Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yavaşça batmaya başlayan güneşin ışıkları, yorucu bir okul gününün ardından okuldan ayrılan öğrencilere eşlik ediyordu. çoktan çantanı toparlamıştın ve Chongyun ile boş boş, kitaplarını toplamaya çalışan Xingqiu'yu bekliyordunuz.
"amma acele ettirdin y/n! kitaplarımı senin yüzünden adam akıllı toparlayamadım bile, umarım hasar görmezler. ayrıca, sırf onu görmek için bu kadar acele ettiğini anlamadık sanıyorsan yanılıyorsun." dedi Xingqiu. cevap olarak kıkırdadın ve göz devirdin.
"onu görmeye falan çalıştığım yok, Xingqiu. uydurma." diye çıkıştın, ancak elbette yalan söylemiştin.
zemin kata geldiğinizde, kapıdan çıkmakta olan bir siluet gözüne takıldı. koyu turkuaz renginde saçlar ve kehribar gözler.
"bak, seninki orada!" biri aniden kolunu dürttüğünde olduğun yerde zıpladın. en alt sınıflardan tanıdığın bir kızdı bu.
"sessiz ol Xiangling! seni duyacak. ayrıca o benimki falan değil, nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri anlamıyorum." diyerek azarladın.
senden yalnızca iki yaş küçük olan kız kıkırdadı. "hayır, duymaz. bak çıkıyor bile." dedi başıyla kapıyı işaret ederek.
"duyduğunu fark edersem seni Wanmin Restoranı'ndaki ocağın içine atarım Xiangling."
"tamam, tamaaam!" diyerek pes etti. "eve gidip Guoba ile oynamak için sabırsızlanıyorum!"
"benim yerime de oyna, hatta öp." Guoba, Xiangling'in evcil hayvanıydı ve dünyanın en sevimli köpeklerinden biriydi. Xiangling mutfaktayken sanki ona yardım etmeye çalışırmış gibi, hep onun yanında dururdu. gece yanında yatar, kendini sevdirirdi.
dördünüz de okuldan çıktıktan sonra beraber birkaç sokağı geçtiniz, ve herkesin kendi yoluna gitme zamanı gelmişti.
✧･ﾟ: *✧･ﾟ:*✧
ertesi akşam, okuldan yine hızlı adımlarla çıkmıştınız. bugün onu,Xiao'yu ilk teneffüs hariç hiç görmemiştin ve bu seni meraklandırmıştı. normalde de gün içinde yok olduğu zamanlar olurdu, okulun en üst sınıflardaki, tek tabanca takılan serseri çocuğuydu sonuçta. sık sık kavgaya girerdi, bu da müdire Ningguang'ın odasına sık sık çağırıldığı anlamına geliyordu o yüzden kaybolması doğaldı, ama sonrasında, en azından çıkışta görürdün. bugün çıkışta da göremeyince aklın onda kalmıştı.
