Esila arabayı çok hızlı kullanıyordu. Evine yakınlaşmış olmalı ki daha sakin bir biçimde sürmeye başladı. Taksimin en güzel caddelerinden geçti ve evinin Fransız sokagının hemen yan mahallesinde oldugunu gördü, çok sevinmişti yüzünde gülücükler açtı hemen. Bir mahalleye geldi ve arabayı lüks bir apartmanın yanına park etmeye çalışıyordu. O sırada Mert ve Enes pizzalarını söylemiş hem pizza yiyor hem de playstation oynuyorlardı. Mert "bittin olum sen" diyerek güldü "görüşeceğiz şimdi bekle" diyerek ona kahkaha atarak karşılık verdi Enes. "yapma be kardeşim bi insan her oynayışında yenilmezki" diyerek güldü Mert. Enes cevap veremedi çünkü yine yenilmişti. "kardeşim hayırlı olsun yine kaybettin" diyerek omuzunu okşadı Enes'in. "abi bari bilerek yenil ya doksana taktım gidiyorum bi gün rezil olacagız karizma yerle bir olacak" diyerek güldü Enes. Mert ona gülerek karşılık verdi ve elindeki kola dolu bardakla balkona çıktı ve Esila arabayı park ederken gördü 'evi burda mı yoksa? zengin olmalı ailesi' diye düşünerek hafif bir tebessüm oluştu yüzünde. Esila arabayı hızlı ve profosyonel bir şekilde park etti. Ve apartmana yöneldi. Mert onu izliyordu. Apartmanın kapısında iki kişiyle konuşuyordu. Uzun boylu, esmer bir kadın elini uzattı el sıkıştılar. Hafif kısa boylu, kumral olan ise yukarıyı işaret ederek el sıkıştı ve elindeki anahtarı Esila'ya uzattı. Biri arkada diğeri önde Esila ise onları takip ederek içeri girdiler. Mert bu iki kadını buralarda hiç görmemişti dikkatli baktığında. Hepsini aklının bir köşesine yazmıştı mutlaka araştıracaktı. Bu düşüncelerden sıyrılıp biraz uyumak istiyordu. Telefonunu alarak kendi odasına doğru yöneldi ve yatağına geçti. Odası ful gri ve tonlarından olusuyordu. Oldukça zevkli bir cocuktu Mert. Başını yastığa koyar koymaz uykuya daldı. Esila ise aşağıda tanıştığı Buket ve Esra ile birlikte dördüncü kata doğru asansörle çıkmaya başladılar bu süre içerisinde aralarında hiç bir konuşma geçmemişti. Asansörden indikten sonra evin kapısını gösteren Buket uzun boylu, esmer, yeşil gözlü ve oldukça güzeldi 20 yasındaydı ve minyon bir tipi vardı Esila'ya bakarak "işte yeni evin hayırlı olsun bir sıkıntı olursa ben üst kattayım Esra altta oturuyor şimdi sen dinlen akşam yemeği beraber yeriz." diyerek gülümsedi. Esra, 1,65 boylarında olmasına rağmen oda cok güzel bir kızdı. Kumrallığı, bronz teni ve acık kahve tonundaki gözleriyle çok güzel duruyordu ve Esila'ya gülümseyerek "seni almaya geleceğim." diyerek merdivenlerden yukarı doğru çıktılar Buket ile birlikte. Esila anahtarı düzelterek içinden dualarla açtı evin kapısını. İçeri girer girmez gözlerine inanamadı karşısında kocaman bir salon, bir duvar boyunca boy ve enine doğru kocaman bir camdan kapı ve pencereler taksimin bütün manzarası görünüyordu salonun her yerinden. Siyah deriden üç tane koltuk u şeklinde ortadaki cam sehpayı çevreleyecek biçiminde konulmuş, koltukların tam karşısında ise bir duvardan bir duvara kadar uzanan sinema ekranı büyüklüğünde bir televizyon, grinin en güzel tonuna boyanmış duvarlar, katlanabilir siyah perdelerle oldukça hoş duruyordu. Esila yan tarafına baktığında oldukça şaşırmıştı çünkü onun fotoğrafları büyük bir şekilde çerçevelenmişti. Hemen hemen evin her yerinde siyah mobilya ve renkler kullanılmıştı. Esila yatak odasına girdiğinde yine aynı şekilde siyah perde, gri duvar boyası kullanılmıştı. Bu sefer fotoğrafları giysi dolabına baskı yapılmış şekilde gördü ve kusursuz duruyordu. Hemen yatağın üzerine kendi attı bir telefon ve bilgisayar duruyordu bunlar Ömer'in bahsettikleri olmalıydı. Ama ondan önce dikkatini çeken yatağın kenarlarından yaklaşık 20 santim içe doğru olduğunu gördü hemen elini tıklattı içi boş gibiydi cam ve plastik yapımı bir şeydi dolap olduğu belliydi. Bir süre etrafında dolanarak bakındı, fakat açmak için bir düğme veya kol yoktu, 'eninde sonunda öğrenirim.' diye düşünerek kendini yatağa attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜNÜN İYİSİ
Teen Fictionİçimdeki iyiği çıkar! Bu beni ya öldürecek ya da yaşatacak!