9.bölüm

27 10 26
                                    

Birazda Tom Felton'un tatliliğini konuşalim.

Kan bu. Hayir cidden gebermiş olamazdi değil mi?
Elimi nabzina götürdüğümde hala attiğini gördüm. Derince bi nefes aldim.
"Bayilmiş sadece" dedim kisik sesle kan bulaşmiş elimi nabzindan çekerken. Ama burnu çok kötü durumdaydi. Oluk oluk kan geliyordu burun deliklerinden. Arkamdan gelen takirti ile hizla arkami döndüm.
"Sen bu nas.. onu öldürdün mü yoksa? Tom Feltonu öldürdün. Bunu nasil yap.."
Çok fazla tepki veriyordu. Bu çocuk cidden tuhaf alt üstü bayildi sadece. Ve sanirim biraz burnunu kirmiş olabilirim. Donuk gözler ile ona bakarken tekdüze bi ses ile

"Evet onu öldürdüm. Ve şimdi gidip onu arka bahçeye gömücez sende benim suç ortağim olacaksin"

Bunu dememle birlikte ellinde tuttuğu yarisi içilmiş kahvesini yere düşürdü titremeye ve ağlamakli bi ses ile konuşmaya başladi

"Haha yir ben böyle bişey gömücek miyiz cidden baktin mi belki yaşiyordur. Been hapse girmek istemiyoruum."

Küçük kizlar gibiydi bunu söylerken. Şu haline gülmemek için yanaklarimi isiriyordum.
"Hayir yaşamiyor. Öldü o artik."
dedim en soğuk ses tonumla. Her konuştuğumda korkudan bedeninin titrediğini görebiliyordum. Koltukta yüzüstü yatan o herifin yanina yöneldim. Louis hala gözleri dehşetle açilmiş olacaklari izliyordu.
"Ne bekliyorsun hala? Bu cesed kendi kendini gömmesini mi? Ha"
"Nasil yani... ben bunu yapamam, bu.. bu resmen cinayet"
"Hayatinin geri kalanini hapisde mi geçirmek istiyorsun? Bizim öldürdüğümüzü öğrenirlerse ikimizde müebbet yeriz. Ayrica o bi ünlü basin bunu öğrenirse idama kadar yolumuz var"
Dedim gayet ciddi ve net bi şekilde. O hala titriyordu ve nerdeyse kelimenin tam anlami ile ağliyacakti. Daha fazla dayanamayip gülmeye başlamiştim.

"Anskmlsdtfhdhgbncvyuk"

"Sana inanamiyorum Sofi. Bunu neden yaptin şimdi"

"Haketti"

"Bunu hakedecek ne yapmiş olabilir ki" dedi elleri ve sesi titriyordu hala şoku üstünden atamamişti sanirim.

"Konuşacağina biraz yardim etde şu herifi hastaneye falan götürelim" dedim o piçe doğru bi adim atarak.

"Dur sakin. Hareket ettirme. O vuruşundan sonra Tanri korusun beyin kanamasi falan geçirmesin. Ambulansi arayalim"dedi cebinden telefonunu çikartmak için elini cebine uzatti. Ancak telefon orda değildi. Diğer ceplerini kontrol ederken. Sanki birden unuttuğu bişey aklina gelmişcesine hizla mutfağa koştu.
Onun bu salak hallerine gülerken hala orda bilinçsizce yatan toma baktim. Yüzüne gelen darma dağin sari saçlari ve süt gibi beyaz teni ile adeta bi uyuyan melekti. Kabul ediyorum sanirim onu biraz özlemiştim. Ne.. hayir kesinlikle özlemedim. Hatta umrumda bile değil. Olmadi ve olmayacakta.
Gözlerim istemsizce ona kayip duruyordu. Elindeki evlilik yüzüğüne baktim. Gerçekten mutlu muydu şimdi onlar. Bana yaptiklari onca şey ile nasil rahat uyuyabiliyordu. Aklim almiyor gerçekten. Ve bunca yil sonra neden tekrar karşima çikmişti bunlar.
Derin bi nefes alarak mutfaktağa yöneldim. Louis bi yandan dolabi kariştiriyor bi yandan da telefonunda oyun oynuyordu.

"Onu buraya neden getirdin"

Beni birden karşisinda görünce irkildi.

"Korkuttun. Niye sessiz sessiz geliyorsun"

"Bak eğer küçük kaktüsümden bahsedeceksen onun hiç bi zarari yok ve ayrica da onu evde tek başina birakamazdim"
dedi hala dolabin altini üstüne getirirken.

"Ne kaktüsü ? Salonda uyuyan şahisdan bahsediyordum"

"Aaa o şey ya..."

Ben şüphe ile tek kaşimi kaldirirken

"Aslinda geçen gün doktor kayitlari için gittiğimiz hastane var ya hani şu intahar olayi"

"Evet. Ama bunun onunla ne ilgisi var" dedim ellerimi göğsümde bağlarken.

"Şöyle oldu aslinda biz o hastanede karşilaştik ben de çok şaşirdim. Hatta inanamadim bi an meğer hasta çocuklari ziyarete gelmiş. Ne iyi kalpli bi adam değil mi? Sonra bi kadin benden yukari kata çikmak için yardim etmemi rica etti bende bunun üzerine yardim ettim ve onunla asansörde karşilaştik..." bunlari tek nefesde söylemişti. Sofi gözlerini açip şaşkinlikla ona bakarken o dolabi kariştirmayi birakip biraz duraksadi ve düşünmeye başladi sonra
"Sen bunlari neden soruyorsun ki. Hem baksana evinde bi ünlü var..."
"Ve sen onu dövdün " dedi biraz duraksayarak
"Bunu neden yaptin hala anlamiyorum. Ama dua et ki bizden şikayet...

"Yani buraya o gelmek istedi öyle mi "

"Ne var bunda ya. Tanişmak istediğini söyledi ve bende..

"Haaa... buldum" dedi buz torbasini dolapdan çikartirken.

"Yalaka" dedim gözlerimi kisip ona bakarken.
O bunu umursamadan son hizla salona gitti.

~~~
Bi kaç dakika sonra ambulans geldi ve hastaneye gittik. Louis durmadan sorular soruyordu.

"Bişey daha soracam, sizin aranizda bi şey mi var? Neden ondan nefret ediyorsun ki böyle"

"Zibilyonuncu kez tekrar ediyorum yok. Ve olsa bile bu seni hiç ilgilendirmez. Kes artik şu saçma sapan sorulari"

"Peki ona neden vurdun" dedi tekrardan. Sakinleşmek adina derince bi nefes alarak ona döndüm.

"Ebenin amini görmek ister misin" dedim kisik ama bi o kadarda korkutucu bi ses tonuyla.
"Tamam"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uçan Hayaller -Tom Felton Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin