21.👶

670 55 9
                                    

"Jennie... Hei." Videoyu tamamen izlediğimde sadece bu iki isim çıkmıştı ağzımdan.

Hemen yerimden kalkarak karşımdaki kadını takmadan çantamı toplayıp restoranttan çıktım.

Aklımda sadece onları kurtarmak vardı... Ve bunu yapan o sikiği bulmak... Bulup cezasını çektirmek.





Jennie'den

Çok korkuyordum. Ya Hei'ye bişey yaparsa diye. Bizi kaçıran sikik bizi tekrar çıkardığı odaya geri getirmişti. Hei ise açlıktan ağlıyordu. Bir de altını kirletmişti.

Hei'yi yatağa yatırıp kapıya gidip açmaya çalıştım ama yine kilitliydi.

"Kimse yok mu!?" Dedim bağırarak bir kaç defa daha seslendiğimde Minhyuk denen şerefsizin kapıyı açmasıyla geriledim.

"Ne istiyorsun seni lanet olasıca!!" Dediğinde sinirle ona baktım.

"Hei aç ve altına yapmış. Bez ve mama lazım." Dedim hızlıca konuşarak. Umarım getirirdi.

"Tamam bağırıp durma getiriyorum. Markete gitmem gerekiyor." Dediğinde kafamı sallayarak Hei'yi kucağına aldım sakinleştirmek istercesine.


Minhyuk odadan çıktığında oflayarak Hei'nin saçlarını öperek gözyaşlarımı döktüm usulca. Lisa lütfen çabuk gel. Bizi bu cehennemden kurtar.


"Hei bebeğim güzel kızım anne gelicek ikimizi de kurtarıcak. Evimize gideceğiz." Hei'yle birlikte Ayağa kalkarak kapıya doğru gittim. Umarım açılırdı.

Elimi kapı kulpuna atarak açtığımda kapının açık olduğunu görerek sevindim deli gibi. Hemen odadan çıkarak merdivenlerden aşağı indim sessizce. Evde başka birileri olabilirdi sonuçta.


Çıkış kapısına geldiğimde Hei'yi sıkıca tutarak elimi usulca kapıya attım. Çok şükür Tanrım şükürler olsun kapı açıktı.

Hemen dışarı çıkarak etrafa baktım. Ormanlık gibi bir yere getirmişti biz bu sikik Minhyuk!


Hemen ağaçların arasına dalarak gözden kaybolarak evden uzaklaştım.

.
.
.


Lisa'dan

"Lisa Jennie ve Hei yok her yere baktık ama yoklar!" Annem endişeyle konuştuğunda dökülen gözyaşlarımı sildim hemen. Kendime gelmem gerekiyordu.

"Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Off Je-jennie ve Hei ka-kaçırıldı. B-ben Kore'ye dönüyorum." Dedim hıçkırıklar içinde. Onlara bişey olursa ne yapardım?

"Ne demek kaçırıldı!? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Lisa?!" Annem bağırarak konuştuğunda kafamı iki yana sallayarak kafamı dizime koydum.

"Anne polise haber verdim bile ben gelene kadar arama yapıcaklar bir iki saate ordayım." Diyerek telefonu hemen kapattım. Konuşacak başka gücüm yoktu.


Dakikalar sonra telefonun tekrar çaldığında hemen açarak kulağıma götürdüm.

"Bayan Manoban size mesaj gönderen telefonun sinyalleri ***** ormanında görünüyor." İşte şimdi elime düştün seni sikik. Benim olanlara kaçırıp zarar vermek neymiş göstereceğim!!


"Tamam Sara oraya polis gönder hemen birazdan iniyorum ben." Diyerek telefonu kapattım.

.
.
.


Uçak durduğunda hemen eşyalarımı alarak inip arabama bindim. Direk Sara'nın bana söylediği konuma son hız sürmeye başladım.  Aklımda sadece onları sağ salim kurtarmak vardı. Umarım iyilerdir.


Telefonum tekrar çaldığında açarak kulağıma götürdüm.

"Lisa Jennie nerde?" Rose'un sesi endişeyle çıktığında direksiyonu sıkarak konuştum.

"Sinyaller ****** ormanını gösteriyor Jisoo'yu al oraya git çabuk!" Dediğimde telefonu kapatarak gaza bastım. Jisoo'lar şimdi yola çıksa benden önce oraya varabilirdi.



.
.
.


Jennie'den

Hava yavaş yavaş kararıyordu. Ormandan gelen sesler Hei'yi ve beni korkutuyor bizi çaresiz bırakıyordu.


"Bebeğim lütfen ağlama. Anne bizi kurtarmaya gelecek." Hei'yi teselli ede ede yürüyordum. Baykuş sesleri ve uzaktan gelen kurtların ulumaları ödümü koparıyordu. Lisa lütfen çabuk gel. İçimden dua ede ede yürüyordum kucağımdaki Hei'le birlikte. Güzel bebeğim iki gündür açtı. Şerefsiz Minhyuk ne bez ne mama getirmişti.




Biraz daha yürüdüğümde asfaltlı yolu görmemle hızlıca koşar adımlarla yürüdüm. Yola çıktığımda tek bir araba bile yoktu.



Dakikalar sonra uzaktan gelen bir araba ışığı görmemle hemen koşarak önünde  durdum.


Araba durduğunda içinde Jisoo ve Rose'yi görmemle ağlamaya başladım.

"Jennie çok şükür iyisiniz!" Dedi Jisoo rahat bir nefes alarak.

"Jennie iyi misin Hei iyi mi?!" Rose yanıma gelerek bana sarıldığında hıçkırarak ağladım.


"B-ben ç-çok korktum. L-lütfen burdan gidelim." Dedim kekeleyerek.


"Hadi gidelim burdan Jisoo Lisa'ya haber ver çabuk yoksa kafayı yiyecek!" Rose hızlıca konuştuğunda Jisoo telefonuna sarıldı hemen.


Rose beni ve Hei'yi arabaya bindirerek eve sürmeye başladı.


"L-lisa geldi mi?" Ağlamam geçmişti ama iç çekişlerim hala devam ediyordu.



"Bugün geldi ormanda olduğunu o bize söyledi." Dediğinde anlamışçasına kafamı salladım.


"Jen Lisa seninle konuşmak istiyor." Dediğinde telefon kulağıma götürerek güven veren sesinin kulağıma dolmasını istedim.


"Güzelim iyi misiniz Hei nasıl? Size bişey olmadı değil mi? Kim yaptı bunu size?!" Soruları hızlıca sıraladığında burnumu çektim.



"B-biz iyiyiz aşkım. Hei de iyi. Eski eşin Minhyuk o.. o yaptı Lisa bizi o adam kaçırdı. Para için." Dedim itiraf ederek.


"O piçi geberteceğim güzelim siz eve gidin ben sonra geleceğim tamam mı bebeğim?" Dediğinde kafamı salladım hemen.


"T-tamam." Dedim mırıldanarak..


"Sizi seviyorum güzelim." Dediğinde tam cevap vereceğim zaman telefon kapanmıştı bile.




Elimdeki telefonu Jisoo'ya vererek Hei'ye sıkıca sarılıp bir an önce eve gidip bebeğimi doyurmak istiyordum.





Hehe kurtuldular. Ya neden benim kaoslarım kısa sürüyor 🥲

Her neyse diğer bölüm ponçik bir bölüm olur herhalde öyle düşünüyorumm🧐

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın çiçeklerimmmm🌺💜

Sizleri seviyorum diğer bölümlerde görüşmek dileğiyle 💞💕

xxHee-Ranxx.            

           🍓                      

Baby Sitter{Boss-2}JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin