7. bölüm

59 19 59
                                    


Merhabalarrrr :)
Nasılsınız bakalım.?
Uzun bir süre sonra tekrar bir bölüm sizlerleyim .
Sınava çalıştığım için buraya pek fazla vakit ayırmıyorum . Ama bulduğum her fırsatta bir kaç kelimde olsa da yazmaya çalışıyorum.

Sizleri seviyorum:)

İyyi okumalar 。◕‿◕。
   
                           🔹🔗🔹
"Tamam yapıcam. Ama sizde beni ve Kayla yı bu çukurdan çıkaracaksınız ."dedim.

Karanlık bir bulut gibi çökmüş hissediyordum kendimi. Adeta her şeyin etrafımı saran bir sis perdesi gibi belirsizleştiği bir an. Göğsümdeki ağırlık beni adeta yere çekiyor. O an içimdeki çalkantıları dışarı vuracak bir çıkış noktası arıyorum, ama bulamıyorum. Bakışlarım boşluğa kayıp gidiyor, sanki gözlerim görse de içimde bir boşluk var.

Ellerimle kollarımı sarıp sarmalıyorum, sanki gerçeklikten kaçmak istercesine. Derin bir nefes alıp bıraktığımda ciğerlerime dolan hava bile ağırlaşıyor gibi. Yutkunmak güçleşiyor, dilim kurumuş gibi hissediyorum. Duygularımın karmakarışık bir dansa dönüştüğü bu an, adeta bir rüyanın içinde kaybolmuş gibiyim.

Yavaşça etrafıma odaklanmaya çalışsam da her şey bulanık, belirsiz. Sanki bu şok anında zaman durmuş gibi, çevremdeki detaylar belirsiz bir bulanıklık içinde eriyor. Ve ben, kendi hayat hikayemin içinde kaybolmuş, donmuş bir figür gibi duruyorum.

                          🔹🔗🔹

"Yaşamıyor," dedim, derin bir iç çekişle. Hala üstümden atamadığım şaşkınlık yükü omuzlarımda.

"Yaşamıyor, çünkü yaşıyor olsaydı, beş yıldır kızını bir kere de olsa görmeye gelirdi. Yaşamıyor... Çünkü ailesi ve kızı arasında bir takas yapılırken oraya gelir ve buna engel olurdu. "
...
"Yaşamıyor çünkü, kızı onu özlüyor ve o yanına gelmiyor." Kelimelerin boğazımda düğümleniyor, ne yapacağımı bilmiyordum. Neyin içine düşmüştüm öyle.

"Yaşamıyor çünkü, o öldü. O yüzden öyle farazi muhabbetlere hiç gerek yok.
Eğer o yaşıyor olsaydı şu an bunları yaşamıyor olacaktık. Başka bir konumda ve daha rahat bir hayat geçiriyor olurduk.
O babamın dostu diye sandığım insanlar ailem öldükten sonra kapıma dayanıp intikam almayacaktı. Bende elime silah almayacaktım. Veya ben böyle olmayacaktım. O yüzden geç bunları." Gözlerimden birkaç yaş akarken, " Veya Pamir'in eline düşmeyecektim." dedim. Duygu ve ateş beni dikkatlice dinlerken, Duygu derin bir nefes çekip yanıma yaklaştı. Cebinden çıkardığı peçete ile gözyaşlarımı sildi.

🔹

"Kağıt yok," dediğimde hala etrafta arama yapıyordum, Çağın Ateş'in kükremesiyle sarsıldım. "O kâğıtta bir flaş bellek vardı," diye açıkladığında içimdeki endişe daha da büyüdü. Gözlerimden akan yaşları sildim.

Duygu, anlattıklarını dinleyerek köşede bize bakarken, Çağın Ateş'in sert ifadesi ve bilgi vermesiyle şaşkına döndüm. "Ne vardı o kağıtta? B- ben okumaya veya bakmaya fırsat bulamadım " diye merakla sordum.

"Tahmin etmek zor değil. Eğer okusaydın, şu an neden burada olduğunu bu kadar sorgulamazdın," dedi, kendinden emin bir şekilde.

"O kâğıt ablandan," dediğinde soluğum kesilmiş gibi nefes almakta zorlanmıştım. Çünkü onu hiçbir zaman görmemiştim, ama benim ona benzediğimi halam çok anlatırdı. Ve ben onu görmememe rağmen, ondan olan bir varlığa bakmış ve onu kendimden daha çok sevip kollamıştım. Duygularımı ateşe belli etmeden tepkisiz bir şekilde onu dinlemeye çalıştım. "O kâğıtta ne yazıyor bilmiyorum, ama onun önemli bir şey olduğunu söyledi." Ateş sözünü bitirir bitirmez elimi eşofman takımının cebine soktum. Kağıdı cebimde bulamayınca yine bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Çağın Ateş ne yaptığımı sorgular gibi bana bakarken ben hala bir umut ceplerimi karıştırıyordum. "Kağıt..." dedim hala üstümü ve etrafı ararken. "Kağıt... Yok..." Ellerimi saçlarımın arasına daldırıp biraz ellerimle hava yaparken hala etrafa bakıyordum. Çağın Ateş karşıma geçip sert bakışlarla konuşmaya başladığında her şeyi berbat ettiğimi tahmin ediliyordum. "O kâğıtta bir flaş bellek vardı, sahip çıkamadın mı?!" diye kükrediğinde refleksle ellerimi kulaklarıma kapatmıştım. "Bağırma..." dedim hala ellerim kulaklarımdayken.

Adaletin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin