2.MEZARLIK KORKUSU ve NEMRUD'UN KIZI

58 42 0
                                    

Yeniii bölüüm.

Harika bir bölüm olacağına çok eminim.

Bu kurgu beni çok heyecanlandırdığı için yazmaya üşenmeyeceğim.

Yani bilmiyorum, ben bir anda aklıma çakan fikirlerle, rüyalarla kurgular yapmaya bayılıyorum.

Daha bir çok kurgum var. Bu kurguyu beğenirseniz daha güzelleri gelecek.

Umarım sizlerde beğenirsiniz.

İyi okumalar...

******

Kalbimin içindeki, dışındaki yanıklar tüm bedenimi ele geçirmişti. Babamı öldüren adam, benimle bir hayat sürmek istiyordu. O notları okurken midem ağzıma geliyor, kusacak gibi oluyordum. O şerefsiz herif beni arzuladığını hiç utanma arlanma yokmuşçasına yazmıştı.

Sırf o iğrenç nefsi beni arzuluyor diye babamı öldürmüştü. Babamın onu bana layık görmemesi, babamı öldürmesine sebep olmuştu. O iğrenç adam benim babamı öldürmesine rağmen onunla evleneceğimi sanıyordu.

Yaptıkları hali hazırda benim kalbimi yerinden sökmeye yetmişti. Daha neler yapabilirdi bilmiyorum ama ülkeyi ele geçirme gibi bir planı vardı. Ben buna asla izin vermeyecektim. Babam son nefesinde bile bana güvendiğini söylemişken onun yüzünü kara çıkartamazdım, çıkartmazdım.

O soysuzu öldürmeden rahat nefes almak bana haramdı.

******

Boğularak, öksüre öksüre, terler içinde uyanmıştım; gerçekler yetmiyormuş gibi kabuslarda beni buluyordu. Tüm her şeyin demin gördüğüm kabus gibi gelip geçici bir yanılma olmasını istemiştim. Uyandığımda sanki babam hiç ölmemiş gibi hissetmiştim. Tüm olanlar sanki bu kabusa dahilmiş gibi. Terler içinde komidinin üzerindeki suyu içtim.

Esin benim sesimle uyanmıştı, hüzünle suratıma bakıyordu. Hüzünlü bakışlardan sıkılmaya başlamıştım. "Kabus mu gördün?" dedi. Kafamı salladım. Zaten artık konuşmak yerine yaptığım tek şey buydu. Gözlerim dolmuştu, ağlamamak için gözlerimi ovuşturdum. Sesim titriyerek nefesimi verdim. Kafamı eğerek ağlamaklı gözlerle ona bakınca bana sarıldı. "Sadece kabus gördün, bir şey yok. Her şey yolunda." dedi. Kafa yana eğerek ona baktım. Ben rahatlayayım diye bana yalan söylüyordu. "Esin sence gerçekten her şey yolunda mı?" dedim.

Hiç çıtı bile çıkmadı. Canımı yakan şeyler giderek artıyormuş gibiydi. Kapı güçsüzce çalındı ve içeri Ahu girdi. "Abla," dedi ilk önce, sonra uzatarak "...günaydın." dedi. Dans ederek içeri girmişti. Onu o kadar mutlu görünce buruk bir ifadeyle gülümsedim. Yatağa tırmandı, yanıma yaklaştı ve yanağımdan öptü.

İç çektim ve "Günaydın, ablacığım." dediğimde iki eliyle yanaklarımı tuttu ve bana çipil çipil baktı. Yanaklarımı makas alır gibi baş parmağı ile işaret parmağı arasına aldı ve sıktı. Gülümsemem büyüdü, tekrar iç çekip "Neden bu kadar mutlusun ablacığım?" dedim. Ellerini suratımda çekti, yatağın üstünde ayağa kalkıp zıplamaya başladı. "Çok.." zıpladı. "..güzel.." zıpladı. "..bir.." zıpladı ve durarak "..rüya gördüm." dedi ve yatağa oturdu. R harfini söyleyememesi beni güldürüyordu.

O benim aksime rahat uyumuş ve kabus yerine güzel bir rüyadan uyanmıştı. O kabus göreceğine, ben kabus görmeyi tercih ederdim. "Ne gördün bakalım? Anlat." dedim. Sevinçle tekrar ayağa kalktı. "Çok güzeldi, çok eğleniyorduk. Bir sürü çikolata vardı. Aynı Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndaki gibi her yer şeker ve çikolata doluydu." dedi.

Charlie diyemiyordu, dediği şey daha çok 'çayli' gibiydi. En sevdiği şeylerdi bunlar eğlence, çikolata ve şeker... Bayılıyordu, çikolata yerken heyecanlanıyordu. Çikolatalı tatlılara zaten bayılıyordu. Çikolata yerken üstüne başına çikolata bulaştırarak yiyordu. Hem çok yaramaz, çok meraklı ve çok sevimliydi. Birinin onu sevmediğini hiç görmemiştim, şeytan tüyüne sahipti. Bu bazen başınıza dert açsa da bu yüzden ona kızamıyorduk.

ÇAPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin