i wanna be yours [jeongchan]

seven

yazarın anlatımı

Jeongin çalan alarmıyla gözlerini açmıştı, yüzüncü erteleyişiyle telefonu kenarı atmıştı.

Gözlerini açmış yatakta ayılmayı beklerken odaya doğru gelen ayak seslerinin farkına vardı, babası onu uyandırmaya geliyordu.

Kapı tıklanmış ve yavaşça açılmıştı.

Jeongin kafasını kaldırıp kapıya baktığında Jimin babasının geldiğini fark etmişti.

"Uyandın mı bebeğim?"

"Evet, maalesef..." Uykulu olduğundan dolayı sesi kısık çıkmıştı. Babası kıkırdamış ve yatağın yanına yaklaşmıştı.

"Namjoon baban yok geceden beri. O yüzden kalk ve benimle kahvaltı yap tek yapmayı sevmiyorum." Aslında yalandı Jimin, oğlunun okul zamanıda tek kalıyordu ve o zaman tek başına kahvaltı yapıyordu ama Jeongin bu modellik işinden dolayı yemek yemeği azaltmış öğünlerini atlar olmuştu.

"Babam niye yok?" Yataktan sonunda çıkarken konuşmuştu.

"Gece hastaneden çağırdılar, bir hastasıyla ilgiliymiş." Jeongin anladığını belirten mırıltılar bırakmıştı.

"Ben aşağı iniyorum ve sende elini yüzünü yıkayıp aşağı geliyorsun küçük bey tamam mı?"

"Tamam babiiş." Jeongin banyosuna ilerlerken, babasıda odadan çıkmıştı.

Çeşmeyi açmış ardından yüzünü güzelce yıkamış ve kurulayıp odasına geri dönmüştü.

Gece erkenden yattığı için telefonuna pek bakmamıştı, internetini açıp gruba girmiş ve hiç birini okumadan çıkmıştı. Ardından Felix'in ona özelden attığı mesaj dikkatini çekmişti. Tıkladığında Chan'ın menajeriyle konuştuğunu ve işle ilgili bir şeyler konuşmak için onunla görüşmek istediğini söyleyip, Jeongin için izin almıştı.

Chan ne kadar çekimlere gitsede modellerle görüşeceği zaman ya çok önemli bir şey olmalıydı yada keyfine bağlıydı, isterse görüşürdü.

Jeongin, Felix'e cevap verdikten sonra ayaklarını sürüyerek aşağı inmişti, enfes sofraya bakmış ve ağzının sularını silerek oturmuştu masaya.

"Bugün evde misin?" Babasıda sofraya geçerken konuşmuştu.

"Hayır, ufacık bir işim var sonra Minho hyung'a gideceğim." Bundan Minho'nun haberi yoktu ama sürekli birbirlerine giderken haber gitmeden verirlerdi o yüzden bu onlar arasında sorun değildi.

"Ne işin var bakalım?"

Jeongin, kahve olayından babalarına bahsetmemişti, nedenini o da bilmiyordu sadece o an bahsetmemişti

"Ben size anlatmadım... İlk çekim günü yanlışlıkla, bak gerçekten yanlışlıkla patronumun üstüne daha yeni gelmiş kaynar kahveyi döktüm." Jeongin bıcır bıcır konuşurken babasıda o haline gülmüştü.

"E peki kızdılar mı?"

"Hayır, kovulmadım bile ama yinede gidip bir özür dilemeliyim. Sakarlığım başıma bela ya..." Ağzına salatalık atarken son dediğini mırıldanmıştı.