Bölüm 22 🔮

719 160 68
                                    

Geç kaldık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geç kaldık...

Kimi zaman aşka, kimi zaman affetmeye, kimi zaman konuşmaya, kimi zaman da hayata...

Ve biz en çokta, zaman akıp giderken, geç kaldıklarımıza üzüldük. İlk geç kalışın ardından 'keşke' kelimesi türedi ve bizde her geç kalışımızı 'keşke' diye adlandırdık. Ve her geç kalmasını istemediğimizin peşinden koşarken de 'keşke dememek' için dedik.

Bu bir geç kalışların bir keşkelerin hikayesi... 

Emrah karşında ki kıza bakarken geç kaldım demişti. Koskoca beş yıl içinden dediği keşkenin bir gün dudaklarından böyle firar edeceğini bilmezdi. Hem heyecanlı hem şaşkındı. Hala aklı ile kalbi ortak bir karara varamamış bu durumu anlamlandıramamıştı. 

Ayfer de farkındaydı Emrah bağlayamıyordu aradaki beş yılı. Ama gözleri çok başkaydı. Gözleri ilk defa, tam olarak, o lisenin önünden geçerken ki gibiydi. Ayfer'in üşüyen kabinden ılık bir esinti geçti. Kalbine sürünüp geçen esinti umudu fısıldamıştı. Ayfer henüz o fısıltıyı duymamıştı ama hissettiği bir şeyler vardı. 

Emrah ellerinin gevşediğinin ve Ayfer'in kollarını bıraktığının henüz farkında değildi. Tekrar Ayfer'i süzdüğünde gözleri ona yabancı ama aynı zamanda da çok tanıdık olan orman yeşili gözlerde asılı kaldı. Bir süre süren sessizliğini bozdu.

"Nasıl peki?"

Ayfer nasıl anlatacağını bilemiyordu, nereden başlayıp nereye varacağını. O bile bu oyunu yeni yeni çözmüşken ne diyeceğini bilemedi bir an. 

Emrah kolundan tuttuğunda onu hafifçe çektiği yöne doğru bir iki adım gitti ve devrilmiş ağaç gövdesini görmesiyle anlamış olacak ki yavaşça oturup elbisesinin eteklerini düzelterek dizlerini birbirine yapıştırdı ve yan yatırarak ellerini dizleri üzerine koydu. Emrah ta hemen yanı başına oturup kollarını dizleri üzerine koyup ellerini birbirine kenetledi ve başını Ayfer'e doğru çevirip yan yatırdı. 

Ayfer gözlerini yerdeki otlara dikip beş yıl öncesini anımsadı. İfadesiz yüzünde yorgunluktan başka bir şey yoktu. Bir süre düşündükten sonra başladı.

"O gün ailem öldükten sonra bir gece ormana yürüdüm. Neden bilmiyorum ama beni de içine alsın yaksın ve aileme kavuştursun istiyordum."

Ayfer yüzünü Emrah'a taraf çevirdi.

"Güçsüzdüm. Çok güçsüzdüm."

Hafifçe kıvrılan dudağında ki alaycılık kendini belli ediyordu.

"Gördüğün gibi beş yılda hiçbir şey değişmemiş. Yine güçsüz düşen ben ve yine bulduğum tek çare..."

Alaycı tebessümü yavaşça solduğunda tekrar önüne döndü. 

BüyüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin