Etrafına bakındı genç kız, kimse gözükmüyordu. Hızla koşmaya devam etti, kendisini yakalamalarına izin veremezdi. Koştu, koştu, koştu,....
Sonunda karşıda olan ormanlığı gördüğünde yavaşladı ve bir ağaca tırmandı. Ayak sesleri yaklaşıyordu. Sanki avlarına yaklaşan aslanlar gibi koşuyorlardı. Gerçi, bu kadar çok mu istiyorlardı kendisini kullanmayı, ordaki insanlara işkence yapmayı... Gerçekten diğer insanlar bu kadar önemli miydi.
Gerçekten kendilerini feda etmeye değicek insanlar mıydı? Peki kendisi neden diğer insanlar gibi değildi? Neden hiç normal biri olamamıştı ki? Hep bunu sorgulamıştı genç kız, onlar gibi düşünmediği hareket etmediği ve aynı fikirde olmadığı için hep dışlanmıştı. Peki onlar neden hep aynıydı, neden sürü psikolojisi içerisindeydiler? Dünya da hep bi güzellik algısı ve fikir yapısı hakim olmuştu. Eğer biri öyle değilse herkes o kişiyi ötelemişti.
Ama kimse şunu bilmiyordu ki asıl önemli olan buydu, insanın kendisi olması. Eğer herkes aynı olursa hep aynayla konuşur gibi hissederdi insan. Genç kız bunu istemiyordu, bu sistemi istemiyordu. Sırf bu yüzden insanlardan hep nefret etmişti. Neden kimse onu böyle kabullenmemişti ki? Şimdi de kendisini kullanmalarına izin vermiyordu, onun da bir ruhu ve kalbi vardı sonuçta.
Genç kız nefesini tuttu ve dua etmeye başladı, kendisini görmemeleri için. İyice ağaç dallarının arasına girdi ve gitmelerini bekledi. Baştaki asker diğer askerlere baktı ve,
-"Dağılarak aramalıyız, öyle daha kolay buluruz" dedi. El hareketiyle grupların ne tarafa gidiceğini belirtti.
-"Kıza dokunanı yakarım" diyerek ekledi. Neyse ki kızı fark etmemişlerdi. Kız derin bir şekilde nefesini verdi ve gitmelerini bekledi.Sonunda gittiklerinde kendi kendine söylenerek ağaçtan indi.
"Neden peşimi bırakmıyorlar ki"
Ağacın sonlarına doğru geldiğinde zıpladı ve indi. Etrafı kontrol etti ve sessiz ve gizlenerek ilerlemeye başladı. "Salim amcamın yanına gitmeliyim", diye geçirdi içinden.Kafasında sürekli hastane de kendisine yapılan işkenceler dönüyordu. Gece koğuşundayken gelen çığlık sesleri, duvara sürtülen tırnaklar, "beni öldür" diye bağıran insanlar,... Sonra kaçtığı gece geldi aklına kızın, yol arkadaşı Helin geldi aklına ve gözünden bir damla yaş firar etti...
~Hastaneden kaçmadan 1 gün önce, Lena'nın ağzından(yukarda anlatılan baş karakter)
Yatağımda yatarken yemek saatinin gelmesini bekliyordum, normalde buradaki yemekleri yemezdim çünkü genelde kendi yediklerinin artıkları olurdu. Ayrıca onlara güvenmiyordum bana yaptıklarından sonra...
Asıl yemek saatini beklememin sebebi arkadaşım Helin'le kaçma planımızdı. Yemekte bu planımızı konuşmamız gerekiyordu, bu akşam kaçabilmemiz için. Artık dayanamıyordum... Buradaki seslere, işkencelere, insalara.... Dayanamıyordum.
Gerçekten neden bunu yapıyorlardı, dışarıdaki insanlar için mi? Hani hepimiz eşitdik hani hepimiz önemli ve değerliydik. Neden ben? Neden ben? Neden...ben? Neden....
"NEDEN BEN!?"
Büyük bir çığlık attığımda bütün sesler bianda susmuştu. Yine olmuştu işte, yine yapmıştım aynı şeyi. Aklıma çocukluk anılarım gelirken hızla kulaklarımı kapattım ve beklemeye başladım. Nefes alış verişlerim hızlanırken kapımın açıldığını duydum.Lanet olsun ağlayamıyordum, duygu hissedemiyordum, hiç bir şey yapamıyordum. Kollarım tutulup yataktan sürüklendiğimde gözlerimi açtım. İki görevli hızla gözlerimi kapatmamam için ayırdı ve bir ışık yardımıyla kontrol etti.
Akıllarınca onlardan biri olup olmadığımı kontrol ediyorlardı. Şuan ters bir hareket yapamazdım yoksa yemeğe indirmezlerdi beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Perde +18
Misteri / ThrillerHiç kendinizi soyutladığınız ve gerçekliğinizi sorguladığınız oldu mu? Veya kendinizi bir akıl hastanesinde gördüğünüz? Belki de insanlık için gerçekten çok değerli birisinizdir kim bilebilir ki. Belki de.... Belki de çok değişik düşündüğünüz içi...