüne koydum ayakkabılarımı giydim çok fazla tadilat sesi geliyordu binaya birisi  taşınıyordu galiba?

binadan çıktım ve durağa doğru ilerledim yolda takılıp düştüm ve güldüm yolda market vardı içeri girip çikolata aldım ve yola devam ettim ve binadan beri beni takip eden benim yaşlarımda bir erkek vardı galiba bizim binaya taşınanlardı aslında takip ediyor sayılmazdı önümde yürüyordu ve durağa gelmiştim o da gelmişti ama çocuk çok yakışıklıydı. ve birlikte bekledik adı neydi acaba ? otobüs gelmişti aynı otobüse de binmiştik bu çocuktan şüphelenmeye başlamıştım. otobüs çok kalabalıktı arkamı döneyim derken dirseğim çocuğun yüzüne gelmişti ve aramızda şöyle bir diyalog geçmişti.

''Çok özür dilerim''

''Hayır, sorun değil''

''ben gene de özür dilerim''

çocuk çok tatlı konuşuyordu çocuğun tavrını görünce aklıma ilk  ''yaşlı amca - bir istanbul  beyefendisi ''  şarkısı gelmişti çocuk aynı istanbul beyefendisi . normalde şarkı dinlemeyi çok severim ama kulaklığım bozulmuştu.

Bir süre sonra gelmiştik kapılar açılmıştı çocuk benimle beraber inmişti. ve yürümeye başladım arkamdaydı çocuğun üstünde siyah bir kot pantolon siyah bir sweet ve siyah bir palto giyiyordu çok havalıydı okulun önüne geldim hayallerimdeki okula giriyordum adımımı attım ve girmiştim o çocuk önüme geçti birden ve aklımdan şöyle bir cümle geçti ''ne aynı sınıfta mıydık''

GÖKYÜZÜ IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin