"Kim Hyunjin. Bu mektup size Kim Hyunjin tarafından gönderildi."
Yüzümdeki şaşkınlığı bir türlü silememiş, usulca başımı sallamakla yetinmiştim. Postacı bana mektubu uzatırken gülümsemiş ardından arkasını dönüp gitmişti. Kapıyı ardından kapattıktan sonra bir süre kapının önünde kalakalmıştım.
Bunca yıl sonra Hyunjin bana neden mektup gönderiyordu ki?
Yoongi onun için hazırladığım sofradan kalkmış yanıma doğru gelirken, kaşlarının çatıldığını fark etmiştim.
"Ne oldu birden bire?" diye sordu. "Bu da neyin nesi böyle?"
Elimdeki mektubu aldı ve kimin gönderdiğine baktı. Ardından ağzından "Hah!" narası çıkarken gözleri benimkileri buldu.
"Bu şerefsiz hangi yüzle sana mektup yolluyor?" diye sordu. Cevabını bilmiyordum. Bunca yıl sonra bu kadar önemli ne oldu da bana mektup yolladı?
"Bilmiyorum." dedim. Sadece bunu söylemekle yetinebildim çünkü şaşkındım ve bu şaşkınlığı üzerimden atamıyordum.
"Açmaya ne dersin?" dedi Yoongi. Bir eli omzumdaydı. Benim şaşkınlığımın yerini başka çeşitli duygulara bırakıyordu.
Oturma odasına geçip kanepeye oturduk, ardından Yoongi, bana mektubu uzattı. Benden rica ettiği tek şey, mektubu yüksek sesle okumamdı.
Kağıdı zarfından çıkardım ve adımı gördüm. Kaşlarım çatıldı ancak gerçekten mektubun ne hakkında olduğunu çok merak ediyordum.
Sesli bir şekilde mektuptaki her bir tümcenin dudaklarım arasından dökülmesine izin verdim.
"Merhaba Selyn,
Bu kadar uzun zaman sonra sana yazmak için yüz bulmam tuhaf, biliyorum. Ama inan bana bu mektubu yazmak için kendimle de çok çeliştim. Belki de bu mektubu okumadan yırtmışsındır."
Yoongi sinirden bir kahkaha patlattı. Şu an içinden en ağır küfürleri ettiğini biliyordum. Ancak içten içe devam etmemi istiyordu da.
"Ben, sadece bunca şey için senden özür dilemek istedim. Yaşattıklarımın ne kadar büyük veballer olduğunun elbette ki farkındayım ve bunun bedelini de, karımın; Lara'nın canıyla ödediğimi bilmeni istiyorum."
Birden vücudum buz kesmişti. Yaptıklarının elbetteki yenilir veya yutulur bir yanı yoktu. Ancak yine de, Hyunjin'in yaptıklarının bedelini bu şekilde ödemesini hiç düşünmemiş, istememiştim bile.
Yoongi şaşkınlıkla ellerini ağzına götürdü ve gözleriyle mektuba devam etmemi istedi.
Ben de dediğini yaptım.
"Bir süredir ciddi bir hastalıkla mücadele veriyordu ve bu sebepten ötürü, karnındaki çocuğumuzdan vazgeçmek zorunda kaldık. Ancak bu onu kurtarmamız için yeterli olmadı. Bir sürü şeyden fedakârlık etmemiz gerekti ama ne yazık ki, Lara'yı kurtarmaya gücüm yetmedi.
Yaşattıklarımız kolay değildi biliyorum. Lara da, ben de size çok kötü şeyler yaşattık. Sizden hem onun adına, hem de kendi adıma özür dilemek için bir şans istiyorum.
Yarın Lara'nın cenazesi var. Gelmenizi beklemem doğru değil. Ama hiç değilse sizden yüz yüze özür dilememe izin verin.
Kim Hyunjin"
Kağıdı masaya bırakırken vücudumu ele geçiren o iğrenç hissi midem kaldırmıyordu. Evet, acı çekmelerini çok istemiştik. Ama bu şekilde olmasını istemiyorduk. Yine de Tanrı'dan gelen bir duruma karşı boynumuz kıldan inceydi.
"Ne yapmayı düşünüyorsun?"
Yoongi, elini sırtımda gezdirirken sordu. Onun da berbat hissettiğinin farkındaydım. Yıllar önce bize Hyunjin hakkında böyle hissedeceğimizi söyleseler, kahkahalarla gülerdik.
"Bilmiyorum." dedim. "Ama sanırım cenazeye gitmeliyiz."
Yoongi, dudağıma bir öpücük kondururken kısa süreli tebessüm etti. Elleri yanaklarıma tırmandı ve bir süre yanaklarımda gezindiler. Kısa süreli bir sessizliğin ardından yeniden konuştu.
"Nasıl istersen öyle yapalım. Ama eğer bana fikrimi sorarsan, ben de gitme taraftarıyım."
Başımı sallamakla yetindim. Gerçekten berbat hissediyordum ama elimden de bir şey gelmiyordu.
Koltuktan kalkıp, hazırladığım sofraya doğru ilerledim. İkimizde de yemek yiyebilecek iştah kalmamıştı. Tüm kalbimle güzel olacağına inandığım gün, berbat bir vicdan azabına dönüşmüştü. Düşünceleri kafamda toparlayamıyordum. Ne yapacağımı da bilmiyordum. Ne Yoongi ne de ben Hyunjin'i teselli edemezdik.
Mutfakla işimi bitirdikten sonra yeniden Yoongi'nin yanına doğru ilerledim. Koltuktaydı ve birkaç habere göz atıyordu. Gülümsedim. Siyah saçları, küçük gözleri... Her bir detayına bayılıyordum.
"İncelemen bittiyse için dökebilirsin sevgilim. Bu konuda konuşmak istiyorsun biliyorum."
Derin bir iç çektim. Ardından derin bir sohbetin kapılarını araladık.
"Kafamı bir türlü dağıtamıyorum. Hyunjin'in kötü biri olduğu aşikar. Hatta söylediklerinin doğru olup olmadığından emin bile olamayız belki ama yine de... Yine de onun için üzülüyorum. Önce çocuğu sonra ise karısı.. Gerçekten berbat hâldedir."
Yoongi ağır ağır kafasını sallayarak beni onayladı.
"O şerefsizi günahım kadar sevmem ama onun yerine kendimi koyduğumu düşünüyorum ve Tanrım... Gerçekten kafayı yerdim sanırım. Pişman olmuşa da benziyor. Yine de o şerefsize güvenmemeliymişiz gibi hissediyorum."
"Sence... bunun yalanını söylüyor olabilir mi?" diye sordum. Bu korkunç ihtimali göz önünde bulundurmamız iğrençti.
Yoongi gözlerimi buluşturduktan sonra kendinden pek de emin olmayan bir ifade takındı.
"Güzelim, maalesef Hyunjin'den bahsediyoruz. Lara ve çocuğu hakkında yalan söylemiyor olsa bile, belki de bizi avcuna almak için pişman numarası yapıyordur. Bilemeyiz ki bunu."
"Haklısın." demekle yetindim.
Eğer bunun yalanını söyleyebilecek kadar yürek yemişse, Yoongi'nin yapabileceklerinin bir sınırı yoktu. Kendi tepkimi bile kestiremiyordum. Sadece doğru söylüyor olmasını umdum ve bu umuda tutunmayı denedim.
~
Gençler selamlar!!! Nasılsınız??
Bu bölümü nerede keseceğimi bilemedim ve burada kesmek zorunda kaldım. Aklıma gelenler bu sefer bu kadarla sınırlı kaldı ve pek heyecanlı bir bölüm olmadı, özür dilerim ❤️
Uzun zamandır yeni bir bölüm bekliyordunuz ve ben de sınav senem olduğu için bir türlü yazma fırsatı bulamadım. Maalesef yks'ye hazırlanıyorum. Bu seriye 8.sınıfta başlamam biraz korkutucu... Zaman çok hızlı geçiyor.
Sizleri unuttuğumu düşünmeyin sakın! Tatil bitmeden bir bölüm daha yazabilmeyi umuyorum. WM2'yi sabırla beklediğiniz için teşekkür ederim her birinize.
İyi okumalar dilerim ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong² Elections - myg.
Fanfic"Döndüğünde senden nefret edeceğim. Ve inan bana ne kadar zor olursa olsun, bunu yapacağım." * Not: Wrong Marriages adlı kitabımın devam niteliğindeki ikinci kitabıdır. Serinin ilk kitabını okumadan okunması tavsiye edilmez.