02

2.8K 128 143
                                    

Elfida

"İstanbula mı gideceksiniz?" Babam çatık kaşlarla sert bir biçimde sordu. Kafamızı sallamakla yetindik. Muhtemelen izin vermeyecekti, boş boşuna numaramı vermiştim. Off benim neyimeydi İstanbul. "İyi bakalım gidin." Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi olacaktı.

"Ne?" İrem'le aynı anda karşılık vermiştik.

"E gidin da, sizinde hakkınızdır. Evden pazara, pazardan eve anca. Gidin görün gezin." Şuan mutluluktan kafamdaki sargıyı çıkarıp horon tepebilirdim. "Tek bir şartım var." İrem'e 'Aha sıçtık' bakışı attım. "Görüntülü arayacağım her akşam. Ben aramasam bile bizim küçük miço bilecek, o arayacak." Küçük miço dediği ortaokula giden kardeşimiz Deniz'di.

"Kabul!" İrem'le aynı anda bağırarak cevap vermiştik. Babam kararını değistirmesin diye direkt odamıza çıkmıştık.

"Kızım Yalı Çapkını'n daki Kazım ağa bile bu kadar hızlı seviye atlamadı." İrem'in bunu demesiyle kahkaha atmıştım.

Dolabın üstündeki valizi indirmeye çalışıyordum. İrem hâlâ konuşuyordu.

"Belki bir gün bizde Fero ve Seyro gibi oluruz, Talha'mla." Bunu demesiyle kaşlarımı çattım.

"Ay Allah korusun. Olacaksanız Abidin'le Suna gibi olun, best shiplerim." Dedim.

"Ay doğru söylüyorsun, sonra Pelo gibisini getirir felan." Sonra aynı anda, "Allah korusun!" Dedik.

...

"Güle güle gidin kızlarım." Halamın dolu gözlerle havaalanına bizi uğurluyordu.

"Ay hala, ölüme gitmiyoruz ya." İç çekerek cevap verdim. Aniden elime vurdu.

"Sus, ağzından yel alsın." Gülüştük.

Sonra bilet kontrolü felan uçağa bindik. Uçağın kalmasına bir kaç dakika kala telefonuma gelen bildirimle irkildim.

Kerry: Bindiniz mi uçağa?

Elfi: Evet.

Kerry: İyi, İstanbul'a gelince haber verirsiniz. Sizi girişte karşılıyor olacağım.
(💖)

Ay bu mesajdan sonra iptal olabilirdim.

...

Yolculuk çok ama çok sıkıcıydı. Bavullarımızı almış çıkışa doğru ilerliyorduk. Ve tahmin ettiğim gibi Kerem Aktürkoğlu bizi bekliyordu. Bunu bir kaç gün önceki Elfida'ya söyleseydiniz muhtemelen size kıçıyla gülerdi. Neyse imkansız hiçbir şey yokmuş. Koskoca Mauro Emanuel İcardi Rivero sizin kafanıza şut da çekebilirmiş, Kerem Aktürkoğlu sizi karşılamaya da gelebilirmiş.

"Hoşgeldiniz." Dedi güler yüzlü bir şekilde. Bende gülümsedim, hatta gerizekalı gibi olduğumu anlayabiliyordum.

"Hoşbulduk." Dedik İrem'le aynı anda. Valizlerimi arabanın bagaj kısmına koyduk ve yerlerimizi aldık.

Bir kaç dakikalık yoldan sonra otele ulaşmıştık. İrem önden gidiyordu, bende Kerem'e teşekkür edecektim.

"Tekrardan özür dileriz." Ay ben özür dilerim aşkım.

"Ya cidden önemli değil, asıl ben teşekkür ederim." Ağzımı kapatmaya çalışıyorum çünkü konuşursam ağır saçmalayacaktım.

"Buarada sargın ne zaman çıkacak?" Sargı!? Kafamı ellediğimde sargım hâla kafamdaydı. Of ya tamamen unutmuşum!

"Doktor biraz kalması gerektiğini söyledi. Normalde çıkınca İstanbul'a gelecektik ama ben sabredemedim." Dediğimde gülümsedi.

"Olsun, sana farklı bir hava katmış." Bende aynı şekilde gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

...

"Bence antrenmanda bana şans vereceksin." Antrenmanlarını izlemem için Kerem beni çağırmıştı. Aslında İrem'i de çağırmıştı ama o gelmek istememişti.

"Umarım..."

Ben yerimi aldığımda onlar önce ısındı sonra kendi aralarında maç yapmaya başlamışlardı.

İcardi gol attıkça Aşkın Olayım'ı söyleyesim geliyordu. Son anda Kerem'de bir gol atmıştı ve bana dönerek Metin Oktay sevinci yaptı.Yani ben kalp yapar diye beklemiştimde bu da olsundu.

Antrenman bitmiş Kerem'in arabasına doğru ilerliyorduk.

"Bir kahve içer miyiz?"

"Ama İre-"

"Boşversene yani kendine bakabilir diye düşünüyorum." Olumsuz anlamda kafamı çevirince iç çekti. "Lütfen Elfi ya sonuçta her zaman bu fırsatı bulamazsın." Kabul etmek zorunda kaldım. Aslında zorunda kalmadım sonuçta her zaman bu fırsatı yaklayamazdım.

"Peki en sevdiğin şarkı ne?" Evet, yalan time başladı.

"Teoman- Renkli rüyalar oteli." Yalan. Spotify'ı açsanız 2022 özetimde en çok dinlenenlerde tombul tombul memeler çıkardı.

"Ow baya güzel."

"Öyledir."

"Peki buaralar sevdiğin dizi-film felan var mı?" 'Yalı Çapkını' demek isterdim ama kötü zevkim yüzünden beni bırakıp kaçabilirdi.

"Ben çok fazla dizi izlemem, genellikle kitap okurum." Ya geçen Aşk-ı Memnu eşliğinde eski sevgiline sövüyordun, ne izlememesi!

"Aaa peki en sevdiğin kitap?" Ay bu çok basit.

"Küçük kadınlar."

"Güzelmiş, zevklerini beğendim." Ay bende daha ne zevkler va- Ay Elfi düşünme şöyle şeyler.

Biraz daha sohbet ettikten sonra İrem'e mesaj attım.

Elfi: Neredesin?

İroş: Talha'yla.

Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi olmuştu.

Elfi: Hangisi!?

İroş: İlk ismi Tayyip, soyadı Sanuç olan. Ayrıca Beşiktaşta oynayan önceden Demirspor'da oynamıştı, en önceden de Karabükte oynayan.

Elfi: Ne ara?

İroş: Ya aşır saçma bir şekilde oldu, sonra anlatırım.

Elfi: Görüşeceğiz seninle.

"Kiminle konuşuyorsun?" Kerem'in sesiyle irkildim ve telefonu bırakıp ona doğru döndüm.

"İrem'le, nerede olduğunu merak ettimde."

"Keşke o da gelseydi, sıkılmıştır şimdi."

"Şuan pek sıkıldığını sanmıyorum." Anlamaz gibi baktı. "Boşver." Demekle kaldım.

...

Devam getiremiyorum hiç bir zaman ya.

Alyeska, Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin