Evettttt merhabalar efendim. :)
İlk önce bu kurgumdada beni yanlız bırakmadığınız için teşekkür ederim :)
Çünkü gerçekten bu işler yazmakla bitmiyor. Yazarken hevesininizi artıracak okurların olması gerekiyor.
Bende bu yüzden sizden çok ama çok teşekkür ederim. :)
Diğer kurgulara da zaman ayırdığım için pek fazla bölüm yayınlamayabilirim . Ama bu bölüm atmamama engel değil.
Bir sonra söylemem gereken konu şiddet içeriyordur . Özellikle ilk üç , dört bölümde oldukça fazla şiddet içeriyordur. Şimdiden bilginize .
Tekrardan teşekkür ediyor ve bölümü size bırakıyorum :)
İyi okumalar:)
Bir kadın sırf başka birisine benzediği için cezalandırılabilir mi?
Peki ya bir kadın sırf canından çok sevdiği çocuğu için bütün cezalara katlanabilir mi?
Evet, size soruyorum? Siz olsanız, canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuz için canınızı ne pahasına olursa olsun verir misiniz? Kendinizi feda eder misiniz?
Hayat bir çemberdi. Nereye kadar kaçarsan kaç, elinde sonunda, başladığın noktaya geri getirir seni. Bir mahkum nasıl cezaevinde o küçücük güneş almayan odada kaçacak yer bulamıyorsa, biz dışarıda kendimizi özgür sananlar da aynı şekilde bu hayattan kaçamayız.
Hayat bize diz çökmez. Bize her istediğimizi vermez. Ama bütün hayatımızda olsun dediğimiz insanları bir çırpıda hayatımızdan alır. Ve bunu yaparken sadece bize izletir, bizi duymaz, ancak yaşamakla kalırız.
İşte benim hikayemde bu. Her şeyini kaybetmiş, sadece biricik küçük kızı için her şeye katlanan bir anne. Ve bu bütün olanlar olurken hiçbir şeyin farkında olmayan küçük kızım "Kayla".
"İyi olacaksın kızım! Sana söz veriyorum, iyi olacağız." diye fısıldadım kulağına. Çok uzun zaman olmadı sanırım, birkaç gün önce. Hastane odasında yanında oturmuş, bir an önce gözlerini açması için bekliyordum.
"Ama şimdi! Hiçbir şekilde onu görmeme izin yoktu.
Çünkü, dedim ya; hayatın kuralları.
🔗
Burası neresi? Beni buraya neden getirdiler? Ve neden her yer karanlıktı? Zaten karanlık olması hiçbir sorun teşkil etmiyordu, çünkü ben gündelik hayatta da dünyayı renksiz görüyordum. Hiçbir zaman mavinin ve yeşilin rengini zihnimde hayal etmemiştim. Hayat daha doğduğumda gözlerimden renkleri çalmıştı. Ve beni renk körüne mahkum etmişti.
🔗
01.03.2019
Saat 23:31Hastanede birden duyulmaya başlayan sesler ile başlamıştı her şey. Silah sesleri bütün hastaneyi inletirken. Doktorlar ve bütün görevliler bir bir yere yığılıyordu. Tek yapabildiğimiz kaçmaktı. Yatakta serumlara bağlı olan kızımı kucağıma alıp hastane penceresinden kaçmaya çalışmıştım. Ve başarılı da olmuştum. Sanırım ilk katta olmam en büyük şansımdı. Ben çıktıktan sonra hastane yerle bir olmaya başlamıştı bile. Bir patlama sesi ardından yerle bir olan bir bina alevler içinde yanıyordu. Etrafta siren sesleri, ambulans ve itfaiye sesleri her yeri sarmıştı. Hastanede can çekişen bir sürü insan sesi ve çığlık sesleri bütün her yerdeydi.
Heryer kıyamet kopmuş gibi çok korkunç ve karanlığa mahkum kalmıştı. Alevlerin dansı, gökyüzünü yutmuş gibi görünüyordu. Duman, acı bir kokuyu getirirken gözlerim yaşarmıştı. Sessiz çığlıklar, çaresizliği yankılayan bir melodi halini alıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/337601863-288-k665752.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adaletin Gölgesi
Ficción General_Ben o gece herşeyimi kaybettim . Sonra tekrar onun sesini duyuyorum. Elleri üstümde duran çuvala değiyor ve serçe yüzümden çekiyor . Etraftaki soluk ışık biraz olsun aydınlık görmemi sağlıyor du . İğrenç nefesini kulağımın dibinde hissettim . Ell...