Akşama kadar bizimkilerle sohbet edip film izlemiş bol bol da abur cubur yemiştik. Zamanın nasıl geçtiğini o kadar anlamamıştım ki abimler de işten dönmüştü.
Annem de geç oldu oturun yemek yiyin demesiyle bizimkiler su görmüş balık gibi sevinmişti. Yemekten sonra da hadi geç oldu burada kalın demesiyle de Uğur ve Cem salonda Cansu ve Defne için de benim odamı ayarlamıştık.
Gece herkes yatınca biz hala sohbete devam etmiştik ve aklımıza gelen fikirle ilk önce Burak sonra da Oğuz'un odasına gitmiştik. İkisinin de yüzüne komik şeyler çizip uyumaya gitmiştik.
Şimdi ise Cansu ve Defne kardeşlerimi tutmaya çalışıyor ben de kaçmaya çalışıyordum. Uğur ve Cem de annemin meşhur omletine gömülmüş takmıyorlardı olayı.
"Anne söyle kızına gelsin şuraya. Ya ne yapmış yüzüme baksana" diye bağırmıştı Burak.
"Kendi aranızda halledin. Beni ilgilendirmez" diyip abimlerle konuşmasına döndü annem.
"Gel lan buraya. Ya ben arkadaşlarımla buluşacağım bu halim ne ya" diye ağlamaklı bir şekilde sitem etti Oğuz.
Onlara bunun çıkmayacağını söylemiştim. Ama tek sebebi görür görmez küfür etmeleriydi. Haklı olabilirler ama bu benim abla olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Makyaj temizleyicisi ile rahatlıkla çıkabilirdi oysa.
Yavuz abim "Biraz daha bağırmaya devam ederseniz tavayı fırlatırım. Tabi abim bitirdikten sonra" diyip ters ters bakmıştı.
Üstümde beyaz bol tişört altımda da Minecraft salaş eşofmanımla koltukların tepesinden atlıyordum. En sonunda Burak bir şekilde kurtulup bana doğru gelmesiyle kendimi bir ninja edasıyla kapıya fırlatmış ve dışarı koşmuştum.
Bu halde peşimden gelemeyeceklerini biliyordum. En azından yürüyüş olur diye de bir markete uğrayayım demiştim. Tabi benim tahminlerim yanlış çıkmış ve kardeşlerim peşimden koşmaya başlamıştı.
Bunu farketmem ile marketin diğer tarafındaki sokağa doğru koştum. Mahalleyi daha tam öğrenememiştim ama gittiğim yerde gençlerin oturduğu bir kahve olduğunu gördüm fakat şu an önemli olan bu değildi.
Beni yakaladığında gıdıklama mayağı yapacak iki kardeşim peşimdeydi. Arkama hafifçe baktığımda Burak'ın tam ensemde olduğunu farketmem ile hızımı arttırıp Usain Bolt'a dönüşmüştüm.
"Çek git lan kuduz köpek. Nah buluşursun arkadaşlarınla. Burak da anca sinirlensin niyeyse" diye bağırmıştım onların duyabileceği şekilde. Kahvenin önünde yuvarlak bir biçimde dönüyorduk. Bir tanesi zeki olup arkasını dönseydi sıçmıştım.
Burak sinirle "Sinirlenirim lan çok normal sevgilimle buluşucam" demişti.
Bunu demesiyle ani bir frenle durdum. Yavaş yavaş arkamı döndüm. Burak da ne dediğinin farkındaymış gibi bana masum masum bakıyordu.
"Ha yani senin sevgilin var küçük pislik" dememle geri geri yürümeye başlamıştı. Arkasındaki kahveye doğru yürüyordu ama muhtemelen farkında değildi.
"Sevgili mi yok abla. Sevimli dedim. Yok o da değil sevilen dedim." diyerek saçmalama başlamıştı.
Yanıma gelen Oğuz "Ulan abi harbi malsın sus da batma" dedi.
Arkaya yürümeye devam eden Burak kaldırıma takılmış götünün üzerine düşmüştü. Yavaşça sırıtarak yüzüne eğildim. Beklemediği anda sarıldım.
"Benim minnoşumun sevgilisi mi var. Yaaa bana neden söylemedin. Kaç yaşında? Sınıf arkadaşın mı? Nerde tanıştınız? Ne zamandır çıkıyorsunuz? Bak ders çalışmanı etkilemiyor değil mi? Normalde takmam ama bu sene sınav senen. Fotoğrafı var mı?" diye hızlı hızlı soruları dizmem ile Burak kıpkırmızı olmuştu.
"Ya abla ya söyleyince böyle olur diye çünkü. Dershaneden arkadaşım ve çalışmam için sürekli yardım ediyor. 10 gün oldu başlayalı. Geçen seneden arkadaştık ama ne olduysa oldu. Nolur abimlerle deme şimdi başımın etini yerler yok sınav falan" demesiyle
"Tamam tamam ama borç tablona yazıyorum. Gidin şimdi eve. Çıkıyor yüzünüzdekiler. Makyaj temizleyicisi ile hiçbir şey kalmaz." demem ile sanki bunu yapan ben değilmişim gibi ikisi de bana sarılmıştı.
"Canım ablam be. Bana da 100 lira ateşlesene" demesiyle Oğuz'un kafasına geçirdim.
"Git çalışan abilerin dolandır. Öğrenciyim lan ben" diyip sırıttım.
Onlar eve doğru adımlarken ben de markete gitmeye karar verdim. Market arka tarafta kaldığı için oraya dönerken kafede beni izleyen bir sürü göze denk geldim. İşte o an neler olduğu kafama dank etti.
Fakat aralarından bir göz dikkatlice bana bakıyordu. Göz göze gelmemiz ile ayağa kalkıp önümde durmuştu. Diğerlerinin biraz da olsa beni görmesini engellemişti.
"Biraz terlemişsin. Eve git hasta olursun" demişti Kaya. Ben ise hala yüzüne bakıyordum.
"Eve gitmem için ben de mi seni kovalamalıyım?" diyerek gülümsemişti. Sağ tarafında çıkan gamzeye takılı kalmıştım. Ne olduğunu anlamamıştım kendime.
Farkında olmadan "Olur" demiştim. Kaya'nın yüzündeki şaşkınlık ama sonrasında gelen sırıtışo görünce ne dediğimi anladım.
"Olur haklısın anlamında yani. Eve gidiyim. Yoksa hasta olurum 40 derece ateşle hastane falan hiç çekilmez iyi günler size" diyerek hızla oradan uzaklaşmıştım.
Ama uzaklaştıkça bile kalp çarpıntım geçmemişti. Bunu tamamen çok koştuğum için olduğuna yormak istiyordum. Ama kendimi de tanıyordum ve hiç iyi değildi...
Eve gitmem ile bizimkilere olayı anlattım. Ufak bir dalga geçseler de ciddi bir şekilde dinlemişlerdi.
Mert "Çok umut vermek istemiyorum ama bence yakışıyorsunuz. Yan yana durunca boy farkınız aşırı sevimli. Omzuna geliyorsun mal ya" demişti. Evet maksimum sevecenliği buydu.
Cansu hemen itiraz ederek "Ne umutlandırması. Bariz belliydi dünden. Bence etkileniyor. Korumalar falan" demeşti.
Mert "Sonuçta 'mahalle abisi ' falan ya hani. Mahalledeki bir kızı rahatsız ettiğimizi düşünerek yapmış olabilir. Ek olarak sevgilisi var mı bilmiyoruz. Stalk ile öğreniriz. Gece de duygularından emin olduğu zaman yardırırız olur biter" demişti.
Uğur ise " Seviyorsan git konuş bence. Değil mi Cansu'm" demişti
"Ne alaka. Evet etkileşim var da hoşlantı mı emin değilim" demiştim. Evet etkilendiğini kabul ediyordum salak değilim sonuçta ama hoşlantı hatta sevgi denilecek kadar büyük bir şey mi emin değildim
Biraz daha konuştuktan sonra herkes evine dağılmıştı. Ben de akşam olana kadar oturup dizi izlemiştim. Çünkü boş günümü böyle değerlendirmek beni mutlu ediyordu.
Akşam olmasıyla annem mahalleye inmemiz gerektiği hazırlamamızı söyledi. Geç de olsa 'hoşgeldin' partisi düzenlemişlerdi. Mahallenin ortasında masalar kurulmuş hep birlikte yemek yiyecektik. Annemi kırmamak adına kabul ettim.
Abimlerle tuvalet kavgası yapa yapa hazılanmıştık. Aslında eve geri de gelebilirdik neden kavga ediyorduk anlamıyorum. Ama olsun ben kazandığım sürece sorun yoktu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Mahallesi
ChickLitYeni taşındığımız mucizelerle dolu bu mahallede önceden bildiğim her şeyin farklı olduğunu anlamıştım. Aşkı da dostluğu da burada yeniden öğreneceğimi bilmiyordum. Komedi, tatlı kaos, arkadaşlık, aşk, mahalle temalı bir kitap! İçinde argo bulunur ba...