yirmi yedi

4.1K 545 183
                                    


"Jinnie lütfen ama..."

Hyunjin oturduğu koltuğa iyice yerleşirken bir kez daha kafasını olumsuz anlamda iki yana sallamıştı.

"Olmaz bebeğim, yağmur yağıyor."

Felix ise kızgın olduğunu düşündüğü bakışlarla, ki daha çok civcive benziyordu, tek elinde tuttuğu kitabı okuyan sevgilisine bakıyordu.

"Ama zaten yağmur olduğu için istiyorum! Lütfen lütfen lütfen yağmurun altına çıkalım lütfeeen!"

Felix en tatlı bakışlarla Hyunjin'in oturduğu koltuğun önünde bacakları arasına girmişti. Hyunjin onun bacakları arasındaki varlığını hissetse bile gözlerini buluşturmamış ve sadece kitabı tutmadığı elini yumuşak pembe saçlarla buluşturmuştu. Onları tanıyan herkes bilirdi ki Hyunjin'in Felix'in bakışlarına her daim zaafı vardı.

Felix bir kez daha görmezden gelindiği için oflarken Hyunjin'in bacakları arasına biraz daha yaklaşıp kafasını kalın baldıra yaslamıştı.
Sevgilisinin elleri hâlâ hiçbir şey olmamış gibi saçlarını okşarken büzdüğü dudaklarıyla kitap okuyan prensine alttan kaçamak bakışlar atmıştı.

"Aşkım..."

Hyunjin duyduğu hitapla aniden kafasını kaldırıp bacağına kafasını yaslayan sevgilisine bakarken hızlanan kalp atışlarını görmezden gelmeye çalışıyordu.

"Aşkım?"

Felix sonunda üstüne çekebildiği dikkatle sevinirken içinden tatlı bir şekilde gülüp duruyordu.

"Aşkım seninle yağmurun altında dans etmek istiyordum ama ben, olmaz mı? Aşkım hem üşüsek bile bir sürü sarılırız sonra ve sonra ısınırız hmm?"

Hyunjin neredeyse gözlerinin parlaklığını yıldızlarına düşüren sevgilisine bakarken ona bir kez daha yenildiğinin farkındaydı.

Pamuk çocuğun ağzından çıkan bir aşkımla ne hâle düşüyordu ama prens.

Hyunjin düşünceleriyle yutkunurken o an bacakları arasındaki pembeliyi yiyip bitirme hissiyle dolup taştı.

Bazen Felix ciddi anlamda bir pamuk şekere benziyordu ve gün geçtikçe Hyunjin'in onu yiyip bitirmemesi için sıraladığı sebepleri tükenip gidiyordu.

Felix dalgınca kendisini onaylayan erkek arkadaşını aniden kolundan çekip bahçe kapasına götürürken Hyunjin de iç dünyasındaki düşünceleri bir kenara itmiş ve tüm odağını tatlı kıkırtılar bırakan bebeğine vermişti.

"Hiih baksana şuna aşkım... Çok güzel yağıyor, hadi dans edelim hadi hadi!"

Evet, Lee Felix bir diğer adıyla da pamuk şeker oldukça çocuksu ve tatlı bir gençti. Masum bakışları, dudak büzüşleri ve pembe saçlarıyla tam bir meleğe benziyordu. Bu da Hyunjin'de onu koruma, sarmalama ve kucağında uyutma isteğini uyandırıyordu.

Ama şu an Felix sadece Felix'ti. Yağmurun altında erkek arkadaşıyla dans edip güzel anılar biriktirmek isteyen bir sevgiliydi yalnızca. Düşen damlalar saçlarını koyulaştırıp yüzüne yapıştırırken, asla gizlemediği yıldızları bulutların ardındaki güneşle buluşurken ve bakışları tüm aşkını gözlerine akıtırken o sadece Felix'ti.

Yüzündeki sersemleşmiş gülümsemesi ile onun belini tutup küçük bir yağmur dansına sürükleyen kişi ise Hyunjin'di. Sevgilisi için saçlarını pembeye boyayan, evini çiçeklerle dolduran ve her daim bebeğine kocaman bir kucak bahşedip ona sarılan yegane kişiydi.

İki beden de tatlı bahar yağmururun altında kalplerinin oluşturduğu ritimle dans ederken tüm sokağı melodik kahkahaları ile renkledirip küçük bir görsel şölen sunuyorlardı. Kendi dünyalarında dans eden bedenlerin dudakları da birbirleri ile dans etmeye başlarken yağmur ise herkese bu güzel anı göstermek istercesine gittikçe yavaşlıyordu.

"Streliçyam..."

"Prensim..."

Tek nefeslik mesafede iki dudağın arasında çırpanıp duran kelimeler tatlı bir tınıyla havaya karışırken öncesine nazaran daha hoştu yağmurun altında öpüşmek.

Ve daha güzeldi sarılıp duyguları seviştirmek.

______

beğenilmemiş olabilir anlıyorum

azıcık edebi dil kullandım son kısımda
neden bilmiyorum ama seviyorum

bölümler artık daha yavaş gelir
sınava az kaldığı için zihnimi
toparlayamıyorum çünkü

hepinize güzel geceler dilerim <3

______

- larren





hug and love ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin