Esila şaşkınlığını saklayamıyordu. Ama ailesi için mecburdu çünkü babası eski Türk ajanıydı kimliği deşifre olmuş ve her yerde farklı eyalet ve ülkelerden onu bulup öldürmeleri için adam göndermişlerdi. Yaklaşık 2 aydır kaçak yaşıyorlardı. Ta kii 23 Mayıs'ın akşam üzerine kadar. O gün evleri kalaşnikof ve taramalı tüfeklerle saldırıya uğramıştı. O gün A.E.M tarafından gönderilen ajanlar tarafından saldırıdan 15 dakika önce evden çıkarılıp güvenli evler adı verilen özel, yüksek güvenlikli evlerden birine getirilmişlerdi. Burda Esila gibi bir çok aile bulunuyordu. Esila ile babası her şeyi detaylı olarak konuşmuşlardı ve babası onu 5 yaşından beri Esila bilmesede ajanlık yaparken nasıl davranması gerektiğini öğretmişti. "sormak istediğin bi şey var mı ?" diyen Ömer'e "yok. olsa bile napabilirim ki mecburum yapmaya." diyerek gözlerinin içine baktı. Ömer hafif bir gülümsemeyle "aileni görebilirsin o zaman" diyerek elindeki telefonla "ailesini getirin" diyerek emir verir gibi bir tavırla telefonu kapattı. Onun ardın hemen kapı çalındı ve içeri Esila'nın anne, babası girdi görür görmez hemen boyunlarına koşarak sarıldı öptü. Onlara bişey olmasını istemiyordu o yüzden kabul etmişti zaten. "Baba nasıl yapacağımı bilemiyorum korkmuyorum ama bilmediğim şeyleri de yapmak istemiyorum" diyerek babasının gözlerinin içine baktı. "yavrum ben senin kötülüğünü ister miyim hiç? ama yapacak bişeyimizde yok elimiz kolumuz bağlı" diyerek gözlerinin içine baktı Esila'nın. "kızım gururumuz olacaksın bizim için değil ülken için" diyen annesine bakarak sulu gözlerle sarıldı, arkasından babasına. "tekrar görüşeceksiniz acıtasyona bağlamayın lütfen" diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı, başarmıştı da Esila'nın babası Ömer'in yanına giderek "ona iyi bakmazsan amerikalıların yapamadığını ben yapıp seni öldürürüm dostum" dedi ve gülmeye başladılar. Esila gözlerindeki yaşları silmeye çalışırken gülüyordu. Bir kaç dakika daha birlikte oturduktan sonra artık anne ve babasının gitme vakti gelmişti. Sımsıkı sarıldı, kokularını içine çekti, onları çok sevdiğini her fırsatta arayacağını söyledikten sonra öptü ve artık gitmişlerdi. Bundan sonra tekti. Ülkesi ve ailesi için yapacaktı herseyi. Ömer "hazır mısın?" diyerek ayağa kalktı, masanın köşesine oturdu ve kollarını göğsünde birleştirdi. Esila "hazırım. Annem, Babam ve Türkiye için" diyerek kendinden emin bakışlarla Ömer'in gözlerinin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜNÜN İYİSİ
Novela Juvenilİçimdeki iyiği çıkar! Bu beni ya öldürecek ya da yaşatacak!