12- MELEZİN KIZI

77 11 1
                                    

"Melezi ve melezin kızını bana getirin."

***Bir Yaprak Misali Oradan Oraya Sürükleniyordum***

Düğün günü gelip çatmıştı giydiğim pudra pembesi elbise karnımı epey belli etmişti ve çok şirin duruyordu. Eda'nın saçı yapılırken bizim saçlarımız ve makyajımız çoktan bitmişti Eda makyöz tutmak yerine kendisi makyajını yapmak istediği için ona engel olmamıştık, ne kadar gerek olmadığını söylesekte bu Edaydı.

Makyajımızı yapmıştı sona kendi makyajını bırakmıştı, kuaförler Edanın saçını tamamlarken Edaya gelinliğini giymesine yardım etmek için odaya girmiştik Mavi yerinden kalkıp çalan kapıyı açmaya gitti.

-Çağrı Vural-
Rüzgar takım elbisesini giydikten sonra gelip saçımı başımı düzeltti. Edanın ne yaptığını merak ettiğimden onu aradım umarım onu bugün yüzlerce(!) kez aradığım için kızmayacaktı.
"Aşkım bitti mi işiniz ne durumdasınız?"
"Aşkım mı?" Diye şaşırdı Eda.
"Pardon hayatım, n'aptınız hazır mısınız?"
"Güneşim ne yapıyor iyi mi teyzesi?" Rüzgar aramıza girdiğinde Eda da bende gülmekten konuşamadık "neden gülüyorsun ben babayım baba merak ediyorum kızımı acaba pembe ona yakıştı mı?"
"Yakıştı babası çok yakıştı hem de. Aşkımdan bile güzel oldu. Hazır sayılırız aşkım"
"Aşkım mı?" Bu sefer şaşırma sırası bendeydi
"Pardon hayatım" diyerek beni tekrarladı.
"Tamam o zaman bizde annemler gelince çıkıyoruz birazdan gelirler."
"Tamam hayatım dikkat et kendine"

"Hazırmıymışlar?"
"Abi birazdan çıkıyoruz dedim ya tabi hazırlar"
"Şaçının şurasına biraz jöle sürsek mi?"
"Olur" jöle almak için banyoya giderken kapı çaldı "Annemlerdir ben açayım sende
jöleyi getirebilir misin" jöleyi Rüzgar'a aldırıp kapıyı açtım.

"M-melek?"
"Selam sevgilim" Rüzgar banyodan "Melek mi? Aha kesin kıyamet kopacak" siye söylenerek ve koşarak evin ortasına en az on santim topuklularıyla giren Melek ve öpmeye çalıştığı dudaklarımı gördü.

"Melek sen ne arıyorsun burada?" Rüzgarın sorusu karşılığında bir kahkaha patlatıp bana döndü.
"Eda benim düğünümü mahvetti bende onunkini mahvedeceğim"
"Buna asla izin vermem"
"En son nikâh masasındaydık be sevgilim. Çekil önümden" beni ittirip dengemi kaybetmeme sebep oldu toparlandığımda salonda bacak bacak üstüne atmış oturuyordu. Rüzgar, kaş göz hareketleriyle Melekten bir an önce kurtulmamı söylüyordu.

"Ne saçmalıyorsun sen çabuk evimden çık"
Ah Çağrım çok safsın ay ışığım diye gezdiğin kıza nasıl iğrenmeden bakıyorsun gerçekten aklım almıyor"
"Yeter bu kadar hemen evimden defol!" Melek'in kolundan tuttuğum gibi koltuktan kaldırdım ve kapının önüne koydum kapıyı şiddetle kapattığımda bir çığlık yükseldi. Allah kahretsin!

Melek ben kapıyı kapatırken ayağını kapıyı arasına koymuştu ve bende kapıyı hızlı kapatınca ayağı acımıştı.

"Ayağım burkuldu!!!! Allah seni kahretsin Çağrı!"

***

Şu anda annemlerle Edalara gitmem gerekirken ben hastane köşelerinde Melekle uğraşıyordum arabadan inerken de ayağındaki on metrelik topukluyu unutup yere düşmüş kaşını patlatmıştı mükemmel bir gün oluyordu. Melek'in hanında geçirdiğim her saniye beni Edaya karşı mahcup hissettiriyordu sanki ona ihanet etmiş gibi...

Yaklaşık bir saat sonra sonunda Melek'i evine bırakıp Edalardaydık. Tam kapısının önünde birazdan onu görecektim ve bu düşünce kalbimi tekletiyordu. Birazdan onu buradan alıp düğün salonuna götürecek ve kendi soyadımı verecektim.

Kapıyı çaldığımızda kapıyı Mavi açtı.
"Abi neredesiniz ya bak Eda abla çıldırdı seni de aramış ama bakmamışsın"
"Abicim hastanedeydim telefon arabada kalmış"
"Ne oldu iyi misin?"
"Bir şey yok eski bir arkadaşı götürdük geldik. Burada mı bekleyelim alsana içeri bizi"
"Eda abla hazır değil daha"
"Tamam abicim bekleriz biz ama içeride beklesek ya"
"Olmaz öyle abi sen burada kal"
"Bak MAVİ beni delirtme seni istemeye geldiklerinde vermem seni görürsün!!!"
"Abi çok kötüsün, özür dilerim Eda abla" Eda duyacakmış gibi kendi kendine söylendi ve kapıyı açtı.

KALBİMDEKİ  MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin