Makas & Dolap Saçmalığı.

33 6 37
                                    


"Biz şimdi şarkı söylettik ya"

"He gülüm?"

"İşte romantik komediye mi çevirelim kitabı?"

"Ne alaka oğlum devam et görevlere, ölümlere hatta ordan bize sar bir aksiyonlu bölüm."

"Tamamdır abi o iş bizde."

Evet bu sanatsal düşüncelerimden sonra geliyor bir uçmalı,kaçmalı bölüm!

Okurlar telsizden, "Geçtik telefonun başına abi, tamam." komutunu verdiğine göre hadi başlayalım.



Bize izin verilen günün üstünden 1 hafta geçti ve emin olun bu hafta da diğerleri gibiydi.

Görevlere gidip başkaldıranları engellemekten artık onların neden bu işi bıraktığını anlamaya bile başlamıştım neredeyse!

"Sevgili ölü bekçilerim uyanmışta, o güzel görevlere gittikleri ayaklarıyla buraya mı toplanmış!"

Yok arkadaş bu iş bitsin ilk olarak Fuat'a suikast düzenleyip öldüreceğiz belki şansına bekçi falan olurda bize çektirdiklerini anlar.

Sahtelerin sahtesi bir gülümsemeyle Fuat'ın yanında duran ve burada sarı saç boyasını nereden bulduğunu çözemediğim Jale, masanın üstüne görevle ilgili birkaç dosya diziyordu.

"Şaka bir yana bu göreviniz diğerlerinden daha önemli ve tehlikeli."

"Alıştık bunlara Fuat, her görevden önce yok 'bu en zoru' yok 'acayip tehlikeli, kendinize dikkat edin.' diyorsun hepside aynı."

"Maalesef Ahmet Bey amcacım, bu sefer dikkat etmeniz gereken siz değilsiniz başkası."

Sohbete atladım tabii ki, "Neden başkasına dikkat edelim ki? Sonuçta ölmemesi gereken biziz."

Diğerleri de beni onayladı.

"Yeni göreviniz bir okulda sevgili ölülerim."

"Yoksa başkaldıran bir öğrenci mi?"

"Güzel teori Shakira, fakat bunu bizde bilmiyoruz."

Güney, "Nasıl bilmiyorsunuz? Olmayan birini mi yakalıyacağız?"

"Hayır tabii ki de ama kimliğini bilmediğimiz birini yakalıyacaksınız."

"Ya yanlış kişi ölürse?" İzzet'e hak verdim.

"O size bağlı, araştıracak ve doğru kişiyi bulacaksınız." şimdide dedektif olduk.

"Neyse, vakit kaybetmeden size detayları anlatayım."

Dinlemek için masanın etrafına toplanıp dosyalara bakmaya başladık.

"Korumanız gereken çok kişi var derken çocuklardan bahsediyordum."

"Parka falan mı gidiyoruz?"

"Mustafa bir kere de işi şakaya vurmadan şu adamı dinleyin yav!"

"Sanane şakşakçım?"

"Devam etmeme izin verir misiniz? Çok zahmet olucak ama..."

"Lütfen." sıkıldık abi burda.

"Bu sefer göreviniz bir okulda ve diğerleri gibi kısa sürüp halledileceğini sanmıyorum."

İç çekerek dinlemeye devam ettim.

"Dediğim gibi, bizde karşımızdaki kişinin kimliğini bilmiyoruz ve bunu siz öğreniceksiniz."

KAN KANDIRMACA \Kırık Makas(949)/.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin