5. bölüm

124 16 2
                                    

İşe başlayalı bir hafta olmuştu. Alışmıştım buraya. Patronumla hala anlasamiyorduk. Ama yeliz ablayla gün geçtikce dahada yakın oluyorduk. Kendisi 25 yaşında sarışın ve oldukça güzel birisiydi. Benden kat ve kat uzundu. Fiziği de çok güzeldi bide kendi fizigime bakiyodum berbattı cidden... Keşke onun gibi olabilsem..
......
Çağan bey beni çağırmıştı konuşmak için ama ne konuscaktik ki? İnşallah bi hata yapmamisimdir kovmaz beni işten.

- evet Tuana artık şirkette çalışmayacaksın

- ne! Yoksa kovuldum mu! Ama neden ben birşey yapmadım ki!?

Çağan bey iç çekip bana döndü

- Tuana ben sana kovuldun diye birşey demedim. Ama artık şirkette benim yanımda değil dışarıda calisicaksin. Yani sadece bugünlük ... Hem sana ceza olur o kadar yaptığın sakarliktan sonra sana yine iyi dayandım.

- anlıyorum efendim onun için özür dilerim ama ben nerede çalışacağımki?

- aşağıda araç park etme yerinde.

- ne! Ama ben sekreter olarak başladım bu işe!

- Tuana bana sesini yükseltme. Ayrıca ben senin patronunum bu sadece ceza. Yarın tekrar burda calisacaksin

Kolumdaki saate baktım saat 15:05 idi. Dışarı çok soğuktu ve üzerime mont bile almamıştım.

- ama efendi-

- Tuana istersen isten cikartayim seni?

- yok yok tamam çağan bey. Çıkıyorum ben.

- sevindim.. hadi kolay gelsin sana.

Arkamı dönüp aşağıya indim. Üzerimde incecik bi elbise vardı. Of ne yapacaktım ben. Kesin hastalanacagim.
....

Saat çoktan 20:35 olmuştu. Mesaim bitmişti ama çağan bey "ben şirketten çıkana kadar bi yere gitme" dediği için hala burdayım. Annemi arayıp haber versem iyi olur.

- alo anne.

- Tuana! Nerde kaldın kızım!

- annecim sakin olur musun? Benim mesai uzadı onu haber vericektim

- saat kaça kadar uzadı

- onu bilmiyorum anne ama ben seni ararım tamam mı?

- tamam canım kendine dikkat et

Telefonu kapatıp cebime sıkıştırdım. Elime damlayan su ile havaya baktım. Allah kahretsin bi bu eksikti!! Yağmur yağıyordu.. az sonra hızlanmaya başladı. Ne yapacaktım ben . Rüzgar biandan yağmur biandan. Üzerimde mont bile yok! Hasta olacağım kesin!
......
Yağmur iyice şiddetini arttırmıştı. Göz gözü görmez hale gelmişti. Bana doğru yaklaşan bi ışık görüyordum ama neydi bu! Haaa yoksa arabaaaa!!!!
Kenara çekileceğim sırada bi el beni kendine doğru çekti ve ona çarptım korkudan sarılmıştım. Ama bı saniye bu ayni çağan bey gibi koku- hassiktir
Hemen kendime ceki düzen verdim

- özür dilerim efendim.

- sorun degil. Biraz daha dikkatli olmalısın ben gelmeseydim ezilecektin

- hayır hiçte bile. Ben zaten cekilicektim kenara ..

- öyle mi?

- evet öyle

- iyi bidaha başın derde girince kendin halledersin!

- hallederim sizin yardımınıza ihtiyacım yok.

Yalan söylediğim her halimden belliydi çünkü şuan tir tir titriyordum. Konuşurken dudaklarim titriyordu çağan bey bana kaşlarını catarak bakmaya başladı.

- bin arabaya

- hayır ben kendim giderim size dediğim gibi yardımınıza ihtiyacım yok

- Tuana!! Yardımıma ihtiyacın varmı diye sormadım! Bin şu arabaya titriyosun şu haline bak hala inatlik peşindesin.

- ben mi inatlik peşindeyim? Ben? Oda ben? Pardonda siz değil miydiniz beni bu soğukta burda bekleten?

- ben mi dedim sana üzerini incecik giyim diye.

- ne biliyim ben şirket sıcak oluyor diye şey yaptım.

- tamam Tuana! Biniyo musun binmiyo musun?

- bin-mi-yo-rum!!

- öyle mi

- evet öyle

- tamam o zaman gidiyorum ben sende başının çaresine bak.

Arabaya binip gitti. Soğuktan yuruyemiyodum bile.
....
Yine bi ışık gördüm.. arabaydı sanırım.
Araba yanımda durdu içeri baktığımda çağan beydi bu.

- adamı delirtme Tuana! Bin şu arabaya

- hayır

Yürek yemiştim galiba....

Tatlı belaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin