1. BÖLÜM 'ÇIKMAZ SOKAK'

609 104 17
                                    


Bugün 26 Mayıs 2015 saat 17:45 Mert'in içkiye başlaması için henüz erkendi. Kahverengi çekik gözleri, ince dudakları, bembeyaz teni, hafif uzunluktaki siyah saçları, 1.83 boyu, kaslı vücudu, mükemmel, ifadesiz ve sert suratıyla 18 yaşında bir genç için oldukça çekici ve bir o kadar da korkutucu duruyordu. Karşısındaki içki şişelerini havada dansa kaldıran ve dikkatini bütünüyle onları zabdetmek için kullanan, iri yarı olamasına rağmen bi hayli yakışıklı ve neşeli bir insana benzeyen barmene bardağını işaret ederek bir kadeh daha isteyen bir bakış attı Mert ardından "daha sert bi'şeyler olsun." diyerek ekledi. Barmen ise hafif bir tebessüm ederek sol tarafta en yüksekte bulunan bir şişe eline alarak Mert'in bardağını doldurdu. Bu ikinci bardaktı. Ağır ağır içkisini yudumlarken cep telefonuna bakarak saatin akşam üzeri 6'ya geldiğini görüp tekrar telefonunu cebine koydu. Bardağındaki son içkiyide yudumladıktan sonra barmene bahşişle birlikte hesabı da ödeyerek çıkış kapısına doğru ilerledi. Taksim'in ara sokaklarında ilerlerken bir ses duyarak sesin geldiği tarafa doğru sakin adımlarla yürürken sesin dahada ağlamaklı ve hüzünlü çıkmasıyla adımlarını hızlandırarak bir çıkmaz sokakta üç adamın bir kızı taciz etmeye çalışırken gördü ve koşarak, yaklaşık 4 metre mesafeyle hafif hepsinin orta boylu, biri zayif, ikisinin orta kiloda ve yüzlerinin korkutucu oldugunu gören Mert sert ve duygusuz bir ses tonuyla yüksekçe "heyy! rahat bırakın onu pislikler.!" diyerek dahada yaklaştı. Adamlardan ikisine "siz icabına bakın ben biraz daha eğleneceğim bu fıstıkla" derken yüz ifadesini korkunç bir gülümseme kaplayan sıska adam kızın ağzını elleriyle kapayıp öpmeye çalışıyordu. Mert bunu görünce dahada sinirlenerek "gelin lan piçler hadi" diyerek ilk adamın üzerine doğru hızlı adımlarla gitti ve sert bir yumrukla onu yere serdi ve Mert onu tekmelemeye başladı. Adam acı içerisinde inlerken diğer adama dönerek "evet gelmiyor musun hadii?" diyerek onun üzerine gelmesi için kışkırtarak gülümseyerek göz kırptı. Adam tabiiki bu tongaya düşerek koşarak Mert'in üzerine koşmaya başladı. Bunu gören Mert hızlı bir adımla onun önünden çekilerek duvara çarpmasını sağladı. Adamın canı bir hayli acımış olacakki gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı ve kendini yerde buldu. Mert onun için elini bile kaldırmamıştı. Bu sırada kız ağzını tutan adamın elini ısırarak elinden kurtuldu bi hayli hırpalanmıştı bunu gören Mert "hey sıska sıra sende hadi babana gel" diyerek sinirli bir şekilde ellerini sıkarak üzerine doğru yürüdü. Adamın kaçacak yeride yoktu. Mert sert bir kaç yumrukla onu da yere serdi. Ve arkasında bulunan kıza doğru döndü ve şaşkınca kızın suratına bakakaldı. Onun başka bir dünyadan ya da insan dışı bir varlık olduğunu düşünerek gözlerini kırpıştırdı ve şaşkınlığını sakladı. O çok güzeldi uzun siyah saçları, siyah kocaman gözleri, kaşları, dudakları, burnu, kusursuz vücuduyla oldukça baştan çıkarıcı duruyordu. Hemen Mert yanına giderek "iyi misin? bişeyin var mı?" diye sordu. Ve devam ederek "ben Mert Ünal" diyerek elini uzattı. "evet iyi sayılırım eğer gelmeseydin belki de" diyerek gözünden bir damla yaş süzüldü ve devam etti "bende Esila memnun oldum." diyerek elini sıktı.

KÖTÜNÜN İYİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin