YEDİNCİ BÖLÜM.
Bölüm Şarkısı = Slow Down.
Hepimiz çardakta oturuyorduk, Kayra, Dora, Kardelen, Aren, Işın, Ekin.
Bir de, Edis ve ben.
Edis ve Duru.
Edis ve Duru. Sahiden, ismimiz bir gün aynı satırda, yan yana geçer miydi?
Edis şuanda karşımda oturuyordu. Hava kararmıştı ve tatlı bir serinlik vardı. Bu yüzden olmalı ki, lacivert kapüşonlusunun kapüşonunu kapatmıştı. Saçlarının bukleleri şapkadan dışarı taşıyordu ve bu ona çok tatlı bir hava katıyordu.
"Karlar Kraliçesi, nasılsın?" dedi Ekin. Geldiğimizden beri Kardelen ile konuşmaya çalışıyordu.
"İyidir." dedi Kardelen. "Sen?"
Onlar konuşurlarken, ben de karşıya bakıyordum. İçimden şarkı söylüyordum. Edis ile kek yaptığımızdan beri bir dalgındım. Sürekli düşünüyordum. O'nu düşünüyordum. Sanki, dinlediğim müzikler, okuduğum kitaplar bile bana onu anlatıyordu. Neydi bunun adı?
Üç harf, tek hece,
İtiraf et artık, kendine.
Telefonumdan bir bildirim sesi yankılandı. Whatsapp'tan bir bildirim vardı ve mesaj, karşımda oturan kıvırcık saçlı, kapüşonludandı.
Edis : Dalgınsın, farkettim.
Duru : Evet. Aklımı, kalbimi kurcalayan bir şeyler var.
Bu mesajımdan sonra, kafamı kaldırıp, ona baktım. Gülümsüyordu.
Edis : Ne tesadüf... Ben de seneler sonra ilk defa evimde hissediyorum, biliyor musun?
Duru : Sevindim. Sana ne ya da kim böyle hissettirdi?
Edis : Etrafımda kızıl saçlı, masal kahramanı gibi biri var. Ariel'e benziyor...
Edis : O, böyle hissettiriyor.
Bu mesajlardan sonra, kalbim öyle bir çarptı ki, dışarıdan sesi duyuldu mu merak ettim.
Edis'i duymuştum. Sahilde, arkamdan söylediklerini duymuştum. Ariel, demişti...
Birkaç zamandır,kendimi kandırdığım ve kendime dürüst olmak istemediğim konunun baskısını artık tamamen üzerimde hissediyordum. Fakat, az önce gelen mesajdan sonra artık kendimi kandırmama gerek yoktu. Edis'in evinde hissetmesini sağlayan kişi bendim. Artık farkındaydım.
Edis'in Ariel'i bendim.
Ayağa kalktım ve müsaade istedim. Ardından, kızlara döndüm.
"Ben eve kaçıyorum, film izleyeceğim. "
"Ne filmi?" dedi Kardelen.
Bu sırada Edis de bana bakıyordu.
"Ariel." dedim. Edis, kafasını geri yatırıp gülümsedi.
Edis'in anlatımından:
Ben çok arkadaş canlısı, dışadönük bir adam değilim. Düz yaşarım. Her şey neyse o'dur. Ama son zamanlarda, kalbimde bir şeyler oluyor ve ben bunu bu gün açıkça belli ettim sanırım.
Duru. Ariel...
Ben yalnızdım çocukken, annem yoktu. Annesizdim yani. Babam, zaten var mıydı yok muydu belli bile değildi. Orada burada, bir gün teyzemlerde, bir gün halamlarda büyüdüm işte.
Bundan dolayı olmalı ki, hani ev sıcaklığı diyorlar ya, onu arıyormuşum ben.
Sanırım buldum.
Evimi.
Duru. Kızıl saçlı, cıvıl cıvıl biri. Onu tanıdığımdan beri kalbimde bir savaş var.
Aklımın hayır, dediğine kalbim evet, diyor.
Düşünüyorum, diyorum ki; Duru senin gibi biriyle nasıl olsun? Sonra hissediyorum, diyorum ki; Ariel beni bulacak. Öyle söyledi.
Küçükken Saklambaç'ta hep, bulan kişi ben olurdum.
Ben bu gün, Duru'ya bir adım attım. Ve biliyorum, bu ilk ama son değil.
Duru beni bulacak. Ve ben de ona yardım edeceğim. Kim bilir, belki bir gün bir kitapta altını çizeceğim cümle çoktan onun tarafından çizilmiş olur diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEK SOKAK
RomansaDuru, Kardelen, Kayra, Dora. Her yaz olduğu gibi, yazı Çiçek Sokakta geçirecek dört arkadaş. Bir yaz, yine Çiçek Sokakta iken, dört yabancının yan eve yerleşmesiyle olaylar değişir. Yeni arkadaşlar, ilk aşklar... Çiçek Sokak'a hoşgeldiniz.