No te dejes llevar Jeon, 5.

28 2 0
                                    

Salak adamım.

Países enemigos, no os tocaré.

Üzerimdeki gri eşofman ile beyaz tişörtle kalmak adına hırkamı çıkartarak derin bir nefes verdiğimde içimde biriken heyecana engel olamıyor, ilk defa yapacağım şeyin verdiği gerginliği üzerimden atmak istiyordum. Yavaş adımlarla Taehyung'un yanında uyuduğum evin önüne gelerek kapıya iki kez vurduğumda açmasını bekledim.

Kapının açılmasının ardından görüş açıma giren dağınık saçlar eşliğinde daha önce beraber uyumamıza rağmen ilk defa Taehyung'un ev haline şahit olmuş, birkaç saniyelik duraksamanın ardından içeriye adımladığımda sesli bir soluk vermiştim. Kapıyı arkamdan kapatmasıyla hırkamı koltuğun üzerine bırakırken direkt olarak yatağa yerleşen bedeni süzerek gergin bir şekilde sesli bir nefes vermiş, yanına doğru ilerleyerek bir süre karşısında dikildiğimde ise sorgularcasına bana bakmaya başlamıştı. Ne zaman uğraşmaya başladığımı bilmediğim parmaklarımla oynamayı bırakarak sesli bir soluk verdiğimde çok fazla gerildiğim gerçeği bedenimi ele geçirmiş, bir bacağımı Taehyung'un diğer yanına doğru atarak dizlerinin üzerine yerleştiğimde ellerimi koyacak bir yer bulamadığımdan omuzlarına yerleştirmiştim. Başımı öne eğerek yutkunduğumda Taehyung'un sesi kulağıma doldu.

"Bu kadar gerilmene gerek yok Jeon, rahatla biraz."

Sesli bir nefes vererek bedenimi rahat bıraktığımda biraz daha öne kayarak baldırlarının üzerine yerleştirmiş, ellerimi boynuna sararak başımı kaldırdığımda dikkatle bana bakan gözlerle buluşan bakışlarımın ardından yutkunma ihtiyacı duymuştum. Elleri belimi bulduğunda istemsizce nefesimi tutmuş, parmaklarım ensesindeki saçlarla oynamaya başladığında altımdaki bedenin gerildiğini hissetmiştim.

"Ellerini oradan çek, Jeon."

"Hm, neden ki?"

Tırnaklarımı sürterek ensesindeki saçları okşamayı sürdüğümde parmaklarını belime bastırmış, uyarır bir ses tonuyla konuşmuştu.

"Zaafım var çocuk, çek ellerini."

Yüzümde istemsizce bir sırıtış oluşurken ellerimi ensesinden çekmiş, omuzlarına yerleştirerek iki parmağım önde baş parmağım arkada olmak üzere dairesel hareketler yapmaya başladığımda masaj yapışımdan dolayı rahatlayan surat ifadesine bakarak tebessüm etmiştim.

"Demek ensene zaafın var, beğendim."

Onaylayarak parmaklarını usulca belimde hareket ettirmeye başladı. Masaj yapışı bedenimi biraz daha rahatlatırken istemsizce biraz daha öne kaymış, belimi kıvırarak bakışlarımı başını geriye atan bedenin boynuna sabitlemiştim. Gördüğüm dövme ile eş zamanlı olarak boyun zaafım bedenimi ele geçirirken büyük bir dikkatle sarmaşık şeklindeki dövmeyi süzüyordum.

"Beğendin galiba?"

Afallayarak bakışlarımı sırıtarak bana bakan Taehyung'a çevirdiğimde kaşlarım hafifçe havalanmış, aralanmış dudaklarımın ardından utanç bedenimi ele geçirirken yüksek bir ses tonuyla konuşmuştum.

"Evet evet, beğendim. Anlamı ne?"

Kurduğum cümlelerin ardından gözlerimi kaçırarak başımı öne eğmiş, tekrardan kulağıma dolan ses tonu ile gülümsemiştim.

Blume des Todes.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin