9.Bölüm : ARAYIŞ

208 138 26
                                    

*Ben imkânsız olana aşık değilim*

"Bu orman çok tehlikeli bir orman. Anderw'ın mutant hayvanları ile dolu. Akrepler, yılanlar... ve birçok hayvan. O yüzden çok dikkatli olun lütfen." dedi peri.

"Akrepler ve yılanlar mı? " dedi Caner boğazını yutkunarak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Akrepler ve yılanlar mı? " dedi Caner boğazını yutkunarak.

"Korkmuş gibi bir havan var Caner." dedi Ege.

"Yok abi, ne korkması..."

"Bir an belki korkuyorsun falan sandım da onun için dedim." Daha sonra kendini överek Periy'e doğru bir bakış attı Caner.

"Benim gibi kahramanlar pelerin takmaz Peri. O anlamda o canlıların icabına bakmak benden." Fazla iddialı konuşuyordu Caner.

"Gerçekten çok cesursun Caner. Sen yanımızda olduğun sürece ben hiçbir şeyden korkmam." dedi Peri hafiften gülümseme ile Caner'e.

Ege şok olmuş bir şekilde Caner'e fısıldadı.

"Caner, sen ve korkusuz olmak. Bu cümleyi tekrarlayınca benim içime korku düşüyor. Sen hangi cesaretle bu cümleyi kurdun?" Bu cümleden sonra Caner yüzünü buruşturup Ege'ye anlamsız bir bakış attı .

"Peri her seferinde konuşunca ben, ben olmaktan çıkıyorum. O cümleyi kurunca beynim bile bana inanmayı kesti."

"Caner, kızı sevdiğini fazla belli etme bence. Seni, ben bile yanlış tanımaya başladım. Bir gün o akrep sana saldırırsa ya da herhangi bir şey... Benim gözümde canlanan senaryo, senin korkakca kaçman olurken, Peri'nin şu an da düşündüğü senaryo, senin akrepe veya herhangi bir zararlı canlıya cesur bir vuruşun olur." Alaycı bir tavırla Ege'ye bakıyordu hâlâ Caner.

"Ne sevmesi abi, ben sadece cesur yönünü seviyorum kızın. Yoksa bir hoşlanma belirtisi yok bende."

"İnkâr et bakalım. Bana hiç doğru gelmedi ama neyse uzatmayacağım konuyu."

Yol boyunca yürümeye devam etmiştik. Akşam olmak üzereydi. Nevzat abi haritayı çok ayrıntılı bir şekilde incelemeye başladı.

"Şu yolun bitiminden sonra sağa dönmemiz lazım. Yaklaşık bir 100 metre yürüdükten sonra Solumuzda bir ev var. Bu kıtada yüzlerce ahşap ev varmış ve kıtanın sonunda ise bir hurdalık var. Yolu bayağı bir uzun. Bu evlerin birinde olabilirler. önce yakın olan eve bakalım. Eğer orda değillerse sabah ikinci ev için yola çıkarız. Sonra araya araya bakacağız tüm evlere."

"Umarım buradalar. Onları görmeyi çok istiyorum" dedi Peri.

"Bizde görmeyi çok istiyoruz. Yakınız onlara elbet buluruz." dedi Caner.

"Umarım."

Yolumuza devam ettik. Akşam olmuştu. Önümüzü daha iyi görmek için Nevzat abi çantadan gaz lambasını çıkarmıştı. Sonra yolun bittiği yere geldiğimiz zaman sağa döndük ve 100 metre ilerledikten sonra da ahşap eve vardık. Küçük bir bahçesi vardı. Kapılar ve pencereler çok kötü durumdaydı. İçeri girdik. Evin üst katı yoktu. Küçük bir salon tek vardı. önümüzde bir şömine vardı ve evde hiç bir eşya yoktu.

Yaşamak Senden Yaşatmak Benden 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin