HİS
Hazar konaktan çıkmak üzereyken durdurdum onu.
"Hazar, durasın hele." dedim ciddileşerek.
"Efendim Dilan." dedi kara gözleri bana güzel ve naifçe bakarak.
"Neden bana o gün sımsıkı sarıldın Hazar? Söyle neden? Neden böyle sonumuz olacaksa neden beni sevdin ha? Neden? Ablan neden bunu bize yaptı ve neden bizim yuvamız yıkıldı Hazar. Neden?" dedim. Bazı nedenleri biliyordum evet ama onun ağzından da duymak istedim.
"Sonumuz böyle de olsa, olmasa da. Sana bir söz vermiştim seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım ve sımsıkı sarılacağım diye. Ama evet ablam yüzünden bunlar başımıza geldi. Ablamda sana o nedenleri söyledi zaten." dedi naif ve dürüst bir şekilde.
"Neden bana yalan söyledin?"
"Ne yalanı?" diye sordu bilmemezliğe yatıyordu.
"Bilmemezlikten gelme. Bilmemezliğe yatma Hazar."
"Ben bilmemezliğe yatmıyorum zaten Dilan " Tekrar aynı şeyi yapacaktı.
Tekrardan kendisini üste çıkarmaya çalışacaktı.
Ama bu sefer onu durdurmalıydım.
"Güya Rojda ile nişanlanacaktın Hazar ağa!" üsteleyerek onun duyacağı şekilde bağırmaya başladım ona.
"Mizgin! " özledim Mizgin diyişini. "Ben yalan söyledim evet ama sebebi var!" Bağırmaya başladı bana.
"Sen, sen ne cesaretle bana bağırırsın? Ben artık senin gelinin değilim Hazar. Artık iki yabancıyız! " Duraksadım, gözlerinin dolduğunu gördüm. "Peki ya sebebi ne Zozan?" Bende onun adını söyledim uzun aradan sonra. "Nedeni ve sebebi ha? Sebebi ve nedeni şu ki; seni kıskandırmak istedim. Oldu mu?" dedi.
"Aynen aynen oldu. Bu kıskandırmak sonu kötü bitmesin de neyse. Hadi sen yoluna ben yoluma hayde!" dedim ve çekip gitti. Hiç bir şey demeden. her zaman ki gibi kaçıyordu. Artık yeter.
"Kızım bi gelsene." dedi babam. Gidecektim.
Konağa doğru yürürken yerde Hazar'ın demir kolyesini gördüm, düşürmüş olmalıydı. Kimseye görünmeden ve kimse görmeden beni hemen cebime koydum.
Babamın yanına gittiğimde kimse yoktu salonda babam dışında. "Efendim babacığım." dedim artık kim bilir nasıl azarlayacaktı beni.
"Konuştuğun var mı?" ne dediğini anlamamıştım. "nasıl yani baba?" kızardı babam.
"Ya kızım bilmemezliğe yatmasana!" devam etti.
"Konuştuğun biri var mı?"
"Hayır baba, yok." İnanmıyormuş gibi baktı. "Emin misin? Hazar yok mu artık hayatında?" Beni denediğinin bilincindeydim. "Evet babacığım artık Hazar hayatımda yok." dedim ağır ağır. "Aferin benim kızıma." dedi.
Babam gerçekten Hazar ile görüşmemi istemiyordu.
Artık bende istemiyorum.
Saat gece 12 ve ansızın Hazar yazdı bana. "Dilan sana ihtiyacım var" yine ne haltlar yemişti acaba. görüldü attım ve hala yazıyordu.
"Ya kızım anlasana çok kötüyüm." sabır ya.
"Ne oldu Hazar? Yalanların da mı boğuldun da bana yazıyorsun? Hangi yüzle yazıyorsun bana ?"
"Dilan ben..." yazdı üç nokta ne alaka şimdi.
"Sen?" dedim
"bıçaklandım karnımdan. " ne nasıl olurdu bu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZLER AŞKI
Misterio / SuspensoO on yıl öncesi ve o on yıl içinde yaşadıklarım. Benim bu hayata küsüşüm ve bir daha gözümü açmamak üzere yeminim olmuştu. İki aşiretin barışacağı gün bir ölüm gerçekleşir ve herkes mahvolur en çokta ben. Ne olur bari ona bir şey olmasın. Artık mutl...