٭ 0.1 ٭

721 33 19
                                    


Elimdeki defteri sanki mümkünmüş gibi daha çok sıkıp fan buluşmasının olacağı alana girdim.

Hamile olduğumu gören kişiler geçmem için kenara çekilirken hepsine kibarca teşekkür edip görevlinin gösterdiği yere oturmuşdum.

Fazla heyecanlanmanın bana iyi gelmediğini biliyordum ama bu buluşmaya gelmeyi çok istiyordum. Çünki grup bu fan buluşmasının ardından bir yıllık bir ara verecekdi.

Bebek doğdukdan sonra benim için zor olacakdı artı olarak gurubun ne zaman bir araya gelip fan buluşması yapacağını da bilemezdim.

Hem zaten en fazla ne olabilirdi ki? Bebeğimin doğmasına daha üç ay vardı, yani rahat, rahat istediğimi yapabilirdim.

Kucağımda tutduğum gri defteri açıp içini inceledim, üyelere günlüğümü imzalatdırmak ne kadar iyi bir fikirdi bilmiyorum ama çizdiğim resimlerin altını imzalamalarını çok istiyordum.

Resim çizmeyi çok severdim ve bunu sıklıkla yapardım, tabi el işimin iyi olmasında annemin ressam olmasınında katkısı büyükdü.

Defteri kapatıp nefesimi seslice dışarı verdim, daha burdan çıkıp iş yerine gidecekdim, biriken bulaşıkları yıkayıp eve dönecek ve yemek yapacakdım.

Yalnız bekar bir anne olmak oldukca zordu, hayat zaten hiç bir zaman yüzüme gülmüyordu.

Ortamda büyük bir çığlık sesleri duyulduğunda irkilerek sahneye dönmüşdüm.

Üyeler her kese el sallayıp yerlerine geçmişdi. "Merhaba millet! Nasılsınız?" Namjoon neşeli bir şekilde konuşduğunda her kes 'iyiyiz' diye bağırmışdı.

Tabi ki ben hariç, eğer burda doğurmak istemiyorsam sakin kalıp imza alıp kaçarak gitmem Gerekiyordu. Doktorum fazla stress ayrıca heyecanın iyi olmadığını söylemişdi.

İyide onlar böyle karşımdayken nasıl heyecanlanmayacakdım?! Keşke buna da cevap verseydi doktor.

Fanlardan biri üyelerin yanına gitdiğinde defteri açıp son kez kontrol etdim. Hepsinin kendi fotoğrafını imzalatacakdım bu yüzden fazla vakit kaybetmek istemiyordum.

Defterimin son kalan dört sayfasına bakıp dudak büktüm, sadece bir ay içinde defteri doldurulmuşdum. Sanırım biraz fazla dertli biriydim huh?

İnsanın etrafında kimse olmayınca yazmak iyi geliyordu, bu defter benim annem ve babamın hatda yanımda olması gereken sevgilim görevini üstleniyordu.

Evet biraz komik gelebilir ama insan yalnız olunca her şeye farkı açıdan bakıyordu.

Yeni bir defter almayı aklımın bir köşesine not etdikden sonra başımı kaldırdığımda sıranın Nerdeyese bana geldiğini görmüşdüm.

Terleyen ellerimi beyaz elbisemin eteklerine silip sakin kalmaya çalıdım.

Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım, sonuçta onlarda bir insan aramızda hiç bir fark yok gereksiz heyecanlanmamam Gerekiyordu.

Görevli sıranın bana geldiğini işaret etdiğinde ağır hareketler ile kalkmışdım, etrafdaki bir çok kişinin bakışları üstümdeydi,

Hayır yani hiç mi hamile kadın görmediler?

Görevli elini uzatdığında teşekkür ederek tutdum ve basamaklardan yukarı çıktım. Namjoon'un önündeki çakma sarışın kız Taehyung'a geçdiğinde gülümseyip yerime oturdum.

Gamzelerini gösterecek şekilde gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verip, günlüğümün Namjoon bölümünü açdım ve imazalaması için önüne koydum.

"Bebeğinin sağlıkla doğmasını dilerim" dedi gülümsemeye devam ederken, tam teşekkür edeceğim sırada karnıma giren hafif sancı ile yüzümü buruşturmuşdum.

Namjoon'un kaşları hafif çatıldığında hızlıca Taehyung'un önüne geçtim. Lütfen şimdi hiç sırası değildi sadece beş dakika Gerekiyordu sonra hemen hastaneye gidecekdim, lütfen biraz bekle.

Taehyung'un bir kaç şey söylediğini duymuş ama hiç birini anlamamışdım, neden bir anda bu kadar sancı gelmişdi ki? Daha doğuma çok vardı.

Yutkunarak Yoongi'nin önüne geçtiğimde kaşları çatılmışdı "iyi misin tuhaf görünüyorsun" şu an iyiyim demeyi çok isterdim ama mümkün değildi.

Karnıma giren her zamankine göre daha sert olan sancı ile gözlerimi kapatıp başımı masaya yasladım.

Elimin üstünde hissetdiğim sıcaklık ile gözlerim dolarken boşda olan elimi karnıma sardım.

Ardından gelen daha sert sancı ile acı ile inlerken elimi tutan ele sıkıca sarılmışdım. Etrafda bir sürü ses duyulmaya başlamışdı ama hepsi bana uğultu gibi geliyordu,

gözlerim hafif kararmaya başladığında kendimi daha fazla tutamayıp karanlığa teslim oldum.

Do You Like Us Both // 𝑀𝑌𝐺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin